İzleyiciler The Idol'ın finaline ateş püskürdü: "Ağzım açık kaldı"

İlk günden beri içerdiği gereksiz çıplaklık ve seks sahneleri nedeniyle eleştirilen dizi, erken final yaptı

Sansasyon yaratan dizi, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından "toksik erkek fantezisi" olarak nitelendiriliyor (HBO)
Sansasyon yaratan dizi, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından "toksik erkek fantezisi" olarak nitelendiriliyor (HBO)
TT

İzleyiciler The Idol'ın finaline ateş püskürdü: "Ağzım açık kaldı"

Sansasyon yaratan dizi, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından "toksik erkek fantezisi" olarak nitelendiriliyor (HBO)
Sansasyon yaratan dizi, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından "toksik erkek fantezisi" olarak nitelendiriliyor (HBO)

HBO'nun cinsel içerikli sahneleleriyle tartışma yaratan dizisi The Idol, dün gece yayımlanan sezon finaliyle şimdilik sona erdi ve tüm sezon olduğu gibi izleyiciler sosyal medyada diziyi yerden yere vurdu.

Dizi, tuhaf gece kulübü sahibi Tedros'la tanıştıktan sonra hayatı altüst olan pop yıldızı Jocelyn'i takip ediyordu. Jocelyn'i canlandıran Lily-Rose Depp, geçen hafta verdiği röportajda dizideki seks sahnelerini canlandırmaktan heyecan duyduğunu söylemişti.

Jocelyn'in arkadaşı ve asistanı Leia'nın itirazlarına rağmen Tedros'un yanına taşınması ve tekinsiz Tedros karakteri tarafından hayatının kontrolününün tamamen ele geçirilmesi uzun sürmemişti.

Jocelyn Forever (Daima Jocelyn) başlıklı final bölümünde Jocelyn, sonunda Tedros'a karşı gelmeyi başarıyor. Ancak daha sonra hayatına geri dönmesine izin veriyor. Ama bu sefer Jocelyn, Tedros'u kullanmaya başlıyor ve izleyiciler pop yıldızının manipülatif geçmişi hakkında daha fazla şey öğrenme şansı buluyor.

İzleyiciler, finalin ardından sosyal medyada düşüncelerini dile getirmekten geri durmadı. Bir kullanıcı, Twitter'da durumu kısa ve öz bir şekilde özetledi:

Bu saçma sapan dizi bitti.

Dizinin sonunda, "sette toksik bir çalışma ortamı olduğu" iddialarını yalanlamak amacıyla eklendiği tahmin edilen kamera arkası görüntüleri de yer aldı. 

Dizinin pek çok hayranı The Idol'ın sadece 5 bölümden sonra sona ermesine şaşırdı. Dizi 2021'de ilk duyurulduğunda 6 bölüm olacağı açıklanmıştı.

Çoğu kişi dizinin sonunu beğenmedi. Bir kişi, "Böyle bittiğine göre dizinin amacı neydi? Bu son yüzünden korkunç ve sıkıcı bir zaman kaybı" diye yazdı.

Bir diğer sosyal medya kullanıcısı diziyle ilgili şunları söyledi:

Tüm o tartışmalardan sonra The Idol, gerçekten de The Weeknd'in vampir Jedi gibi giyip bazı garip argo sözler söylediği 5 bölümden ibaret oldu.

Bir izleyiciyse Jocelyn'in kreatif direktörü Xander'ı canlandıran Troye Sivan'ı övdü:

Güle güle, Troye Sivan sen tüm diziden daha büyüktün. The Idol, seni özlemeyeceğiz.

Onunla aynı fikri paylaşan bir diğer izleyici de, "The Idol'la ilgili tek iyi şey Troye Sivan'ın performansıydı" diye yazdı.

Dizinin finalini şaşkınlıkla karşılayan bir kullanıcı da şu ifadeleri kullandı:

Nasıl hissedeceğimi bilmiyorum... Ağzım açık kaldı.

Independent Türkçe, Daily Mail, Variety



Dünyada ilk: İki babalı farelerin kendi yavrusu oldu

İki babası olan yetişkin erkek fareler, kendi yavrularını dünyaya getirdi (Yanchang Wei)
İki babası olan yetişkin erkek fareler, kendi yavrularını dünyaya getirdi (Yanchang Wei)
TT

Dünyada ilk: İki babalı farelerin kendi yavrusu oldu

İki babası olan yetişkin erkek fareler, kendi yavrularını dünyaya getirdi (Yanchang Wei)
İki babası olan yetişkin erkek fareler, kendi yavrularını dünyaya getirdi (Yanchang Wei)

Dünyada ilk kez iki babası olan fareler kendi yavrularını dünyaya getirdi. 

İki annesi olan farelerin dünyaya getirildiği ilk kez 2004'te duyurulmuştu. Ancak iki babalı kemirgenler üretmek çok daha zorlu bir iş oldu. 

Son yıllarda Japonya ve Çin'den farklı araştırma ekipleri kendi yöntemlerini kullanarak iki babalı fareler dünyaya getirmeyi başarmıştı. Kök hücreleri kullanan Japon ekibin çalışmasında 7 yavru normal bir şekilde büyümüş ve Scientific American'a göre yetişkinliğe ulaşan iki hayvanın doğurgan olduğu görülmüştü.

Çinli bir ekipse bu yılın başlarında gen düzenleme tekniğiyle iki babalı fareler üretmişti. Ancak bu yavrularda birtakım gelişimsel sorunlar görülmüş ve yetişkinliğe ulaşsalar da kısır oldukları tespit edilmişti.

Bulguları hakemli dergi PNAS'te 23 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmadaysa Çin'den farklı bir ekip iki babalı farelerin ilk kez kendi yavruları olduğu bildirildi.

Şanghay Jiao Tong Üniversitesi'nden araştırmacılar, çekirdeği çıkarılmış bir yumurtaya iki sperm hücresi yerleştirdi. Ardından epigenetik düzenleme adı verilen bir yöntemle, embriyonun gelişmesi için gereken sperm DNA'sındaki 7 bölgeyi yeniden programladılar.

Dişi farelere yerleştirilen 259 embriyodan sadece ikisi hayatta kaldı ve yetişkinliğe ulaştı. İkisi de erkek olan fareler daha sonra dişi farelerle çiftleşerek kendi yavrularını dünyaya getirdi. Araştırmacılar bu yavruların da boyut, ağırlık ve görünüm açısından normal göründüğünü ifade ediyor.

Ebeveynleri aynı cinsiyetten memeliler üretmenin önündeki en büyük engel, baskılama denen bir olgudan kaynaklanıyor. Baskılama, bir gen hem anne hem de babadan alındığına bunlardan birinin aktif, diğerinin pasif kalmasını ifade ediyor.

İki erkekten alınan DNA'yla embriyo oluşturmaya çalışınca, çok fazla baba geni aktif kaldığı ve anne geni bulunmadığı için ortaya baskılama sorunları çıkabiliyor.

Yumurta ve sperm oluşumu sırasında kromozomlara, bazı genlerin aktif, diğerlerininse pasif olmasını sağlayan kimyasal etiketler ekleniyor. Bu değişiklikler altta yatan DNA dizilimini değiştirmedikleri için "epigenetik" diye adlandırılıyor ancak etiketlerin etkisi varlığını sürdürebiliyor. 

Yeni çalışmayı yürüten ekip, modifiye edilmiş CRISPR proteinleri kullanarak DNA dizilimini değiştirmeden epigenetik etiketlerle oynadı.

University College London'dan Helen O'Neill, yer almadığı çalışmanın kritik bir adım olduğunu söyleyerek ekliyor: 

Bu çalışma, genomik baskılamanın memelilerde tek ebeveynli üremenin önündeki ana engel olduğunu doğruluyor ve bunun aşılabileceğini gösteriyor.

Genetik düzenleme içermediği için yeni yöntemin insanlara uyarlanması teoride mümkün görünüyor. Öte yandan çalışmadaki başarı oranının düşük olması nedeniyle bunun gerçekleşmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Çalışmada yer almayan moleküler nörobiyoloji uzmanı Christophe Galichet, "Aynı cinsiyetteki ebeveynlerin üremesi üzerine yapılan bu araştırma umut verici olsa da gereken yumurta sayısı, ihtiyaç duyulan taşıyıcı anne sayısı ve başarı oranının düşük olması nedeniyle bu tekniğin insanlara uygulanması düşünülemez" diyor.

Independent Türkçe, IFLScience, New Scientist, Scientific American, PNAS