Yönetmeninden John Wick 5'le ilgili kafa karıştıran açıklama

Serinin yönetmeni Chad Stahelski, hem umut verici hem de muğlak açıklamalar yaptı

Lionsgate Sinema Grubu Başkanı Joe Drake, mayısta John Wick 5 için çalışmalara başlandığını duyurmuştu (Lionsgate)
Lionsgate Sinema Grubu Başkanı Joe Drake, mayısta John Wick 5 için çalışmalara başlandığını duyurmuştu (Lionsgate)
TT

Yönetmeninden John Wick 5'le ilgili kafa karıştıran açıklama

Lionsgate Sinema Grubu Başkanı Joe Drake, mayısta John Wick 5 için çalışmalara başlandığını duyurmuştu (Lionsgate)
Lionsgate Sinema Grubu Başkanı Joe Drake, mayısta John Wick 5 için çalışmalara başlandığını duyurmuştu (Lionsgate)

John Wick serisinin 4. filmi, dünya çapında 430 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde edince olası bir devam filmi hakkındaki konuşmalar kaçınılmaz hale gelmişti. Çok geçmeden John Wick 5'in yanı sıra spinoff'ların da geleceği açıklanmıştı.

Peki John Wick 5, gerçekten de çekilecek mi? Serinin yönetmeni Chad Stahelski, Empire'a konuştu ve olası bir John Wick 5 hakkında umut verici bir güncelleme paylaştı.

Röportaj sırasında Stahelski aklından geçenleri dürüstçe aktararak, gerçekten anlatmak isteyecekleri bir hikaye bulmak ve stüdyonun başka bir hikaye için zorlaması arasında uzlaşılacağının resmini çizdi. 

Dublörlükten yönetmenliğe geçiş yapan Stahelski, bunun kötü bir şey olmak zorunda olmadığını da açıkladı.

54 yaşındaki yönetmen, Empire'ın "Peki John Wick 5'i ne zaman izleyebiliriz?" sorusunu şöyle cevapladı:

Dürüst olmak gerekirse bilmiyorum. Lionsgate anlaşılır bir şekilde daha fazla John Wick filmi yapmak istiyor, bu bir yönetmen için kötü bir şey değil. Şu anda bir fikrim yok ama yarın uyandığımda Keanu'ya sunacağım ya da onun bana sunacağı harika bir fikir olabilir.

Kafasında henüz kullanmadığı ve yapmak istediği sahnelerle aksiyon sekansları olduğunu söyleyen Amerikalı yönetmen, sözlerine şöyle devam etti:

Eğer geri dönersek, aynı şeyi yapamayız. Ev ödevimi yapmalıyım. Daha iyi olmalıyım.

Öte yandan serinin spinoff'ları hız kesmeden ilerliyor. Bu yıl, dünyanın en ölümcül suikastçılarının dinlenmek için check-in yaptıkları otelde geçecek The Continental izleyiciyle buluşacak. 

Gelecek yılsa John Wick evrenine, Ana de Armas'ın başrolde olduğu ve Keanu Reeves'in de kamera karşısına geçeceği bir başka aksiyon filmi Ballerina'yla ile geri döneceğiz.

The Continental eylülde izleyiciyle buluşacak ve Ballerina'ysa 7 Haziran 2024'te vizyona girecek.

Independent Türkçe, Collider, Empire



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe