Korku ikonu, yeni Freddy Krueger için adayını açıkladı

76 yaşındaki aktör, 50 yıllık kariyeri boyunca pek çoğu korku klasikleri arasına girmiş 150'den fazla filmde rol aldı

1984 yapımı Elm Sokağında Kabus'un ardından Freddy Krueger karakteri devam filmleriyle beyazperdeyi kana buladı (New Line Cinema)
1984 yapımı Elm Sokağında Kabus'un ardından Freddy Krueger karakteri devam filmleriyle beyazperdeyi kana buladı (New Line Cinema)
TT

Korku ikonu, yeni Freddy Krueger için adayını açıkladı

1984 yapımı Elm Sokağında Kabus'un ardından Freddy Krueger karakteri devam filmleriyle beyazperdeyi kana buladı (New Line Cinema)
1984 yapımı Elm Sokağında Kabus'un ardından Freddy Krueger karakteri devam filmleriyle beyazperdeyi kana buladı (New Line Cinema)

Robert Englund, izleyicilerin Freddy Krueger'dan daha fazlası olduğunu bilmesini istiyor. Elm Sokağında Kabus (A Nightmare on Elm Street) serisinin yıldızı ve Freddy Krueger'ın şekilsiz görüntüsünün arkasındaki adam Robert Englund, "2004'ten sonra Freddy'yi tekrar oynayamayacağımı biliyordum" diyor.

Englund şu sıralar hayatını anlatan ve Apple TV+'ta yayımlanan belgeselle, kariyerine ve Krueger olarak bıraktığı kalıcı mirasa dönüp bakıyor. Hollywood Rüyaları ve Kabusları: Robert Englund'un Hikayesi (Hollywood Dreams & Nightmares: The Robert Englund Story) adlı belgesel, hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisini kazandı.

Çocuk katili Freddy'yi 8 kere canlandırdı

76 yaşındaki aktör, 50 yıllık kariyeri boyunca pek çoğu korku klasikleri arasına girmiş 150'den fazla filmde rol aldı. Hatta yakın zamanda Stranger Things'in 5. sezonunda göz korkutucu Victor Creel rolünde sahne çalan bir performans sergiledi.

Ancak Englund en çok Wes Craven'ın eldiven giyen çocuk katili Freddy olarak tanınıyor. Freddy'yi 1984'teki ilk Elm Sokağı'ndan bu yana 8 farklı filmde canlandırdı. Hatta Krueger olarak kısa ömürlü bir korku dizisi olan Freddy'nin Kabusları'nda (Freddy's Nightmares) da rol aldı.

Englund kariyerini gözden geçirip ve Freddy'ye veda ederken, neler olabileceğini de değerlendiriyor. Çünkü en çok övgü alan rolünün yanı sıra, bazı ünlü rolleri canlandırmasına da "ramak kalmıştı".

Neredeyse Han Solo olacaktı

Englund'ın kariyerindeki en ilginç "ya olsaydı" anlarından biri, neredeyse Yıldız Savaşları'nda (Star Wars) Han Solo rolünü üstlenecek olmasıydı. Bu rol nihayetinde bir başka ekran ikonu olan Harrison Ford'a gitmişti.

Englund, Hollywood'daki Samuel Goldwyn Stüdyosu'nda Kıyamet (Apocalypse Now) için seçmelere katılırken kozmik maceranın casting direktörleriyle çok kısa bir süre bir araya geldiğini hatırlıyor. Englund, Francis Ford Coppola'nın çığır açan savaş filmi için sahneleri okurken, George Lucas da aynı binada çok çok uzaklardaki galaksisi üzerinde çalışıyordu.

Mark Hamill nasıl Luke Skywalker oldu?

"Görünüşe göre, koridorun karşısında, George Lucas'ın yöneteceği uzay filmindeki bir rolle ilgili biraz sorun yaşıyorlardı" diyen Englund, sözlerini şöyle sürdürü:

Ve 5 saniyeliğine beni gördüler. Resmen bir polaroidimi çektiler. Ve hepsi bu kadar. 'Bu Han Solo olabilir de olmayabilir de.' Kıyamet için giyinmiştim, yani seksi bir asker gibiydim ya da o zamanlar bu yaşlı yüzün olabileceği kadar seksiydim.

Senaryonun sayfalarına bakarken, Luke Skywalker ismi Englund'ın dikkatini çekiyor. 76 yaşındaki oyuncu, eve gittiğini ve onları "her zaman kanepesinde oturan adama" verdiğini hatırlıyor.

Ve o adamın Mark Hamill'den başkası değil.

Englund'ın en sevdiği korku yönetmeni

Elm Sokağı, 13. Cuma (Friday the 13th) ve Cadılar Bayramı (Halloween) gibi slasher filmlerinin popüler zamanları geride kalmış olabilir ancak korku türü bu yılın başlarında gişede zirveye yerleşen "M3gan" gibi yenilikçi filmlerle gelişmeye devam ediyor.

Englund, özellikle bir film yapımcısının korku türünü yeni zirvelere taşıdığını düşünüyor.

"Şu anda olağanüstü işler yapılıyor" diyen oyuncu, sözlerini şöyle sürdürüyor: 

Jordan Peele'nin olmadığı bir dünyada yaşamak istemiyorum. Kapan (Get Out) mutlak bir deha.

Englund, "2005'ten 2010'a kadar içimde bir ya da iki Freddy daha olabilirdi ama artık yok" diyen oyuncu ekliyor:

Belki beni bir kameo yapmaya davet ederlerse onur duyarım.

Peki, gençleri rüyalarında kim takip etmeli? Usta oyuncu, "Yeni bir Freddy bulmaları gerekiyor" diyor ve ekliyor:

Bilinmeyen biri de olabilir, Kevin Bacon gibi tanınmış biri de.

"Hollywood Rüyaları ve Kabusları: Robert Englund'un Hikayesi" Apple TV+'da izlenebilir.

Independent Türkçe, Insider, New York Times



Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
TT

Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)

Beyindeki yıldız şeklindeki hücrelerin anıların işlenip depolanmasında önemli bir rol oynadığı öne sürüldü.

Bilim insanları uzun zamandır anıların sadece nöronlarda saklandığını düşünüyordu. Nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin destekleyici rollere sahip olduğu varsayılırken, son yıllarda bu düşünce değişiyor.

Hakemli dergi Nature'da dün (6 Kasım) yayımlanan makalede astrosit denen yıldız şeklindeki hücrelerin hafıza açısından nasıl bir görev üstlendiği araştırıldı.

Nöronlara destek sağlamaktan kan-beyin bariyerini oluşturmaya kadar çok sayıda kritik işi yerine getiren astrositler "beynin İsveç çakısı" diye de biliniyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip fareler üzerinde yaptıkları deneylerde öğrenmeyle ilişkili astrosit hücrelerini inceledi. 

LLA denen bu hücrelerin bir kısmının öğrenme deneyimi sırasında aktive olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar ayrıca farklı bir ortamda yeniden aktive edilen bu hücrelerin anıların hatırlanmasını teşvik ettiğini kaydetti.

Bunun yanı sıra öğrenme deneyimiyle aktive olan LAA'ların, NFIA adlı gen tarafından ifade edilen bir proteini yüksek seviyede tuttuğu bulundu. Bu proteinin üretiminin engellenmesi, sözkonusu öğrenme deneyimine ilişkin anıların da hatırlanmasını engelledi.

Bu durum, astrositlerin anıların hem depolanması hem de hatırlanmasında rol oynadığına işaret ediyor.

Ancak araştırmacılar anıların depolanmasındaki rolünün net olmadığını ifade ediyor. Makalenin başyazarı Benjamin Deneen, "Astrositlerin hafızanın geri çağrılmasında rol oynadığı artık açık" diyerek ekliyor: 

Anıları gerçekten depoluyorlar mı yoksa geri çağırmada bir kanal görevi mi görüyorlar, bu henüz bilinmiyor. Belki de hücresel düzeyde astrositler ve nöronlar arasında bir 'indeksleme' vardır; bir nöron hafıza 'bilgisini' yakınındaki bir dizi LAA'ya dağıtıyor olabilir.

Yine de yeni çalışma hem nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin önemini vurguluyor hem de hafızanın nasıl çalıştığını anlamaya katkı sağlıyor.

Bulguların insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak bunun doğrulanması durumunda Alzheimer gibi hafızayla ilgili hastalıklar da daha iyi anlaşılabilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, Science Blog, Nature