Angelina Jolie, tıptaki ırksal eşitsizliklere dikkat çekti: "Yanlış tanı konuyor"

Jolie "Beyaz olmayan çocuklarıma, bazen sağlıklarını tehlikeye atacak şekilde yanlış teşhisler konduğunu gördüm" diye yazdı

AFP
AFP
TT

Angelina Jolie, tıptaki ırksal eşitsizliklere dikkat çekti: "Yanlış tanı konuyor"

AFP
AFP

Angelina Jolie, sağlık sektöründeki ırksal eşitsizliğe dair düşüncelerini paylaştı.

48 yaşındaki oyuncu 5 Temmuz Çarşamba günü American Journal of Nursing için kaleme aldığı görüş yazısında, aile içi şiddet mağdurları sözkonusu olduğunda koyu renkli tenlerdeki morlukları tespit eden teknolojilere dikkat çekti.

Ajan Salt'un (The Salt) yıldızı yazısına, sağlık merkezlerinin daha çok beyaz tene odaklandığını ve "ırk ve etnik kökene bağlı olarak, yaraları sıklıkla gözden kaçırdığını" belirterek başladı.

Aile içi şiddet karşıtı savunuculuk yapan Jolie, "Farklı ırklardan çocukların annesi olarak, beyaz olmayan çocuklarıma bazen sağlıklarını tehlikeye atacak şekillerde yanlış teşhisler konduğunu gördüm" diye yazdı.

Malefiz'in (Maleficent) yıldızının üçü evlatlık, 6 çocuğu var.

Jolie en büyük oğlu Maddox'ı Kamboçya'dan evlat edinmişti. Kızı Zahara, Etiyopyalı ve oğlu Pax de Vietnamlı.

Ünlü oyuncu görüş yazısında, koyu tenli kişilerdeki morlukları uygun araçlar olmadan tespit etmenin ne kadar zor olduğundan bahsetti.

Kızı Zahara'yla bir anısını paylaşan Jolie şöyle yazdı:

Kişisel bir şeyden bahsetmek gerekirse, Etiyopyalı kızım Zahara tıbbi bir işlem için hastaneye yatırıldığında hemşire bana 'kesiklerinin etrafı pembeleşirse' onu aramamı söylemişti.

Oyuncu, "Hemşireye boş boş baktım, söylediği şeyde neyin yanlış olduğunu anladığından emin değildim" diye yazdı.

Hemşire odadan çıkınca kızımla konuştum ve ikimiz de enfeksiyon belirtilerini, kuşkusuz iyi niyetle söylemesine rağmen hemşirenin dediklerine göre değil, kendi bilgilerimize dayanarak gözlemlememiz gerektiğini biliyorduk.

Jolie, çocuklarının "yüksek kalitede sağlık hizmetine erişimi olmasına rağmen ırkları ve tıpta beyaz tene öncelik verilmeye devam edilmesi nedeniyle basit teşhislerin kaçırıldığını" da ekledi.

Oyuncu görüş yazısını, "tıbbi araştırma ve eğitimde çeşitlilik ve temsilin" geliştirilmesine muazzam ihtiyaç duyulduğunu ve "yeni çözümleri benimseme zamanının çoktan geldiğini" belirterek bitirdi.

Independent Türkçe



Mars'ta hayatta kalabilecek bir bitki bulundu

Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
TT

Mars'ta hayatta kalabilecek bir bitki bulundu

Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)

Bilim insanları Mars'ta hayatta kalabilecek bir yosun türü belirledi. Zorlu koşullara dayanabilen bitki, Kızıl Gezegen'deki insan yaşamını başlatabilir. 

Sıcaklıkların -153 dereceye kadar düşebildiği Mars'ın, insanların yaşaması için uygun koşullara sahip olduğu söylenemez. İnce atmosferi Güneş'ten gelen ısıyı yakalayamadığı gibi, gezegeni ultraviyole radyasyona karşı da koruyamıyor. 

Bilim insanları Mars ortamında hayatta kalabilecek çeşitli mikroorganizmaları, alg ve likenleri daha önce test etmişti. The Innovation adlı hakemli dergide dün yayımlanan çalışmadaysa ilk defa bütün bir bitkinin sert koşullarda yaşayıp yaşayamayacağı araştırıldı. 

Syntrichia caninervis adlı çöl yosunu, Antarktika'dan Mojave Çölü'ne kadar çeşitli ortamlarda hayatta kalabiliyor. Araştırmacılar yeni çalışmada bu bitkinin -196 dereceye ve yüksek seviyelerde gama radyasyonuna da dayanabildiğini gösterdi. 

Ekip, yosunları önce -80 derecede 5 yıla kadar, daha sonra da -196 derecede 30 güne kadar tuttu. Donan bitkiler çözündükten sonra eski hallerine geri dönmeyi başardı. Araştırmacılar dondurulmadan önce kurutulan bitkilerin daha hızlı kendine geldiğini kaydetti. 

Çöl yosununun çoğu bitkiyi öldürecek seviyedeki gama radyasyonunda hayatta kaldığı, hatta 500 Gy'de daha iyi geliştiği görüldü. 50 Gy'lik gama radyasyonu, insanları öldürebilecek etkiye sahip. 

Ardından Çin Bilimler Akademisi Gezegen Atmosferleri Simülasyon Tesisi'nden yararlanan bilim insanları Mars'taki basınç, sıcaklık ve ultraviyole radyasyona sahip bir ortamda yosunları test etti. Bir hafta boyunca bu ortamda hayatta kalan bitkiler, simülasyondan çıkarıldıktan sonra eski hallerine geri döndü. 

Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Geleceğe bakacak olursak, bu umut verici yosunun Mars'a veya Ay'a götürülerek uzaydaki bitki kolonizasyonu ve büyümesi ihtimalinin daha fazla test edilebileceğini umuyoruz.

Florida Üniversitesi'nden yosun uzmanı Prof. Stuart McDaniel, yer almadığı çalışmanın önem arz ettiğini belirterek şöyle ekliyor:

Karasal bitkilerin yetiştirilmesi uzun vadeli uzay görevlerinin önemli bir parçası çünkü bitkiler karbondioksit ve suyu verimli bir şekilde oksijen ve karbonhidratlara, yani insanların hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu hava ve gıdaya dönüştürüyor. Çöl yosunu yenilebilir değil fakat uzayda başka önemli hizmetler sunabilir.

Öte yandan çalışmanın bazı sınırlılıkları var. Prof. McDaniel ve diğer uzmanlar, yosunların Mars toprağında yetişip yetişmeyeceğinin bilinmediğini vurguluyor. Uzmanlar ayrıca bitkinin önemli bir oksijen kaynağı olup olmayacağı sorusunun da cevapsız kaldığını söylüyor. 

Villanova Üniversitesi'nden Prof. Edward Guinan, yosunların Mars'ta yetişmek için suya ihtiyaç duyacağını söylese de çalışmanın etkileyici olduğunu da belirtiyor. "Önümüzde uzun bir yol var" diyen Prof. Guinan şöyle ekliyor:

Ancak bu mütevazı çöl yosunu, gelecekte Mars'ın küçük bölümlerini insanlığın yaşayabileceği bir hale getirme umudu veriyor.

Independent Türkçe, Science Daily, Guardian, The Innovation