Idris Elba açıkladı: Netflix'in sevilen filmi Luther'ın devamı gelecek mi?

Luther, Netflix'te 2023'ün en çok izlenen filmi

Britanyalı aktör Idris Elba'nın adı, sık sık James Bond karakteriyle birlikte anılıyor (Netflix)
Britanyalı aktör Idris Elba'nın adı, sık sık James Bond karakteriyle birlikte anılıyor (Netflix)
TT

Idris Elba açıkladı: Netflix'in sevilen filmi Luther'ın devamı gelecek mi?

Britanyalı aktör Idris Elba'nın adı, sık sık James Bond karakteriyle birlikte anılıyor (Netflix)
Britanyalı aktör Idris Elba'nın adı, sık sık James Bond karakteriyle birlikte anılıyor (Netflix)

Netflix'te bu yıl martta yayımlanan polisiye-gerilim türündeki Luther: Batan Güneş (Luther: The Fallen Sun) için "nefes almak için nadiren duraklayan, tedirgin edici ama heyecan verici, iki saatlik bir yolculuk" yorumu yapılmıştı. 

Neil Cross'un yaratıcısı olduğu, 2010'da yayımlanmaya başlayan BBC dizisi Luther'ın spinoff'u olan filmin başrollerinde Idris Elba, Cynthia Erivo, Andy Serkis, Dermot Crowley ve Thomas Coombes yer almıştı. 

2023 yapımı Luther: Batan Güneş, yönetmen Jamie Payne'in olası bir devam filmi için zemin hazırladığı bir sonla bitmişti. Ancak devam filminin gelebilmesi için filmin gerçekten ilgi görmesi gerekiyor. Peki Luther: Batan Güneş, Netflix'te yayımlandığında ne kadar başarılı oldu?

Başrol oyuncusu Idris Elba'ya göre, film dijital yayın platformunda yayımlanır yayımlanmaz en çok izlenenler arasına girdi ve beğenildi.

Collider'a röportaj veren Britanyalı aktöre, filmin Netflix'teki performansına bakarak Luther rolünü tekrar oynama ihtimalinin ne olduğu soruldu. 50 yaşındaki aktörün cevabı son derece olumluydu:

"Evet, film gerçekten iyi iş çıkardı. Luther, Netflix'te en çok izlenen ilk 5 filmden biri oldu, ki bu inanılmaz bir başarı çünkü televizyon dizisinden uyarlanan ilk filmdi" diyen Elba, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir film daha yapmayı umuyorum. Luther'ı seviyorum. Bu karakteri seviyorum, onu bir hikaye ve karakter olarak nereye götürebileceğimi görmeyi seviyorum. Yani evet, umarım şansımız yaver gider.

5 sezon boyunca ekranlara gelen Britanya yapımı suç draması, Londra'nın tehlikeli sokaklarında çeşitli suçlarla mücadele eden Dedektif John Luther'ın soruşturmalarını, karmaşık hayatını ve kişisel mücadelelerini ele alıyordu.

Karanlık tonu, oyuncuların yoğun performansları ve karmaşık hikaye anlatımıyla ünlü dizi, kahramanının psikolojik derinliğini keşfederek eleştirmenlerin de beğenisini kazanmıştı.

Independent Türkçe, Collider, Movieweb



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe