Kült komedi Hayalet Avcıları neredeyse bambaşka bir film olacaktı

Hayalet Avcıları, görsel efekt ve şarkı kategorisinde Oscar'a aday olmuştu (Columbia Pictures)
Hayalet Avcıları, görsel efekt ve şarkı kategorisinde Oscar'a aday olmuştu (Columbia Pictures)
TT

Kült komedi Hayalet Avcıları neredeyse bambaşka bir film olacaktı

Hayalet Avcıları, görsel efekt ve şarkı kategorisinde Oscar'a aday olmuştu (Columbia Pictures)
Hayalet Avcıları, görsel efekt ve şarkı kategorisinde Oscar'a aday olmuştu (Columbia Pictures)

Hayalet Avcıları (Ghostbusters), 1984'te gösterine girdiğinden beri, çok az komedinin başarabildiğini yaparak çok sayıda devam filmi ve uyarlama doğurdu.

Senaryosunu Dan Aykroyd ve Harold Ramis'in birlikte yazdığı, Ivan Reitman'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde tarihin en yüksek hasılat yapan komedisi oldu ve bir popüler kültür fenomenine dönüştü. Ancak film, senaryonun ilk halinden çok daha farklıydı. Aykroyd'un doğaüstü olaylara duyduğu hayranlıktan esinlenerek tasarladığı Hayalet Avcıları'nın ilk taslağı daha karanlık, daha iddialı ve kelimenin tam anlamıyla başka bir dünyadan gelmiş gibiydi.

Kanada'nın Ontario kentinde büyüyen Dan Aykroyd, doğaüstü olaylara meraklı bir soydan geliyor. Radyo teknolojisi aracılığıyla ruhlarla iletişim kurma fikriyle uğraşan bir mühendisin ve spiritüalistin büyük torunu olan Aykroyd, aynı zamanda doğaüstü olaylarla ilgili eserler yayınlayan bir yazarın oğlu. Aykroyd, bu sayede hayalet efsanelerine yabancı değil. 

Aykroyd, Vanity Fair'e verdiği röportajda "Bu bir aile işi" demişti. Ünlü oyuncunun aktardığına göre, büyük büyükbabası çiftlik evinde ruh çağırma seansları düzenliyordu. Ancak Aykroyd için her şey, parapsikoloji hakkında bir makale okuyunca değişti ve şöyle düşündü: 

Hayaletleri tuzağa düşürmek için bir sistem tasarlayacağım... Ve bunu 1930'ların eski hayalet filmleriyle birleştireceğim.

Aykroyd, temel konsepti oturttuktan sonra, o zamanki adıyla Ghost Smashers olan filmin senaryosunu yazmaya başladı. Aykroyd, fikirlerini Bill Murray ve yönetmen Ivan Reitman'a sundu. Murray etkilendi ama okuduklarından bunaldığını da itiraf etti. 

Reitman ise senaryo hakkında şunları söyledi: 

Gelecekte, bir dizi farklı gezegende ya da boyutsal düzlemde geçiyordu. Tamamen aksiyondu. İçinde çok az karakter çalışması vardı. Hayalet Avcıları daha ilk sayfada hayaletleri yakalıyordu ve bunu ondan sonraki her sayfada yapıyorlardı. Hiç ara vermeden, birbiri ardına doğaüstü olaylar yaşıyorlardı. 10. sayfaya geldiğimde çok yorulmuştum. 40. ya da 50. sayfaya geldiğimde bütçeyi yüz milyonlarca dolar olarak hesapladım.

Reitman'ın da belirttiği gibi, Hayalet Avcıları'nın ilk senaryosu, devasa bir bütçe gerektirecekti. Reitman ve Columbia Pictures Yönetim Kurulu Başkanı Frank Price projeye güvenmelerine rağmen, bütçeyi düşürmek için senaryonun elden geçirilmesi gerektiğine karar verdi. Reitman ve Aykroyd, senaryonun fantastik unsurlarını gerçekliğe daha iyi oturtmak için sinemacı Harold Ramis'den yardım istedi. 

Vanity Fair'e konuşan Reitman, o günlerden bahsederken "Hayatımın en güzel iki haftasıydı" dedi ve ekledi: 

Haftanın 7 günü çalıştık... Ailelerimizle harika yemekler yedik ve sonra geceleri işe geri döndük.

Harold Ramis ayrıca, Dan Aykroyd'la ayrı ayrı yazdıklarını ve sonra birbirlerinin yazdıklarını gözden geçirdiklerini söyledi. 

Haziran 1984'te gösterime giren Hayalet Avcıları, en unutulmaz filmlerden biri olarak kendini hızlı bir şekilde kabul ettirdi. Yılın en büyük hitlerinden biri olan film o zamana kadar en çok hasılat yapan komedi oldu. 

Independent Türkçe, Collider, Slash Film



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe