"Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği" adlı romanı başta olmak üzere edebiyat dünyasına çok sayıda eser bırakan, Fransa ve Çekya vatandaşı yazar Milan Kundera 94 yaşında hayatını kaybetti.
2005 yılında Fransız-Çek yazar Milan Kundera (AFP)
20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olarak gösterilen Kundera'nın ölüm haberini Fransa'nın Le Monde gazetesi ve Çek devlet televizyonu verdi.
1963'te Kundera (AP)
Birçok kez aday gösterildiği Nobel edebiyat ödülünü hiçbir zaman alamasa da roman, kısa öykü, oyun yazarlığı, deneme ve şiirleri ile edebiyat dünyasının en tanınmış isimlerinden olan Kundera, kariyerine 1967'de "Şaka" adlı romanı ile başladı.
1975'te Paris'in merkezinde bir kafenin yanında yürüyen Kundera (AFP)
Brno (Çek Cumhuriyeti) doğumlu olan Kundera, 1981'de Fransa vatandaşlığı almıştı.
2010'da Paris'te bir edebiyat partisine katılırken (AFP)
1980'lerin ortasından bu yana basına röportaj vermeme özelliğiyle de bilinen Kundera'nın arkasında bıraktığı eserler arasında "Gülünesi Aşklar", "Gülüşün ve Unutuşun", "Yaşam Başka Yerde", "Saptırılmış Vasiyetler", "Ölümsüzlük", "Kimlik" ve "Roman Sanatı" öne çıkıyor.
Eşi ile birlikte 14 Ekim 1973'te Prag'da (AFP)
Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi ile Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi üyesi olan Kundera, Kudüs Ödülü (1985), Avusturya Avrupa Edebiyatı Ödülü (1987), Herder Ödülü (2000), Çek Ulusal Ödülü (2007), Franz Kafka Ödülü (2020) gibi birçok ödül almıştı.
Netflix'ten tüyler ürperten suç belgeseli: "En dehşet verici vaka"
Fred ve Rose West: Bir İngiliz Korku Hikayesi, üç bölümden oluşuyor (Netflix)
Netflix, Black Mirror'dan bir bölüme benzetilen ve "şimdiye kadarki en korkunç vaka" diye tanımlanan yeni gerçek suç belgeselini izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor.
Fred ve Rose West: Bir İngiliz Korku Hikayesi (Fred and Rose West: A British Horror Story) adlı belgesel dizi, 14 Mayıs'ta platformda yayına girecek.
İlk kez yayımlanacak görüntüler
Yayın devi, mini dizinin, Britanya tarihinin en azılı seri katil çifti olarak anılan Fred ve Rose West'in yaşamlarını ve işledikleri korkunç suçları derinlemesine ele alacağını duyurdu.
Platform tarafından yapılan açıklamaya göre, dizide daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış polis görüntüleri ve kamuoyuna hiç duyurulmamış ses kayıtları da yer alacak. Belgesel Gloucestershire polisinin, çiftin 12 kurbanına ait kalıntıları nasıl ortaya çıkardığını da gözler önüne serecek.
Dizi aynı zamanda, bazı kurbanların aile bireyleriyle yapılan özel röportajlara da yer veriyor. Bu kişiler, yıllar süren sessizliklerini ilk kez bozarak, kayıp yakınlarının vahşice öldürüldüğünü öğrendikleri andan itibaren yaşadıkları travmayı, acıyı ve adalet arayışındaki direnişlerini anlatıyor.
Bu yapım, Netflix'in Bir İngiliz Korku Hikayesi başlığı altındaki ikinci dizi olacak. İlki, 2022'de yayımlanan iki bölümlük Jimmy Savile belgeseliydi.
"Dehşet evi"nin sırları
Fred ve Rose West, 1990'lı yıllarda "dehşet evi" diye anılacak olan Gloucester'daki evlerinde tutuklanmıştı.
Çift, çoğunluğu genç kadınlardan oluşan en az 8 kişiyi bu evin içinde işkence ederek öldürmekle suçlanmış, kurbanlarının çoğunu da bizzat kendileri gömmüştü.
Yapılan kazılarda, evin bodrum katında ve Gloucestershire çevresindeki tarlalarda insan kalıntılarına rastlanmıştı. Fred West 12 cinayetle suçlanırken, Rose West 1995'te 10 cinayetten hüküm giymiş ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Rose West, yıllardır sessizliğini koruyor. Fred West ise dava görülmeden önce 53 yaşında hayatını kaybetti. Bu da birçok kişide, başka karanlık sırları da mezara götürdüğü düşüncesini doğurdu.
"Black Mirror’ın Loch Henry bölümünü hatırlattı"
Yakında izleyiciyle buluşacak bu belgesel, daha şimdiden sosyal medyada büyük ses getirdi. Fragmanın YouTube'da paylaşılmasının ardından izleyicilerden pek çok yorum geldi.
Bir kullanıcı, "Bu vakayı biliyorum ve gerçekten bugüne kadar duyduğum en dehşet verici olaylardan biri" derken bir diğeri ekledi:
Bu dava ve Moors cinayetleri beni hep ürkütmüştür.
Bir başka izleyici ise, "Bu bana Black Mirror’ın Loch Henry bölümünü hatırlattı" dedi. Sözkonusu bölümde, bir çift sakin bir İskoç kasabasına doğa belgeseli çekmeye giderken, kendilerini kasabanın karanlık geçmişine dair bir kabusun ortasında buluyordu.