Reese Witherspoon'dan seks sahnesi itirafı: "Harika bir deneyim değildi"

Witherspoon, 2006'da rol aldığı Sınırları Aşmak'la En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kazanmıştı (Universal)
Witherspoon, 2006'da rol aldığı Sınırları Aşmak'la En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kazanmıştı (Universal)
TT

Reese Witherspoon'dan seks sahnesi itirafı: "Harika bir deneyim değildi"

Witherspoon, 2006'da rol aldığı Sınırları Aşmak'la En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kazanmıştı (Universal)
Witherspoon, 2006'da rol aldığı Sınırları Aşmak'la En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kazanmıştı (Universal)

Reese Witherspoon, Harper's Bazaar'ın Ağustos 2023 sayısının kapağında yer aldı. 47 yaşındaki oyuncu, dergiye verdiği röportajda Jim Toth'tan boşanması hakkında samimi açıklamalarda bulundu. Amerikalı oyuncu, "Benim için hassas bir dönem" ifadelerini kullandı.

Witherspoon, sözlerini şöyle sürdürdü:

İnsanlarla hayatımda olup bitenler hakkında doğrudan konuşabilmek ve bunları harika mesleki ya da kişisel deneyimlerimi paylaştığım şekilde paylaşabilmek, bir şeyleri kendi sesimle söyleyebilmek ve olanları başkasının kontrol etmesine izin vermemek çok daha sahici hissettiriyor.

"Tabii ki spekülasyonlar var ama bunu kontrol edemiyorum" diyen Reese Witherspoon, "Tek yapabileceğim en dürüst, en açık sözlü halimle savunmasız olmak" diye ekledi.

Boşanma davası sürecinde kendini yalnız hissetmediğini söyleyen ünlü oyuncu, ilk eşi Ryan Phillippe'ten de 2008'de boşanmıştı. 

Hayatındaki değişiklikleri yönlendirirken "sessizleşmek" için zaman ayırdığını itiraf eden ödüllü aktris, "biraz yavaşlamaya" çalıştığını ifade etti. 

Oyunculuk kariyeri boyunca yaşadıklarına da değinen Witherspoon, dergiye verdiği röportajda 1996 yapımı gerilim filmi Saplantı'da (Fear), Mark Wahlberg'le seks sahnesi çekerken nasıl rahatsız olduğunu da anlattı. 

O sırada 19 yaşında olan Witherspoon, karakterinin lunapark treni üzerinde orgazm olduğu sahne üzerinde "hiçbir kontrolü olmadığı için harika bir deneyim olmadığını" itiraf etti.

Senaryoda bunun olacağı açıkça yazmıyordu, bu yüzden sanırım yönetmenin kendi başına düşündüğü bir şeydi ve sonra sette bana bunu yapıp yapmayacağımı sordu ve ben de 'hayır' dedim. Pek de harika bir deneyim değildi.

Oscar ödüllü aktris, ayrıca yapım sırasında tüm bel altı sahnelerin çekimi için dublör talep ettiğini de ekledi. 

James Foley'nin yönettiği filmde Witherspoon'un canlandırdığı 16 yaşındaki karakter, Wahlberg'in canlandırdığı 23 yaşındaki sosyopata aşık oluyordu.

"Bu olay film yapımcılığındaki sıralamada yerimin neresi olduğunu anlamamı sağladı" diyen oyuncu, deneyimden ötürü travmatize olmadığını da ekledi. 

Saplantı, Witherspoon'un Hollywood'da tanınan bir isim haline gelmeden ve kendi yapım şirketini kurmadan yıllar önce çektiği 9. filmiydi. 

Filmin yapımcısı, Saplantı'yı "gençler için Öldüren Cazibe (Fatal Attraction)" diye tanımlamıştı.

Independent Türkçe, Harper's Bazaar, Daily Mail



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe