Efsanevi sanatçı Jane Birkin yaşamını yitirdi: Cansız bedenini bakıcısı buldu

Birkin ve Gainsbourg'un kızları Charlotte da ebeveynlerinin adımlarını takip ederek sinema ve müziğe atıldı (AFP)
Birkin ve Gainsbourg'un kızları Charlotte da ebeveynlerinin adımlarını takip ederek sinema ve müziğe atıldı (AFP)
TT

Efsanevi sanatçı Jane Birkin yaşamını yitirdi: Cansız bedenini bakıcısı buldu

Birkin ve Gainsbourg'un kızları Charlotte da ebeveynlerinin adımlarını takip ederek sinema ve müziğe atıldı (AFP)
Birkin ve Gainsbourg'un kızları Charlotte da ebeveynlerinin adımlarını takip ederek sinema ve müziğe atıldı (AFP)

Efsane şarkıcı ve oyuncu Jane Birkin, 76 yaşında hayatını kaybetti. Fransız basınının aktardığına göre Birkin, bakıcısı tarafından Fransa'daki evinde ölü bulundu. Sanatçının ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Hermès'in Birkin modelindeki marka el çantasına ilham veren Birkin, 60 ve 70'lerin en ikonik yıldızlarından biriydi.

Kariyerine oyuncu olarak başlayan Birkin, Serge Gainsbourg'la inişli çıkışlı bir ilişki yaşamıştı. 1969'da tanışan çift, romantik komedi türündeki Slogan'ın setinde tanışmıştı. 

O dönemde 22 yaşında olan Birkin ve kendisinden 18 yaş büyük Gainsbourg, aynı yıl birlikte ilk albümlerini yayımlamıştı. Albümde yer alan cinsel içerikli Je t'aime...moi non plus, müzik listelerinde bir numaraya kadar yükselmişti.

Birçok ülkede radyoların çalması yasaklanan ve Vatikan'ın kınadığı şarkı dünya çapında başarı elde etmişti.

Kısa sürede Fransa'nın en ünlü çifti haline gelen Birkin ve Gainsbourg, 13 yıllık ilişkileri boyunca bohem ve hedonist yaşam tarzlarıyla da gündemden düşmemişti.

Birkin, 2006 CNN'e verdiği röportajda Gainsbourg'la ilişkilerinden bahsetmişti:

O ve ben, Je t'aime sayesinde 13 yıl boyunca birlikte olduğumuz ve ölene kadar arkadaşım olmaya devam ettiği için o garip şekilde en ünlü çift haline geldik. Kim daha fazlasını isteyebilir ki?

Çift, 1980'de ayrılık kararı aldı. Birkin, birçok filmde rol aldı ve çok sayıda solo albüm kaydetti.

Şarkıcı, Mart 2022'de omzunu kırdıktan sonra mayısta Paris'te vermesi planlanan birkaç konseri ertelemek zorunda kalmıştı.

Birkin, 14 Aralık 1946'da Londra'da bir deniz subayı ve aktrisin çocuğu olarak dünyaya gelmişti.

Henüz 17 yaşındayken James Bond'un bestecisi John Barry'yle evlenmiş ve bu evlilikten Kate adında bir kızı olmuştu. Çiftin evliliği sadece üç yıl sürdü.

1966'da sinemaya adım atan Birkin, Michelangelo Antonioni'nin 60'lara damgasını vuran klasiği Cinayeti Gördüm'de (Blow Up) rol almıştı. Filmde, henüz 20 yaşındayken çektiği çıplak sahne sansasyon yaratmıştı. 

Independent Türkçe, Daily Mail, Sky News



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe