Mad Max: Fury Road neredeyse bambaşka bir film olacaktı

Mad Max: Fury Road'un spinoff'u Furiosa, 24 Mayıs 2024'te gösterime girecek (Warner Bros)
Mad Max: Fury Road'un spinoff'u Furiosa, 24 Mayıs 2024'te gösterime girecek (Warner Bros)
TT

Mad Max: Fury Road neredeyse bambaşka bir film olacaktı

Mad Max: Fury Road'un spinoff'u Furiosa, 24 Mayıs 2024'te gösterime girecek (Warner Bros)
Mad Max: Fury Road'un spinoff'u Furiosa, 24 Mayıs 2024'te gösterime girecek (Warner Bros)

Mad Max: Fury Road, 2010'ların en beğenilen aksiyon filmlerinden biri ama neredeyse en kötüleri arasında yer alacaktı.

George Miller'ın yönettiği destansı aksiyon sahneleriyle dolu 2015 yapımı film, Mad Max serisinin dördüncü halkası. Ancak Mel Gibson'ın başrolde olduğu üçlemenin devamı niteliğinde değil. Bu sayede seriye yeni başlayanlar için harika bir seçenek. 

Mad Max: Fury Road, başroldeki yol savaşçısının, Furiosa'nın kadınları kötü imparator Immortan Joe'dan kurtarmasına yardım edişini konu alıyor. Film, kötü imparatorun takipçilerinin yakın mesafeden vurulduğu, ezildiği, yaratıcı ve kanlı yollarla öldürüldüğü sahneler nedeniyle R derecelendirmesi almıştı. Bu da 17 yaşından küçüklerin yanlarında ebeveynleri olmadığı sürece filmi izleyemeyeceği anlamına geliyordu.

Mad Max: Fury Road'un bu kadar başarılı olmasının ve dünya çapında 380 milyon dolar hasılat elde etmesinin birincil nedeni şiddet olmasa da bu cesur sahnelerin etkisi de bir gerçek.

Öte yandan filmin ilk hali aslında çok farklıydı ve stüdyonun asıl isteği bu olmamasına rağmen, yönetmenin kurgusu sinemada gösterilen versiyon oldu. Filmin 13 yaş sınırına sahip olmasını isteyen stüdyo, şiddet içeren sahnelerin filmde yer almamasını istiyordu. 

Miller, sözleşme gereği Warner Bros'a filmin 13 yaş sınırlandırmalı versiyonunu da sundu. Stüdyo, filmin iki versiyonunu da test etmeye karar verdi. Yönetmenin kurgusu stüdyonun istediğinden çok daha fazla beğenilince Warner Bros bu versiyonu gösterime sokmaya karar verdi. Stüdyo farklı bir karar verse Mad Max: Fury Road bugün olduğu gibi bir klasik kabul edilmeyebilirdi. 

6 Oscarlı film, IMDb'nin en iyi 250 film listesinde 199. sırada bulunuyor. Tom Hardy, Charlize Theron ve Nicholas Hoult'un başrolleri paylaştığı film, Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 97 gibi harika bir puana sahip.

Independent Türkçe, ScreenRant, Box Office Mojo



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe