Basit bir antibakteriyel ilaç ciddi cilt problemlerini çözebilir

Basit bir antibakteriyel ilaç ciddi cilt problemlerini çözebilir
TT

Basit bir antibakteriyel ilaç ciddi cilt problemlerini çözebilir

Basit bir antibakteriyel ilaç ciddi cilt problemlerini çözebilir

Albert Einstein Tıp Fakültesi’ndeki bilim insanları, basit bir antibakteriyel ilacın ciddi bir cilt problemini çözebileceğini keşfetti.

Dermatit, egzama ve akut radyasyon dermatiti (Radiodermatitis), özellikle kanser için radyasyon tedavisi gören kişilerde yaygın olarak görülen cilt rahatsızlıklarıdır. Hafif kızarıklık ve kaşıntıdan derinin şiddetli yanmasına ve bozulmasına kadar farklı derecelerde görülebilen bu cilt reaksiyonu, hücrelerin iyonlaştırıcı radyasyondan kaynaklanan hasarından kaynaklanıyor.

Şarku’l Avsat’ın scintech daily web sitesinden aktardığına göre JAMA Oncology dergisinde yayınlanan iki yeni çalışmada Montefiore Einstein Kanser Merkezi’nde yakın zamanda yapılan bir araştırma, düşük maliyetli bir antibakteriyel ilacın akut radyasyon dermatitini önleyebileceğini gösterdi.

Akut radyasyon dermatiti kanser için radyoterapi görenlerde sık görülür ve hastaların yüzde 95’ini etkiler.

Bu durum deride kızarıklık, ağrı, kaşıntı veya soyulma gibi belirtilerle öne çıkar. Daha ciddi durumlar, hastanın yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyen belirgin şişlik ve ağrılı cilt yaralarına yol açabilir.

Bununla birlikte, akut radyasyon dermatitinin neden ortaya çıktığına dair bilgiler hala sınırlı ve şiddetli versiyonunu önlemek için geniş çapta onaylanmış standartlaştırılmış yöntemler bulunmuyor.

Bu çerçevede, Montefiore Einstein Kanser Merkezi’ndeki (MECC) araştırmacılar, birçok akut radyasyon dermatiti vakasının yaygın cilt bakterileri olduğunu ve basit, düşük maliyetli bir ilacın ciddi vakaları önleyebileceğini ve potansiyel olarak radyasyon tedavisi gören insanlar için yeni bir tedavi standardı oluşturabileceğini keşfetti.  

Daha fazla açıklama için, Albert Einstein Tıp Fakültesi’ndeki her iki çalışmanın da kıdemli yazarı Dr. Beth McLellan “Geliştirdiğimiz ve klinik olarak test ettiğimiz hazır bir ilaç, ABD’de her yıl yüzbinlerce insanı şiddetli akut radyasyon dermatitinden ve onun ağrılı yan etkilerinden kurtarabilir” açıklamasında bulundu.

Enflamasyonun kaynağı genellikle ciltte, sıklıkla burun ve koltuk altlarında yaşayan Staphylococcus aureus (SA) bakterileri tarafından oluşur ve bu bakteriler genellikle ‘staph’ olarak kısaltılır. Bununla birlikte ciltte çizik olursa bu, enfeksiyonlara neden olabilir. Radyasyon, tedavi bölgesindeki cilt yapısını zayıflatır ve SA’nın derinin dış tabakasına nüfuz etmesine izin vererek enfeksiyona yol açabilir. Rutin olarak birkaç hafta boyunca günlük ilaç kullanımını gerektiren radyasyon tedavileri cilt enfeksiyonu riskini artırır.

Dr. McLellan ve meslektaşları, bakterilerin SA, egzama gibi cilt bozulmasına yol açan yaygın cilt bozukluklarında rol oynadığından, akut radyasyon dermatitinde de rol oynayabileceği sonucuna vardı.

Bu çerçevede, McLellan “Sistemimiz basit, ucuz ve kolay. Bu nedenle, bireylerde SA için önce test yapılmasına gerek kalmadan, radyoterapi gören herkes için kullanılması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Ardından “Bu ilacın, radyoterapi gören kişiler için protokolleri tamamen değiştireceğini düşünüyorum” ifadelerini de sözlerine ekledi.



14 bin yıl boyunca donmuş toprakta kalan yavruların köpek olmadığı ortaya çıktı

Evcilleştirilen ilk köpekler olabileceği düşünülen hayvanların kurt olduğu anlaşıldı (Mietje Germonpré/Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü)
Evcilleştirilen ilk köpekler olabileceği düşünülen hayvanların kurt olduğu anlaşıldı (Mietje Germonpré/Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü)
TT

14 bin yıl boyunca donmuş toprakta kalan yavruların köpek olmadığı ortaya çıktı

Evcilleştirilen ilk köpekler olabileceği düşünülen hayvanların kurt olduğu anlaşıldı (Mietje Germonpré/Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü)
Evcilleştirilen ilk köpekler olabileceği düşünülen hayvanların kurt olduğu anlaşıldı (Mietje Germonpré/Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü)

Buzul Çağı'nda ilk evcilleştirilen köpekler olduğu düşünülen iki yavrunun aslında kurt olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları 14 bin yıl önce yaşamış yavruların ne yediklerini öğrenince şaşkına döndü.

2011'de Sibirya'nın kuzeyindeki Tumat'ta mamut fildişi arayan avcılar donmuş toprakta bir yavru bulmuştu. Aynı bölgede yapılan çalışmalarda 2015'te bir yavru daha keşfedilmişti.

Köpek olduğu düşünülen iki hayvan, yünlü mamut kemiklerinin yanında, donmuş toprak katmanları içindeydi. Bazı kemiklerin insanlar tarafından yakılıp işlendiklerine işaret eden izler taşıması, bölgenin bir zamanlar mamut işleme alanı olarak kullanılmış olabileceğini akla getirmişti.

Bilim insanları bu hayvanların da insanların yanında gezmiş olabileceğini, ilk köpekler veya evcilleştirilmiş kurtlar olabileceğini tahmin ediyordu.

İki hayvanın üzerinde saldırıya uğradıklarına dair bir işaret bulunmadığı için toprak kayması gibi bir nedenle öldükleri düşünülüyor.

York Üniversitesi'nden araştırmacılar iki yavruyu detaylıca inceleyerek bazı soru işaretlerini gidermeyi başardı. 

Bulguları bugün (12 Haziran) hakemli dergi Quaternary Research'te yayımlanan çalışmaya göre yaklaşık 14 bin yıl önce yaşayan yavrular kız kardeşti. Dişleri üzerinde yapılan analize göre yavrular 7 ila 9 haftalıkken ölmüştü.

Ancak çalışmanın en ilginç bulgularından biri,  yavruların aslında köpek değil kurt olduğunun ortaya çıkmasıydı. DNA analizlerine göre Tumat Yavruları diye bilinen kardeşler soyu tükenen bir kurt popülasyonuna aitti ve hayvanların bugünkü köpeklerle pek bir bağları yok.

Yavruların köpek sanılmalarının bir başka nedeni de siyah kürkleriydi. Genetik bir mutasyondan kaynaklanan bu özellik sadece bugünün köpeklerinde görülüyor.

Makalenin yazarlarından Anne Kathrine Runge "Birçok kişi bu hayvanların neredeyse kesin bir şekilde kurt olduğu ve evcilleştirilen ilk köpekler olmadığı için hayal kırıklığına uğrayacak anacak bu hayvanlar o dönemin çevresini, nasıl yaşadıklarını ve en az 14 bin yıl önce yaşayan kurtların günümüz kurtlarına ne kadar benzediğini anlamamıza yardımcı oldu" diyerek ekliyor:

Ayrıca köpeklerin bugün bildiğimiz evcil hayvanlara nasıl evrimleştiğinin gizemini daha da derinleştiriyor çünkü ipuçlarımızdan biri (siyah kürk rengi), evcil köpeklerle akraba olmayan bir kurt yavrusunda da görüldüğü için aslında yanıltıcı olabilir.

Araştırmacılar yavruların midesini de inceleyerek nasıl beslendiklerini anlamaya çalıştı. Günümüz kurtları gibi hem bitkisel hem de hayvansal beslendikleri ortaya çıktı. Aynı zamanda hâlâ emzirildiklerine dair işaretler de saptandı.

Şaşırtıcı bir şekilde yavrulardan birinin midesinde yünlü gergedan derisi bulundu. Araştırmacılar yünlü gergedanın yavru olduğunu ve muhtemelen yetişkin kurtlar tarafından avlanıp yavrulara yedirildiğini düşünüyor. 

Ancak yine de yünlü gergedan, bugünkü kurtların avladığı hayvanlardan çok daha büyük boyutlara sahipti. Bilim insanları bu nedenle Buzul Çağı'nda yaşayan kurtların günümüzdeki akrabalarından çok daha büyük olduğundan şüpheleniyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Dr. Nathan Wales, "Yavru bile olsa yünlü gergedan kadar büyük bir hayvanın avlanması, bu kurtların belki de bugün gördüğümüz kurtlardan daha büyük olduğuna işaret ediyor" diyerek ekliyor:

Ancak yine de birçok açıdan benziyorlar çünkü kurtlar, sürünün bir kısmı yavrularını büyütürken, genellikle kolay avları avlama eğilimdedir.

Yeni çalışma Buzul Çağı ve günümüz kurtları arasındaki benzerlikleri gösterirken, ilk köpeğin nerede ve ne zaman ortaya çıktığını bulma çalışmalarının da süreceği anlamına geliyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Phys.org, Quaternary Research