Spielberg, izlerken dehşete düştüğü meşhur filmi daha da korkunç yaptı

2007'de başlayan Paranormal Activity serisi, 7 filmden oluşuyor (Blumhouse)
2007'de başlayan Paranormal Activity serisi, 7 filmden oluşuyor (Blumhouse)
TT

Spielberg, izlerken dehşete düştüğü meşhur filmi daha da korkunç yaptı

2007'de başlayan Paranormal Activity serisi, 7 filmden oluşuyor (Blumhouse)
2007'de başlayan Paranormal Activity serisi, 7 filmden oluşuyor (Blumhouse)

Çok az film Hollywood'a Paranormal Activity kadar ihtiyaç duyulan bir adrenalin patlaması yaşatmıştır. Oren Peli'nin 2007 yapımı perili ev filmi, 15 bin dolarlık bütçeyle sadece 7 günde çekildikten sonra beklenmedik bir başarı yakalamıştı. Buluntu film türünü yeniden canlandıran film, bir seri yaratmayı da başarmıştı.

Spielberg filmi nasıl izledi?

Kötücül güçlerin dadandığı genç bir çifti konu alan bu yalın film, izleyicilerini günlerce uykusuz bırakmış ve korku söz konusu olduğunda azın çok olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.

Ancak Peli'nin filmi bir gecede başarıya ulaşmadan önce, usta yönetmen Steven Spielberg'in önerisine kulak vermişti.

Los Angeles Times'ın iddiasına göre Spielberg, filmi izlediği sırada evinde ürkütücü bir olay yaşamıştı. Ancak Spielberg'in, filmden korkmasına rağmen düşük bütçeli korku festivalini daha da korkutucu hale getirecek bir fikri vardı.

Gişe tarihine geçmeden önce Paranormal Activity film festivallerini geziyordu. Şans eseri, DVD'si Blumhouse'un sahibi Jason Blum ve Steven Spielberg de dahil olmak üzere birçok potansiyel alıcı ve dağıtımcının eline geçti. 

LA Times'a göre, Jaws ve Kötü Ruh gibi (Poltergeist) korku klasiklerinin yönetmeni Spielberg DVD'yi eve götürmüş ve filmi tek başına izlemişti. Filmi izledikten sonra yatak odasına girmeye çalıştığında, evde başka kimse olmamasına rağmen kapının içeriden kilitli olduğunu fark etmişti. 

Filmden korkan Spielberg'in aklına bir fikir geldi

İyice ürken Spielberg'ün DVD'yi bir çöp torbası içinde DreamWorks ofisine geri götürdüğü söyleniyor. 

Yaşadığı ürkütücü olayın ardından 76 yaşındaki Amerikalı yönetmen'in aklına Paranormal Activity'nin sonuyla ilgili bir fikir geldi. Paranormal Activity'nin yönetmeni Oren Peli bu karardan çok memnun kalmasa da Spielberg'in önerisini kabul etti ve 4 bin dolarlık ek bütçeyle alternatif bir son çekti. 

Oren Peli'nin sonu nasıldı?

Spielberg fikrini ortaya atmadan önce, Paranormal Activity tartışmaya açık bir şekilde sona eriyordu. Kamera, uyuyan genç çifte sabitlenmişken, Katie uyanır ve yatağın kendi tarafından Micah'ya bakar. Odadan çıktıktan sonra çığlık atarak Micah'ı uyandırır ve Micah aceleyle eşinin yanına gider. Kısa ve uzaktan gelen boğuşma seslerini sağır edici bir sessizlik takip eder.

Birkaç dakika sonra Katie yatak odasına kanlar içinde ve elinde bir bıçakla döner. Yatağın yanında yere oturur ve kameranın zaman kodu saatler geçtiğini gösterirken ileri geri sallanır. Ekran dışında telefonun çaldığını, birinin sesli mesaj bıraktığını ve sonunda birinin eve girip Micah'nın cansız bedenini bulduğunu duyarız. Kameranın zaman koduna göre, polis memurları yarım saat sonra gelir ve Katie'yi yatak odasında bulur. Elinde bıçakla onlara yaklaştığındaysa vurularak öldürülür ve görüntü siyaha döner.

Spielberg'ün sonu nasıl?

Bu son ne kadar rahatsız edici olsa da Spielberg'in alternatif sonunun yarattığı etkiyi yaratamıyor. Peli'nin sonu inkar edilemeyecek kadar ürpertici olsa da çok uzun sürüyor ve Spielberg'in önerdiği sonun sağladığı korku hissini tam olarak sürdüremiyor. 

Buradan sonrası Paranormal Activity'nin sonuyla ilgili büyük spoiler içeriyor, bizden söylemesi...

Spielberg'ün Micah'yı yatak odasına geri fırlatarak kamerayı yere düşürdüğü ve kanlar içindeki Katie'nin kapıda durduğunu gösteren alternatif finaliyse son derece korkutucu. 

"Kendi sonum için savaştım"

Buna ek olarak, Katie'nin 4 ayak üstüne düşmesi ve yırtıcı bir hayvan gibi kocasının bedenini koklaması, çifte eziyet eden kötü güçler tarafından ele geçirildiği fikrini satmak için son derece etkili. Ve Katie'nin doğrudan kameraya bakıp gülümsediği ve yüzünün şeytani bir hal alırken bize doğru hamle yaptığı final sahnesi, izleyicileri adrenalin dolu ve diken üstünde bırakıyor.

Filmin sonunu yeniden çekme kararını değerlendiren Oren Peli, Entertainment Weekly'ye şunları söylemişti:

Biraz daha evrensel olarak sevilecek bir şey bulmak istediler. Bu yüzden birkaç farklı fikir denedik... Son kurgudaki fikir... Etkili olduğunu düşündüm ama önce çok da bayılmamıştım. Bu harika bir duygu değil. Kendi sonum için savaşmaya çalıştım ama günün sonunda film yeni sonla bir bütün olarak tuttu. Yeni sonu kucaklamayı ve sevmeyi öğrendim. Hâlâ kendi sonumu tercih ederim ama yeni sonla da hiçbir sorunum yok.

Independent Türkçe, Collider, Entertainment Weekly



3,2 milyon yıllık Lucy'nin elleri alet kullanımına işaret ediyor

Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
TT

3,2 milyon yıllık Lucy'nin elleri alet kullanımına işaret ediyor

Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)
Lucy'nin kalıntılarının bulunduğu gün yapılan kutlamada The Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds parçası çaldığı için bu isim verildi (Carlos Lorenzo/Flickr)

İnsanların 3,2 milyon yıl önce yaşayan akrabalarının, modern insanlara benzer elleri olduğu ve alet kullanabildiği tespit edildi. 

Modern insanların içinde yer aldığı Homo cinsi ortaya çıkmadan yüzbinlerce yıl önce yaşayan Australopithecine, insanların en yakın akrabalarından biri.

Maymuna benzeyen bu sınıfta yer alan Australopithecus afarensis türü, 1974'te keşfedilen 3,2 milyon yıllık kemik fosilleriyle dünyaca ünlü olan Lucy'yle tanınıyor. 

Daha önce bu türün taştan aletler yapıp kullanacak beceriden yoksun olduğu düşünülse de yeni bir çalışma aksini söylüyor. 

Bilim insanları, A. afarensis, A. africanus ve A. sediba olmak üzere yaklaşık 4 ila 2 milyon yıl önce yaşamış üç Australopithecus türünün fosilleşmiş ellerini inceledi.

Araştırmacılar bu türlerin ellerindeki kasların, tendonların, bağların ve kemiklerin üç boyutlu modellerini oluşturarak nasıl becerilere sahip olduklarını anlamaya çalıştı. 

Daha sonra sonuçları, modern insan, Neandertal, goril, şempanze ve orangutan gibi çeşitli primatların elleriyle karşılaştırdılar. 

A. sediba'nın ellerini modern insanlara benzer şekilde kullandığı ve muhtemelen aletlerden de yararlandığı sonucuna varan ekip, bunun pek şaşırtıcı olmadığını söylüyor.

Yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşayan A. sediba, bazı insan türleriyle de etkileşime geçmiş olabilir. 

Fakat 3,9 milyon ila 2,9 milyon yıl önce yaşayan A. afarensis'in de muhtemelen benzer özelliklere sahip olduğu bulundu. 

Journal of Human Evolution adlı hakemli dergide 4 Ekim'de yayımlanan çalışmada, insan ve maymun karışımı ellere sahip Lucy'nin, bu uzvunu muhtemelen modern insanlara benzer şekilde kullandığı kaydedildi. 

Araştırmacılar A. africanus'un da insan-maymun karışımı elleri olduğunu düşünse de bunları nasıl kullandığını saptayamadılar. 

Bilim insanları makalede şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuçlarımız genel olarak A. sediba ve A. afarensis'in, daha sonra Homo'larda görülen güç kullanarak kavrama ve tek elle bir şeyi hareket ettirme gibi bir dizi hareketi insanlara benzer (ancak aynı olmayan) şekilde alışkanlık haline getirdiğini gösteriyor.

Bugüne kadar bulunan en eski taş aletler 3,3 milyon önceye, yani insanların ortaya çıkmasından daha eski bir zamana ait. Aletlerin Paranthropus adlı primat türüne ait fosillerin yakınında bulunması, aletleri bu canlıların kullandığını düşündürüyor.

Yeni çalışmayı yürüten ekip bu aletleri Lucy veya incelenen diğer türlerin yaptığını öne sürmüyor. Bu nedenle milyonlarca yıllık teknolojinin kimin elinden çıktığı belirsizliğini korumaya devam ediyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Cosmos Magazine, Journal of Human Evolution, National Geographic