Atom bombasının babası Oppenheimer'la ilgili 8 çılgın hikaye

Merakla beklenen filmde Cillian Murphy'nin canlandırdığı Oppenheimer, 1965'in sonlarında gırtlak kanseri teşhisi almıştı. Başarısız tedavi girişimlerinin ardından iki yıl sonra hayatını kaybetti (Universal Pictures)
Merakla beklenen filmde Cillian Murphy'nin canlandırdığı Oppenheimer, 1965'in sonlarında gırtlak kanseri teşhisi almıştı. Başarısız tedavi girişimlerinin ardından iki yıl sonra hayatını kaybetti (Universal Pictures)
TT

Atom bombasının babası Oppenheimer'la ilgili 8 çılgın hikaye

Merakla beklenen filmde Cillian Murphy'nin canlandırdığı Oppenheimer, 1965'in sonlarında gırtlak kanseri teşhisi almıştı. Başarısız tedavi girişimlerinin ardından iki yıl sonra hayatını kaybetti (Universal Pictures)
Merakla beklenen filmde Cillian Murphy'nin canlandırdığı Oppenheimer, 1965'in sonlarında gırtlak kanseri teşhisi almıştı. Başarısız tedavi girişimlerinin ardından iki yıl sonra hayatını kaybetti (Universal Pictures)

Christopher Nolan'ın yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik film Oppenheimer'ın 21 Temmuz'daki gösterimine sayılı günler kaldı.

Gösterimi merakla bekleyen izleyiciler aynı zamanda filmin öznesi ve atom bombasının mucidi J. Robert Oppenheimer'a büyük ilgi duyuyor.

Atom bombasının ilk çalışmaları II. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi adıyla başlamıştı. 1942'de ABD'nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos bölgesinde bir grup ünlü bilim insanı gizlice toplanmıştı. Bu kişiler, Oppenheimer öncülüğünde 3 yıl çalıştıktan sonra ilk bombayı yapmayı başarmıştı.

Ünlü oyuncu Cillian Murphy'nin canlandırdığı Oppenheimer'ın hayatıyla ilgili daha pek çok ayrıntı var.

1904'de doğan ve 1967'de hayatını kaybeden bilim insanının yaşamı laboratuvarın dışında da hiç sıkıcı değildi.

Kai Bird ve Martin J. Sherwin'in yazdığı "American Prometheus: The Triumph and Tragedy of J. Robert Oppenheimer" (Amerikan Prometheus: J. Robert Oppenheimer'ın Zaferi ve Trajedisi) kitabında bilim insanına dair şaşırtıcı hikayeler yer alıyor.

Livescience, o sıradışı bilgilerden 8'ini şöyle özetledi:

1. Kara deliklerin varlığını öne süren ilk kişi oydu

Arkadaşı Richard Tolman sayesinde astrofizikle tanışan Oppenheimer, teorileştirilmiş ama henüz keşfedilmemiş kozmik nesneler üzerine makaleler yayımlamaya başlamıştı.

Muhtemelen en çarpıcı tahmini ise 1939'da o zamanki öğrencisi Hartland Snyder'la birlikte yayımladığı bir makalede dile getirilmişti. Makalede, uzayın derinliklerinde "kütleçekim kuvveti, ürettiği enerjiyi aşan ölü yıldızların" olması gerektiği ifade ediliyordu.

Makale o zamanlar çok az ilgi görmüştü. Ancak daha sonra Oppenheimer'ın kara deliklerin varlığını tahmin ettiğini fark eden fizikçiler, onu yeniden gündeme getirdi.

2. Einstein ona "budala" dedi

ABD'de McCarthy'ciliğin zirve yaptığı sırada bilim insanı, ünlü fizikçi Albert Einstein'la ufak bir polemik yaşamıştı.

McCarthycilik, 1940'lı yılların sonunda başlayıp 1950'lerin sonuna dek ABD'de sürmüş antikomünist kuşkuculuğu tanımlamak için kullanılan bir terim. Adını ABD senatörü Joseph McCarthy'den alan bu dönemde, aralarında ünlü isimlerin de yer aldığı birçok kişi, komünist ya da komünistlerin destekçisi olmakla suçlanmış, özel ve devlet kurumlarınca sert soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştı.

Oppenheimer da 1930'larda komünist görüşlerden etkilenmişti. Ölen babasından kalan 300 bin dolarlık mirasla sol görüşlü çeşitli gruplara maddi destek veriyordu. Bu yüzden ağır baskı altında kalmış ve soruşturma da geçirmişti.

Oppenheimer bu dönemde bir gün Princeton Üniversitesi'nde Einstein'a rastlamıştı. Fizikçi ona soruşturma ve yargılamaya katlanmak yerine çekip gidebileceğini söylemişti.

Ancak o, mevcut politik durumun ancak içeriden değiştirilebileceğini ve bu yüzden kalıp savaşacağını söylemişti.

Einstein bunun üzerine sekreterine dönüp "O bir budala" demişti.

3. Kendi hocasını elmayla zehirlemeye çalışmış olabilir

Oppenheimer, Birleşik Krallık'taki Cavendish Laboratuvarı'nda fizik doktorası yaparken zor zamanlar geçirmiş ve depresyona girmişti.

Buradaki danışmanı da zeki ve yetenekli bir deneysel fizikçi olan Patrick Maynard Stuart Blackett'di. Oppenheimer'ın pratik eksikliğine rağmen, Blackett öğrencisini laboratuvar çalışmasına zorlamıştı.

Oppenheimer'ın laboratuvarda karşılaştığı başarısızlıklar ve Blackett'in onayını bir türlü kazanamaması onu son derece endişelendiriyordu. Hatta kıskançlığı nedeniyle hocasını zehirlemeye çalıştığı da iddia edilmişti.

Uzun yıllardır onunla arkadaşlık eden Francis Fergusson'un iddiasına göre, Oppenheimer bir keresinde bir elmayı zehirli kimyasallara batırmış ve Blackett'in masasına koymuştu. Bunu da kendisi itiraf etmişti.

4. Başkan Truman ona "ağlak" dedi

Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombalarının atılmasından sadece iki ay sonra Oppenheimer, SSCB'yle olası bir nükleer savaşla ilgili endişelerini tartışmak için Oval Ofis'te Başkan Harry S. Truman'la görüşmüştü.

Ancak Truman, fizikçiye SSCB'nin asla bir atom bombası geliştiremeyeceğini söyleyerek Oppenheimer'ın endişelerini bir kenara itmişti.

Oppenheimer ise alçak sesle, "Sayın Başkan ellerimde kan var, hissediyorum" demişti.

Truman'ın bu sözlere çok sinirlendiği ve bir daha onunla görüşmek istemediği söyleniyor.

Hatta eski başkan, 1946'da onun için, "5-6 ay önce ofisime gelen ve zamanının çoğunu kıvranarak geçiren ağlak bilim insanı" ifadelerini kullanmış.

5. Öğrencileri ona takıntılıydı

Oppenheimer, dünyayı anlamak için yalnızca matematiğe güvenmiyordu; onu kelimelerle anlatmanın etkili yollarına da ulaşmıştı. Retorikteki başarısı ve fiziğin çok dışındaki konulara dair bilgisi onu büyüleyici bir hatip haline getirmişti.

Güzel cümleler kurmada o kadar yetenekliydi ki ders verdiği öğrencileri büyülüyordu. Bu öğrencilerden bazıları Oppenheimer'a o kadar takıntılı hale gelmişti ki onun gibi giyinmeye ve hareket etmeye başlamıştı.

Öğrencilerin gri takım elbise ve hantal siyah ayakkabılar giydiği, bilim insanının en sevdiği sigaraları art arda yakmaya başladığı görülmüştü.

6. Sanskritçe de dahil olmak üzere 6 dil konuşabiliyordu.

Bilim insanının aynı zamanda Yunanca, Latince, Fransızca, Almanca, Hollandaca (bunu 6 haftada öğrenmişti) ve eski Hint dili Sanskritçeyi bildiği ifade ediliyor.

Bunun yanı sıra üç günlük bir tren yolculuğunda Karl Marx'ın "Das Kapital"inin üç cildini de baştan sona okuduğu biliniyor.

7. 12 yaşındayken jeolog sanıldı ve konferansa çağrıldı

Oppenheimer, 7 yaşından itibaren yapıları ve polarize ışıkla etkileşimleri nedeniyle kristallere ilgi duymaya başlamıştı. Fanatik bir mineral toplayıcısı olmuş ve yerel jeologlarla uzun ve ayrıntılı yazışmalar yapmıştı.

12 yaşındaki bir çocuğa yazdıklarından habersiz olan bir jeolog, Oppenheimer'ı New York Mineraloji Kulübü'nde bir konferans vermesi için davet etmişti.

Babasının teşvikiyle toplantıya giden Oppenheimer, bilim insanlarını kahkahalara boğmuştu ve tahta bir kutunun üzerine çıkarak kürsüde konuşma yapmıştı.

8. İlk atom bombası testine ölen metresinin kod adını verdi

Oppenheimer, Jean Tatlock'la ilk kez 1936'da tanışmıştı. İkilinin ilişkileri, Oppenheimer'ın Katherine Puening'le evli olduğu süre boyunca devam etmişti.

Bu ilişki, Tatlock'un 1944'te intihar etmesiyle sona ermişti.

Tatlock, Oppenheimer'ı John Donne'un şiirleriyle tanıştırmıştı. Bilim insanı, Donne'un bir şiirinden hareketle bir atom bombasının ilk denemesine "Trinity" (Teslis/Üçleme) kod adını vermişti. Şiirde, "Beni kalbimden vur, üç kişilik Tanrı…" ifadeleri geçiyordu.

Independent Türkçe, Livescience



Meta'dan uyarı: Yapay zekamız kendini geliştirmeye başladı

11 Nisan 2025'te Fransa'nın Bretonya bölgesindeki Kerlouan'da Meta CEO'su Mark Zuckerberg ve şirketin yapay zeka logosunun portresi (Hans Lucas/AFP)
11 Nisan 2025'te Fransa'nın Bretonya bölgesindeki Kerlouan'da Meta CEO'su Mark Zuckerberg ve şirketin yapay zeka logosunun portresi (Hans Lucas/AFP)
TT

Meta'dan uyarı: Yapay zekamız kendini geliştirmeye başladı

11 Nisan 2025'te Fransa'nın Bretonya bölgesindeki Kerlouan'da Meta CEO'su Mark Zuckerberg ve şirketin yapay zeka logosunun portresi (Hans Lucas/AFP)
11 Nisan 2025'te Fransa'nın Bretonya bölgesindeki Kerlouan'da Meta CEO'su Mark Zuckerberg ve şirketin yapay zeka logosunun portresi (Hans Lucas/AFP)

Meta CEO'su Mark Zuckerberg, şirketinin en yeni yapay zeka sistemlerinin kendi kendini geliştirme konusunda ilk emareleri gösterdiğini iddia etti.

Teknoloji şirketi kurucusu, yapay zekanın geleceği üzerine politika raporunda, süper zekanın temel ölçütlerinden biri olan insanlardan daha akıllı genel yapay zekanın ufukta göründüğünü yazdı.

Son birkaç aydır yapay zeka sistemlerimizin kendilerini geliştirdiğine dair işaretler görmeye başladık. Gelişme şimdilik yavaş ancak inkar edilemez.

Akademisyenler ve sektör liderleri tarafından sıklıkla dile getirilen süper zekayla ilgili temel korkulardan biri, kendi kendini geliştiren bir sistemin kontrolden çıkmış ve hilekar bir yapay zekaya yol açabileceği.

Zuckerberg bu endişelere değinmese de gelişmiş yapay zekanın ciddi riskler taşıdığı uyarısında bulundu.

Süper zekanın faydalarının mümkün olduğunca geniş bir şekilde dünyayla paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. Bununla birlikte süper zeka yeni güvenlik endişeleri doğuracak. Bu riskleri azaltmakta titiz davranmamız ve neyi açık kaynaklı hale getireceğimize dikkat etmemiz gerekecek. Yine de özgür bir toplum inşa etmenin, insanları mümkün olduğunca güçlendirmeyi hedeflememizi gerektirdiğine inanıyoruz.

Firmanın süper zekaya yaklaşımının rakiplerinden farklı olduğunu, çünkü "tüm değerli işleri" otomatikleştirmek yerine bireyleri güçlendirmeye odaklandığını iddia etti.

Dünya çapında milyarlarca kişinin Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi Meta ürünlerini kullandığını belirten milyarder, şirketinin yapay zekayı insanların günlük yaşamlarına entegre etmek için en iyi konumda olduğunu söyledi.

Başarılı olursa, insanların "üretkenlik yazılımlarına daha az, yaratmaya ve bağlantı kurmaya daha fazla zaman ayırması" sonucunun ortaya çıkacağını belirtti.

Bu not, yapay zekaya yapılan büyük yatırımın ardından beklenenden daha iyi finansal sonuçlar elde eden şirketin üç aylık kazançlarının açıklanmasının hemen öncesinde geldi.

Hisse başına 7,14 dolarlık kazanç, 47,52 milyar dolarlık gelirle Wall Street'in hisse başına 5,92 dolarlık kazanç  ve 44,8 milyar dolarlık gelir beklentisini aştı.

Meta'nın hisse fiyatı, yatırımcıların teknoloji devinin yapay zeka geliştirmedeki milyarlarca dolarlık kumarının karşılığını alacağına dair umutlu görünmesiyle çift haneli rakamlarla yükseldi.

Forrester'da araştırma direktörü olan Mike Proulx, The Independent'a, "Bazı açılardan bu süper zeka yarışı, tarihsel olarak kişisel bilgisayar, internet tarayıcısı, arama motoru ve akıllı telefon yarışlarına benziyor" dedi.

Ancak asıl fark, bu yarışın çok daha hızlı ilerlemesi çünkü Meta ve diğerlerinin yarıştığı yapay zeka, kendi kendini hızlandırabiliyor.

Independent Türkçe