Alzheimer hastalığı için devrim niteliğinde olan yeni ilaç hakkında ne biliyoruz?

Alzheimer hastalığı olan bir hastanın beyin tomografisi (Reuters)
Alzheimer hastalığı olan bir hastanın beyin tomografisi (Reuters)
TT

Alzheimer hastalığı için devrim niteliğinde olan yeni ilaç hakkında ne biliyoruz?

Alzheimer hastalığı olan bir hastanın beyin tomografisi (Reuters)
Alzheimer hastalığı olan bir hastanın beyin tomografisi (Reuters)

Alzheimer hastalığına karşı yeni bir ilaç, bilişsel gerileme oranını yaklaşık üçte bir oranında yavaşlattı.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, hastalığa karşı mücadelede ‘bir dönüm noktası’ olarak nitelendirilen ilaç, bir gün en yaygın bunama biçiminin durdurulabileceğine dair umutları artırdı. 

Yeni ilaç hakkında ne biliyoruz?

Donanemab isimli yeni ilaç, ABD merkezli dev ilaç şirketi Eli Lilly tarafından geliştirildi.

Bir antikor tedavisi olan ilaç, beyinde nöronlar arasında birikebilen beta-amiloid adı verilen bir proteinin anormal kümelerini hedefliyor. 

Bu proteinler, beyinde plaklar oluşturuyor ve bunlar Alzheimer hastalığının patolojik işaretlerinden biri olarak kabul ediliyor. 

İlaç, anormal amiloide bağlanarak ve onu beyinden çıkararak çalışıyor.

İlaç hastalara nasıl yardımcı oluyor?

JAMA tıp dergisinde dün yayınlanan klinik araştırma verilerine göre, ilaç hızla etki ediyor ve beyindeki amiloid plağın yaklaşık yüzde 90’ını temizleyebilir. 

Toksik proteini yeterince erken çıkarmak, beyinde oluşan hasarı azaltıyor ve bilişsel gerileme oranını yavaşlatıyor gibi görünüyor.

İlaç ne kadar etkili?

Donanimab ilacının deneysel aşamasına, yaşları 60 ile 85 arasında değişen, erken evrede Alzheimer hastası olan bin 734 kişi katıldı.

Hastaların yarısına 18 ay boyunca ayda bir kez donanemab verilirken, diğer yarısına ‘plasebo’ verildi.

İlaç, ortalama olarak hastalığın ilerlemesini yüzde 20-30 oranında yavaşlattı.

Bu sonuç mütevazı olsa da bu, hastaların bakıma ihtiyaç duymadan önce bağımsız yaşamak için daha fazla zamana sahip olduğu anlamına gelebilir.

fr4
Alzheimer hastası bir kadın (Reuters)

Donanemab dört haftada bir intravenöz infüzyon şeklinde uygulanıyor.

Hastaların, beyin şişmesi ve kanama dahil olası yan etkileri izlemek için düzenli beyin taramaları yaptırmaları gerekiyor. 

Bunlar çoğunlukla kendi kendine düzelir, ancak nadir durumlarda ölümcül olabilir.

Tedaviden en çok kimler yararlanır?

Çalışma sonuçlarına göre, ilaçtan en çok yararlananlar, hastalığın en erken evrelerindeydi ve beyinlerinde tau adı verilen başka bir toksik proteinin seviyeleri belirgin şekilde düşüktü. 

Amiloid proteini beyin hücreleri arasında birikiyor, ancak plak belirli bir seviyeye ulaştığında nöronların içinde tau yumaklarının oluşumuna yardımcı oluyor ve daha ciddi beyin hasarına neden oluyor. 

Deneme sonuçları, tau yayılmadan önce amiloidin çıkarılmasının önemli olduğunu gösteriyor.

Benzer ilaçlar var mı?

Evet. Donanemab, Japonya merkezli ilaç şirketi olan Eisai tarafından geliştirilen ve amiloidi hedefleyen bir antikor tedavisi olan Lecanemab ile aynı şekilde çalışıyor. 

ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), bu yılın başlarında Lecanemab’a hızlı bir şekilde onay verdi. 

Ancak, Avrupa ve İngiltere’deki ilgili kurumlar hala ilacı gözden geçiriyor. 

Aducanumab adlı üçüncü bir ilaç ise, 2021’de FDA tarafından onaylandı, ancak maliyet ve etkililik konusundaki endişeler kullanımını çok nadir hale getirdi.

Donanemab ne zaman lisans alır?

AFP’nin haberine göre, ilacın ABD’de bu yıl onaylanması bekleniyor.

FDA, geçtiğimiz Mayıs ayında, Japon ilaç grubu Eisai ve ABD merkezli Biogen şirketi tarafından üretilen ve aktif maddesi lekanimab olan, Alzheimer’a karşı benzer ilk ilaç Leqembi’ye lisans verdi.

Eli Lilly şirketi, ABD sağlık otoritelerinden bu yıl sonuna kadar bir karar beklediklerini belirterek, ilaca diğer ülkelerde ruhsat başvurusu yapma sürecinde olduklarını duyurdu.



İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
TT

İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)

Araştırmacılar insan hücrelerinin içinde yeni bir organel keşfetti. 

Tıpkı organlar gibi organeller de hücre içinde belirli işlevleri yerine getirmek üzere özelleşmiş yapıları ifade ediyor. Örneğin mitokondri enerji üretiminden sorumluyken, endoplazmik retikulum proteinleri taşımak gibi görevleri üstleniyor. 

Virginia Üniversitesi ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden bilim insanları hücrelerin şeklini koruyan filamentleri incelerken, ürettikleri üç boyutlu görüntülerde sürekli karşılarına çıkan alışılmadık bir yapı olduğunu fark etti.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada hücrede belirli bir görevi yerine getirdiği düşünülen bu yapının daha önce tanımlanmamış bir organel olduğuna karar verildi.

Bilim insanları hemifüzom (hemifusome) adını verdikleri yapının insan hücrelerindeki proteinlerin ayrıştırılması, geri dönüştürülmesi ve dışarı atılmasında rol oynadığını tahmin ediyor.

Ekip kullanılan görüntüleme tekniği veya organelin küçük boyutu nedeniyle bugüne kadar gözden kaçmış olabileceğini düşünüyor. Çapı yaklaşık 100 nanometre olan hemifüzomun boyutu, küçük bir mitokondrinin yarısı bile değil.

Kriyo-elektron tomografi (cryo-ET) denen bir teknik kullanan ekip, bu sayede hücrelerin net görüntülerini oluşturmayı başardı. Hücrelerin dondurulmasını içeren bu yöntem, biyolojik yapıların bozulmadan görüntülenmesini sağlıyor.

Bilim insanları daha önce gözlemlemedikleri bir vezikül yapısını inceliyordu. Balon benzeri yapılar olan veziküller, hücrelerin içinde ve hücreler arasında protein ve hormon gibi maddeleri taşıyor.

Çalışmada iki katmanlı bir yağ bariyeriyle ayrılan iki vezikülün birbirine kaynaştığı gözlemlendi. 

Makalenin yazarlarından Seham Ebrahim, "Biyofizik açısından bile bu bir dönüm noktası" diyerek ekliyor: 

Çünkü biyofiziksel olarak veziküllerin bu hemifüzyon durumunda var olabileceği her zaman tahmin edilse de canlı bir hücrede ilk kez görüldü.

Araştırmacılar hemifüzyon iki çift tabakanın kısmi birleşmesi anlamına geldiği için organele hemifüzom adını verdi.

Ebrahim, yeni keşfedilen organelin, veziküllerin "bağlandığı ve kargo aktardığı" bir "yükleme iskelesi" görevi gördüğünü söylüyor.

Taşıma sürecinde daha önce bilinmeyen bu adım, çeşitli genetik hastalıklar hakkında kritik bilgiler sağlama potansiyeline sahip. 

Ancak hemifüzomun hücredeki rolünün net olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bilim insanları daha sonra genetik bozukluklara karşı yeni tedaviler geliştirilebileceğini umuyor. 

Ebrahim, "Bu daha başlangıç" diyerek ekliyor: 

Artık hemifüzomların var olduğunu bildiğimize göre, sağlıklı hücrelerde nasıl davrandıklarını ve işler ters gittiğinde ne olduğunu sormaya başlayabiliriz. Bu bizi karmaşık genetik hastalıkların tedavisi için yeni stratejilere götürebilir.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Nature Communications