Oppenheimer'ın atom bombası testinden çıkan radyoaktif serpintinin 46 eyaleti ve üç ülkeyi etkilediği ortaya çıktı

Oppenheimer ve ekibi, nükleer serpintinin etkilerini hafife almıştı

Nolan'ın büyük yankı uyandıran filminde Oppenheimer'ı İrlandalı oyuncu Cillian Murphy canlandırıyor (Universal Studios)
Nolan'ın büyük yankı uyandıran filminde Oppenheimer'ı İrlandalı oyuncu Cillian Murphy canlandırıyor (Universal Studios)
TT

Oppenheimer'ın atom bombası testinden çıkan radyoaktif serpintinin 46 eyaleti ve üç ülkeyi etkilediği ortaya çıktı

Nolan'ın büyük yankı uyandıran filminde Oppenheimer'ı İrlandalı oyuncu Cillian Murphy canlandırıyor (Universal Studios)
Nolan'ın büyük yankı uyandıran filminde Oppenheimer'ı İrlandalı oyuncu Cillian Murphy canlandırıyor (Universal Studios)

Christopher Nolan'ın 21 Temmuz'da gösterime giren biyografik filmi Oppenheimer sinemaları kasıp kavururken, ilk atom bombası testiyle ilgili şaşırtıcı bir çalışma yayımlandı.

Çalışmaya göre Trinity adı verilen ve ABD'nin New Mexico eyaletindeki boş bir çölde gerçekleştirilen bu testte ortaya çıkan radyoaktif malzeme, aslında onlarca eyaleti birden etkilemişti.

Atom bombasının mucidi J. Robert Oppenheimer'ın hayatını konu alan film, aynı zamanda bombanın geliştirilme sürecini, Los Alamos'ta yürütülen araştırmaları ve Trinity denemesini de odağına alıyor.

Atom bombasının ilk çalışmaları II. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi adıyla başlamıştı. 1942'de ABD'nin New Mexico eyaletindeki Los Alamos bölgesinde bir grup ünlü bilim insanı gizlice toplanmıştı. Bu kişiler, Oppenheimer öncülüğünde üç yıl çalıştıktan sonra ilk bombayı yapmayı başarmıştı.

Böylelikle 16 Temmuz 1945'te yapılan Trinity denemesi, dünyadaki ilk nükleer patlama unvanını almıştı.

Yeni araştırma, bu test sırasında açığa çıkan radyoaktif tortuların 46 eyaletin yanı sıra Kanada ve Meksika'nın bazı bölgelerine dağılmasıyla sonuçlandığını gösteriyor.

Araştırmacılar, bu türden testlerin "radyoaktif serpintilerin geniş çapta yayılmasına" neden olduğunu ve "çevresel kirlenmeye ve maruziyete" yol açtığını vurguluyor.

ABD hükümeti ayrıca 1951 ve 1998 arasında tahmini 815 yer altı nükleer bombasını patlatarak kapsamlı testler yürütmüştü. Çalışmada bu testlerin etkileri de ele alındı.

Princeton Üniversitesi'nden Sébastien Philippe liderliğinde yürütülen çalışmada radyoaktif serpintilerin eriştiği alanları belirlemek için bu testlerden hemen sonraki günlerin hava durumu kayıtları incelendi.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen araştırma makalesinde Trinity testinden kaynaklanan radyoaktif serpintinin patlamadan sonraki 10 gün içinde 46 eyalete ulaştığı ifade edildi.

Bulgulara göre serpinti ABD'nin dışında Kanada ve Meksika'ya da ulaşmıştı.

Philippe, "Bu çok büyük bir keşif ama kimseyi şaşırtmamalı" diye konuştu.

Ekibe göre Manhattan Projesi'nde çalışan bilim insanları, nükleer serpintinin etkilerini hafife almıştı.

Stevens Teknoloji Enstitüsü'nde nükleer tarihçi Alex Wellerstein, "Radyoaktif tehlikeler olduğunun farkındaydılar ama akut riskin patlamanın meydana geldiği yerin çevresindeki alanları kapsadığını düşünüyorlardı" dedi.

Tarihçiye göre Manhattan ekibi, radyoaktif maddelerin yakın ve uzak ekosistemlere nasıl yerleşebileceğini pek düşünmemişti:

Düşük dozda radyoaktif maddenin kalabalık nüfuslar üzerindeki etkisini gerçekten düşünmemişlerdi.

Bulgular, nükleer patlamalardan kaynaklanan radyasyona maruziyet nedeniyle federal hükümetten tazminat almaya hak kazanan kişilerin sayısının artmasını sağlayabilir.

 

Independent Türkçe, Gizmodo, New York Times



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe