Margot Robbie'nin kişisel antrenörü, Barbie oyuncularını nasıl forma soktuğunu açıkladı

David Higgins'in müşterileri arasında Scarlett Johansson ve Samuel L. Jackson da var

Barbie'nin senaryosunu 39 yaşındaki Greta Gerwig ve sinemacı partneri Noah Baumbach birlikte kaleme aldı (Warner Bros)
Barbie'nin senaryosunu 39 yaşındaki Greta Gerwig ve sinemacı partneri Noah Baumbach birlikte kaleme aldı (Warner Bros)
TT

Margot Robbie'nin kişisel antrenörü, Barbie oyuncularını nasıl forma soktuğunu açıkladı

Barbie'nin senaryosunu 39 yaşındaki Greta Gerwig ve sinemacı partneri Noah Baumbach birlikte kaleme aldı (Warner Bros)
Barbie'nin senaryosunu 39 yaşındaki Greta Gerwig ve sinemacı partneri Noah Baumbach birlikte kaleme aldı (Warner Bros)

Margot Robbie'nin kişisel antrenörü, Greta Gerwig'in yeni filmi öncesinde Barbie'nin ünlülerle dolu kadrosunu nasıl forma soktuğunu açıkladı.

Londra'da yaşayan Avustralyalı, 2015'ten bu yana Robbie'yle çalışıyor. David Higgins, Ryan Gosling, Emma Mackey ve Simu Liu da dahil olmak üzere Barbie'deki birçok yıldızın vücutlarını şekillendirmek için imza attı.

Scarlett Johansson ve Samuel L. Jackson'ı da müşterileri arasında sayan kişisel antrenör, yıldızların Barbie ve Ken bebekleri gibi görünmelerine yardımcı olmak için pilates, grup egzersizleri ve ağırlık antrenmanı kullandı.

GQ'ya konuşan Higgins, daha önce Marvel'ın Eternals ve DC'nin Adalet Birliği (Justice League) gibi filmleri için oyuncularla grup halinde çalıştığını ve bunun "farklı fitness seviyeleri" nedeniyle "her zaman ilginç" olduğunu açıkladı.

Toplu antrenmanların "bu işte hepimiz beraberiz" hissi yarattığını ve bunun da "motivasyona yardımcı olduğunu" söyleyen Higgins, Ken rolündekileri nasıl forma soktuğunu anlattı.

Bir kişi zorlanırsa, diğeri gelip 'Hadi, bunu yapalım' diyordu. Bu grubu gerçekten çok sevdim, çok pozitifler ve her şeye hazırlar.

Higgins, Ken rolündekiler için ağırlık ve pilatese ağırlık verirken oyuncuların filmdeki koreografileri için saatlerce dans eğitimi almak zorunda kaldıklarını da ekledi.

Higgins'e göre, oyuncular her gün karın kaslarını çalıştırdı. Ayrıca günlük üst ve alt vücut egzersizlerinin yanı sıra klasik vücut geliştirme çalışmaları da yaptılar.

Simu Liu ve Ncuti Gatwa, yaptığımız şınav ve özel karın egzersizlerine daha çok ilgi gösterdi. Herkes çok rekabetçiydi.

David Higgins ayrıca, yıldızlar için işlenmiş gıda tüketmeme ve aralıklı oruç tutma gibi diyet kuralları da uyguladı. Ancak oyuncuların mükemmel vücutlarına rağmen bunun estetik kaygıyla değil kendini iyi hissetmekle ilgili olduğunu söyledi.

Independent Türkçe, Daily Mail, GQ



Korku evleri sağlığa iyi geliyor olabilir

Araştırmacılar, eğlence amacıyla gidilen korku evlerinin, bağışıklık tepkilerini düzenleyebilceğini düşünüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, eğlence amacıyla gidilen korku evlerinin, bağışıklık tepkilerini düzenleyebilceğini düşünüyor (Unsplash)
TT

Korku evleri sağlığa iyi geliyor olabilir

Araştırmacılar, eğlence amacıyla gidilen korku evlerinin, bağışıklık tepkilerini düzenleyebilceğini düşünüyor (Unsplash)
Araştırmacılar, eğlence amacıyla gidilen korku evlerinin, bağışıklık tepkilerini düzenleyebilceğini düşünüyor (Unsplash)

Bilim insanları korku evlerine gitmenin iltihaplanmayı azaltabileceğini öne sürdü.

Korku ve akut stres tepkilerinin, hayatta kalmak için temel görevler gördüğü biliniyor. Bu duygular adrenerjik sistemi harekete geçirerek tehlikeye karşı hazırlanmayı sağlayan "savaş ya da kaç" tepkisini tetikliyor. 

Adrenerjik sistemin aynı zamanda bağışıklık sistemini etkileyerek kronik hastalıklarla ilişkilendirilen düşük dereceli inflamasyonu azaltabildiği düşünülüyor.

Bilim insanları son yıllarda ekstrem sporlar yaparak veya film izleyerek eğlence amaçlı korku duyulmasının vücutta yarattığı etkileri inceliyor. 

Danimarka'daki Aarhus Üniversitesi'nden araştırmacılar yeni çalışmalarında korku evlerinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini analiz etti.

Ortalama yaşları 30 olan 113 gönüllü, Vejle kentindeki bir korku evinde yaklaşık 1 saat geçirdi. Bu süre boyunca kalp atış hızları takip edilen katılımcılar daha sonra ne kadar korktuklarını da bildirdi.

Katılımcılar korku evindeki deneyimlerinde katil palyaçolar, elektrikli testere kullanan saldırganlar ve zombilerle karşılaştı. 

Bulgularını Brain, Behavior, and Immunity adlı hakemli dergide yayımlayan ekip, etkinlikten önce, hemen sonra ve üç gün sonra katılımcıların inflamasyon belirteçlerini ve bağışıklık hücrelerini inceledi. 

Etkinlikten önce düşük dereceli inflamasyonu olan katılımcıların büyük bir kısmında, korku evinden çıktıktan üç gün sonra inflamasyon belirteçlerinde gerileme kaydedildi. 

Çalışma, eğlence amaçlı korkunun iltihaplanmayı azaltabileceğine işaret ediyor. Bulgular akut stresin, bağışıklık sistemini potansiyel travma veya enfeksiyona hazırlayabileceğini gösteren hayvan çalışmalarıyla da paralellik gösteriyor. 

Diğer yandan yeni araştırmanın küçük çaplı olması ve kontrol grubu içermemesi gibi sınırlılıkları var. 

Yine de eğlence amaçlı korkunun vücutta olumlu etkiler yaratıp yaratmadığına dair daha fazla çalışmaya ihtiyaç olabileceğini gösteriyor. 

Independent Türkçe, IFL Science, MedicalXpress, Brain, Behavior, and Immunity