Oppenheimer'daki rol arkadaşı övgüler yağdırdı: "Böyle fedakarlık görmedim"

Robert Downey Jr., Cillian Murphy'nin filme bağlılığının bir başrol oyuncusundan beklenenin çok ötesine geçtiğini açıkladı

Robert Downey Jr., Oppenheimer'ın bugüne dek rol aldığı en iyi film olduğunu söylemişti (Universal)
Robert Downey Jr., Oppenheimer'ın bugüne dek rol aldığı en iyi film olduğunu söylemişti (Universal)
TT

Oppenheimer'daki rol arkadaşı övgüler yağdırdı: "Böyle fedakarlık görmedim"

Robert Downey Jr., Oppenheimer'ın bugüne dek rol aldığı en iyi film olduğunu söylemişti (Universal)
Robert Downey Jr., Oppenheimer'ın bugüne dek rol aldığı en iyi film olduğunu söylemişti (Universal)

Christopher Nolan, Oppenheimer'da Matt Damon, Emily Blunt, Florence Pugh ve Robert Downey Jr. gibi mükemmel bir oyuncu kadrosuyla çalıştı. Ancak filmin başarısı, Nolan'ın kariyerindeki diğer filmlerden farklı olarak tek bir oyuncunun omuzlarına yüklendi: Cillian Murphy.

İrlandalı aktörün J. Robert Oppenheimer rolündeki performansı filmin kalbini oluşturuyor. Universal da Murphy'nin yüzünü filmin pazarlama materyallerinin neredeyse tamamına yerleştirerek bunu vurguluyor. 

Eleştiriler ve ilk gişe rakamları, Nolan'ın filmi Murphy'nin etrafında inşa etme kumarının işe yaradığını gösteriyor. 

47 yaşındaki başrol oyuncusu Murphy'nin rol arkadaşları, onun çekimlere ve rolüne olan çılgın bağlılığını anlattı.

Downey, People'a verdiği yeni röportajda Murphy'nin role olan bağlılığının bir başrol oyuncusundan beklenenin çok ötesine geçtiğini açıkladı. Iron Man serisinin yıldızı, bir oyuncunun rolü için daha fazla fedakarlık yaptığını hiç görmediğini söyledi.

"Kariyerim boyunca bir başrol oyuncusunun daha büyük bir fedakarlık yaptığına tanık olmadım" diyen Downey, sözlerini şöyle sürdürdü:

Chris onu aradığında bunun devasa bir iş olacağını biliyordu. Ama bence böyle bir rolü oynarken hayatta kalmak için gereken alçakgönüllülüğe de sahipti.

Downey, Oppenheimer'daki rol arkadaşı Matt Damon'ın duygularını yineleyerek, Murphy'nin sahnelere hazırlanmak için ne kadar çok şeyi kaçırdığına işaret etti.

Şöyle derdik: 'Hey, üç günlük bir hafta sonumuz var, belki Santa Fe'de antikacıya gideriz. Ne yapacaksınız?' Oysa '30 bin kelime Hollandaca öğrenmem gerekiyor. İyi eğlenceler' derdi.

Aynı röportajda Florence Pugh da Murphy'nin rolün nüanslarını yakalamak için gösterdiği özveriye övgüler yağdırmış ve "En iyilerden biri olmasının bir nedeni var" demişti.

Independent Türkçe, Indiewire, People



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe