The Last Of Us'ın yazarının hayal kırıklığı yaratan açıklaması aslında Ellie için iyi haber

Joel ve Ellie, The Last of Us'ın başrolleri olsa da dizinin en iyi bölümlerinden biri iki farklı karaktere odaklanmıştı

Hollywood'da devam eden grevler nedeniyle The Last of Us'ın ikinci sezonunun ne zaman yayımlanacağı belirsizliğini koruyor (HBO)
Hollywood'da devam eden grevler nedeniyle The Last of Us'ın ikinci sezonunun ne zaman yayımlanacağı belirsizliğini koruyor (HBO)
TT

The Last Of Us'ın yazarının hayal kırıklığı yaratan açıklaması aslında Ellie için iyi haber

Hollywood'da devam eden grevler nedeniyle The Last of Us'ın ikinci sezonunun ne zaman yayımlanacağı belirsizliğini koruyor (HBO)
Hollywood'da devam eden grevler nedeniyle The Last of Us'ın ikinci sezonunun ne zaman yayımlanacağı belirsizliğini koruyor (HBO)

The Last of Us'ın yazarı Craig Mazin, ikinci sezon hakkında hayal kırıklığı yaratan bir açıklama yapmıştı ancak bu aslında Ellie ve hikayesi için iyi bir haber.

Naughty Dog'un sevilen video oyunu serisi The Last of Us'ın HBO uyarlaması, bir mantar hastalığı tarafından tahrip edilen bir dünyada geçiyor. Hastalık insanları, diğer insanları ısırarak döngüyü devam ettiren zombi benzeri yaratıklara dönüştürüyor. 

Dizi, hayatta kalan iki kişiyi, Joel ve Ellie'yi ABD boyunca ilerlerken takip ediyor.

Joel ve Ellie, The Last of Us'ın başrolleri olsa da dizinin en iyi bölümlerinden biri iki farklı karaktere odaklanmıştı. Dizinin ilk sezonundaki üçüncü bölüm Joel'in müttefikleri Bill ve Frank'in hayatlarını merkeze almıştı. 

Bölüm, bu ikilinin nasıl tanıştığını ve kıyamet sonrası dünyada sevgiyi nasıl bulduklarını gözler önüne sererken eleştirmenlerden de tam puan almıştı. 

The Last of Us birinci sezon, insanların çoğunun canavara dönüştüğü bir ortam yaratırken, Bill ve Frank'in hikayesi genel olay örgüsünü doğrudan etkilemese bile, toplumun çöküşüyle hayatları altüst olan sıradan insanların bakış açısını sunmuştu. 

Ancak dizinin yazarı Craig Mazin, The Last of Us'ın ikinci sezonunun özel bölümler içermeyeceğini doğruladı. 

25 dalda Emmy adaylığı kazanan dizinin hayranları, ilk sezondaki 9 bölüm boyunca Joel ve Ellie'ye bağlandığı için Mazin'in kararı son derece mantıklı görünüyor.

Mazin, ilk sezonun başarısını yeniden yaratmak yerine bu başarının üzerine inşa etmeye odaklanacak. 

Başrollerinde Pedro Pascal ve Bella Ramsey'nin yer aldığı dizinin yeni sezonunun, 2024'ün sonu veya 2025'in başında yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Deadline



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe