100 yaşında çalışmaya devam eden kadın, mutlu kariyerin sırrını paylaştıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4453191-100-ya%C5%9F%C4%B1nda-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fmaya-devam-eden-kad%C4%B1n-mutlu-kariyerin-s%C4%B1rr%C4%B1n%C4%B1-payla%C5%9Ft%C4%B1
100 yaşında çalışmaya devam eden kadın, mutlu kariyerin sırrını paylaştı
Burns, bazı müşterilerin kendisini dükkanda görünce şaşırdığını da söyledi (CNBC)
ABD'de 100 yaşında halen haftada 4 gün çalışmaya devam eden Jayne Burns, uzun ve mutlu bir kariyer için tavsiyesini paylaştı.
Ülkenin tanınmış medya kuruluşlarından CNBC'ye konuşan Burns, Ohio eyaletindeki Joann Fabric and Crafts adlı kumaş firmasında 26 yıldır çalıştığını belirtti.
Yarın 101 yaşına girecek Burns, "Yaptığım işten zevk alıyorum, bu yüzden yapmaya devam etmek istiyorum. Elimden geldiğince ya da beni kabul ettikleri sürece çalışacağım" dedi.
Burns, 1997'de eşi Dick'i kaybettikten sonra mağazada çalışmaya başladığını ve iş temposunun yas sürecini daha rahat geçirmesini sağladığını söyledi.
Uzun süre kütüphanelerde çalıştığını da belirten Burns, 70'lerinde ve 80'lerinde emekliliğe ayrılmaya çalıştığını ama her seferinde yeniden iş hayatına döndüğünü ifade etti.
Burns, bu kadar uzun yıllar boyunca mutlu şekilde çalışmasındaki en büyük etkenin iyi iş arkadaşları olduğunu söyledi.
İş rutininin hayatının önemli bir parçasını oluşturduğunu belirten Burns, "Arkadaş canlısı ve nazik kişileri bulmak önemlidir. Birlikte çalıştığım herkesle konuşmaktan ve çok nazik müşterilerle tanışmaktan keyif alıyorum" dedi.
Harvard Üniversitesi'nden akademisyenlerin yayımladığı 85 yıllık araştırma da Burns'ü doğrulayan nitelikte.
2017'de yayımlanan çalışmada, pozitif ilişkilerin kişinin hem özel hem de iş hayatında mutlu olmasını sağladığına dikkat çekilmişti.
Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti
Fotoğraf: Unsplash
Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.
Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.
Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.
Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.
Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.
Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.
Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.
Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.
2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)
Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti.
Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.
Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.