Barbie'nin puanı bir anda çakıldı: Eleştiri bombardımanına tuttularhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4455291-barbienin-puan%C4%B1-bir-anda-%C3%A7ak%C4%B1ld%C4%B1-ele%C5%9Ftiri-bombard%C4%B1man%C4%B1na-tuttular
Barbie'nin puanı bir anda çakıldı: Eleştiri bombardımanına tuttular
39 yaşındaki Greta Gerwig, Barbie'nin senaryosunu Noah Baumbach'la beraber kaleme aldı (ScreenRant)
Gişe rekorları kıran Barbie'nin Rotten Tomatoes'daki izleyici puanı, eleştiri bombardımanının ardından düşmeye başladı.
Greta Gerwig'in Barbie'si, Margot Robbie'nin canlandırdığı Barbie karakterinin, aniden ölümlülük endişesine kapılarak gerçek dünyada kendini keşfetme arayışıyla "Barbie Diyarı"nın anaerkil ütopyasını terk etmesini konu alıyor.
Hem eleştirmenler hem de seyirciler Barbie'yi çok sevdi. 145 milyon dolarlık bütçesiyle film, göz kamaştırıcı görselliği, mizah anlayışı ve feminist teması sayesinde son derece olumlu eleştiriler aldı.
Ancak, çok sayıda kişinin yorum yazması nedeniyle, filmin Rotten Tomatoes'daki izleyici puanı düştü.
Barbie'nin Rotten Tomatoes puanı, yalnızca bilet satın alan doğrulanmış kullanıcılardan oluşan izleyiciler için halen 100 üzerinden 88 ancak genel izleyici puanı yüzde 73'e kadar düştü.
İki puan arasındaki tutarsızlık eleştiri bombardımanından kaynaklanıyor çünkü bazı kullanıcıların filmi izlediği ve dürüst değerlendirme yaptığı doğrulanmadı (Rotten Tomatoes)
Barbie'nin Rotten Tomatoes'ta eleştiri bombardımanına tutulması, kadın başrollü filmlerin işledikleri feminist temalar nedeniyle tepki çekmesi yönündeki eğilimi sürdürüyor.
2019'da Captain Marvel'ın puanlarında da benzer düşüş görülmüştü. Bu durum, Marvel Sinematik Evreni'ndeki kadın başrollerin liderliğindeki diğer film ve dizilerle devam etmişti.
Gerwig'in feminist fikirleri destekleyen ve ataerkillikle dalga geçen Barbie'si, eleştiri bombardımanının son kurbanı olacak gibi görünse de bunun filmin başarısı üzerinde önemli bir etkisi olması beklenmiyor.
Rotten Tomatoes'daki bazı hoşnutsuz kullanıcılara rağmen, Barbie birbiri ardına rekora koşmaya devam edecek gibi görünüyor.
Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti
Fotoğraf: Unsplash
Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.
Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.
Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.
Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.
Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.
Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.
Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.
Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.
2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)
Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti.
Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.
Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.