Barbie, Kara Şövalye'nin 15 yıllık gişe rekorunu kırdı

Bugüne kadar Christopher Nolan'ın 2008 yapımı süper kahraman filmini geçen olmamıştı

Barbie'de Margot Robbie ve Ryan Gosling'e Emma Mackey, Alexandra Shipp, Dua Lipa, Ncuti Gatwa, Simu Liu ve Scott Evans eşlik ediyor (Warner Bros)
Barbie'de Margot Robbie ve Ryan Gosling'e Emma Mackey, Alexandra Shipp, Dua Lipa, Ncuti Gatwa, Simu Liu ve Scott Evans eşlik ediyor (Warner Bros)
TT

Barbie, Kara Şövalye'nin 15 yıllık gişe rekorunu kırdı

Barbie'de Margot Robbie ve Ryan Gosling'e Emma Mackey, Alexandra Shipp, Dua Lipa, Ncuti Gatwa, Simu Liu ve Scott Evans eşlik ediyor (Warner Bros)
Barbie'de Margot Robbie ve Ryan Gosling'e Emma Mackey, Alexandra Shipp, Dua Lipa, Ncuti Gatwa, Simu Liu ve Scott Evans eşlik ediyor (Warner Bros)

Barbie, Christopher Nolan'ın gişe canavarı 2008 yapımı süper kahraman filmi Kara Şövalye'nin (The Dark Knight) gişe rekorunu kırdı.

Greta Gerwig'in, popüler Mattel oyuncak serisinden uyarlanan komedi-dram filmi geçen cuma (21 Temmuz) sinemalarda gösterime girdi. Barbie, Nolan'ın son filmi Oppenheimer'la aynı gün gösterime girerken iki yapım "Barbenheimer" diye adlandırılan ortak bir tanıtım fırtınasının tadını çıkardı.

Variety'nin haberine göre Barbie, 24 Temmuz Pazartesi günü ABD gişelerinde 26 milyon dolar hasılat elde etti.

Bu rakam bugüne kadar Warner Bros.'un yayımladığı bir filmin ulaştığı en yüksek pazartesi hasılatı. Nolan'ın yönettiği, Batman'in devam filmi Kara Şövalye 24,6 milyon dolarla (enflasyona göre ayarlanmamıştır) önceki rekorun sahibiydi.

Açılış yaptığı hafta sonu ABD'de 162 milyon dolar ve dünya çapında toplam 337 milyon dolar hasılat elde eden Barbie, Warner Bros. için halihazırda muazzam bir finansal başarı sağladı.

Çocuklara yönelik animasyon filmi Süper Mario Kardeşler Filmi'ni (The Super Mario Bros Movie) geride bırakan bu rakam, açılış yaptığı hafta sonu bu yıl bir filmin ulaştığı en yüksek miktarı temsil ediyor.

Öte yandan Oppenheimer, ABD'de 80,5 milyon dolar ve dünya çapında 174,2 milyon dolarla, açılış yaptığı hafta sonu daha az hasılat elde etmesine rağmen yine de büyük bir başarı olduğunu gösterdi.

Film, genellikle "Atom Bombasının Babası" diye tanımlanan nükleer bilimci J. Robert Oppenheimer'ın (Cillian Murphy) hayatını konu alıyor.

Oppenheimer, eleştirileri derleyen internet sitesi Rotten Tomatoes'ta mükemmele yakın bir puan alırken, Barbie'nin puanı ondan biraz daha düşük kaldı.

Öte yandan The Independent'ın eleştirmeni Clarisse Loughrey, Barbie'ye parlak bir 5 yıldız verdiği incelemesinde "Barbie son zamanların en buluşçu, en pürüssüz hazırlanmış ve en şaşırtıcı ana akım filmlerinden biri. Kapitalizmin en derinlerinde bile neler başarılabileceğinin bir kanıtı" diye belirtti.

Bu hikayelerin arkasındaki yaratıcı güçlerin geçimlerini sağlayacak bir ücret ve yerlerini yapay zekaya kaptırma tehdidi olmadan çalışabilme hakları için greve başlamasından bir hafta sonra çıkan bu filmin zamanlaması da manidar. Bu, yeri doldurulamaz yaratıcı emeğin ve hayal gücünün kuvvetine dair pembeye bulanmış bir manifesto.

"Barbenheimer" fenomeninin her iki filme de gişede fayda sağladığı anlaşılırken Oppenheimer, biletleri tükenen Barbie gösterimlerinden bile biraz bilet satışı elde etti.

Her iki yapım da Tom Cruise'un gişe canavarı son filmi Mission Impossible: Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm'ü (Mission: Impossible - Dead Reckoning Part One) solladı.

Barbie'nin yönetmeni Greta Gerwig bu hafta verdiği bir röportajda, bazı sağcı izleyicilerin filmin feminist içeriğine yönelik tepkilerine yanıt verdi.

Barbie ve Oppenheimer halen sinemalarda.

Independent Türkçe



Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar, sosisli sandviç ve patates kızartması gibi aşırı işlenmiş gıdalarla beslenmenin Parkinson hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve erken ölümle bağlantılı olduğunu daha önce göstermişti. Ancak bazı aşırı işlenmiş gıdaların sağlığımız için o kadar da kötü olmayabileceği ortaya çıktı.

Good Food Institute ve PAN International'ın aşırı işlenmiş bitki bazlı etler üzerine hazırladığı yeni rapor, son zamanlarda popülaritesindeki düşüşe rağmen bu gıda ürünlerine yönelmenin faydalarını ortaya koyuyor.

PAN International Beslenme Rehberi Girişimi Direktörü olan beslenme bilimci Roberta Alessandrini, yakın zamanda CNN'e, "Doktorlar ve diyetisyenler hastalarına beslenme tavsiyeleri verirken alternatif proteinleri dikkate almıyor çünkü bu gıdaları aşırı işlenmiş olarak görüyorlar" diye konuştu.

Ancak dikkatle seçildiği takdirde bu gıdalar, insanlar ve gezegenin iyiliği için daha bitkisel diyetlere geçişte uygun ve yararlı bir yol olabilir.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji profesörü olan Dr. Frank B. Hu, bu yıl The New York Times'a, "etsiz" et ürünleri etin tadını ve dokusunu taklit etmek için tasarlanırken (ve hatta bazı burger köfteleri "kanlıyken" ) sahte etin genellikle kırmızı etten daha iyi bir besin profiline sahip olduğunu söyledi.

Okulda epidemiyoloji ve beslenme profesörü olan Dr. Walter Willett, CNN'e, "Sığır etinin yağ bileşimi sağlık açısından o kadar istenmeyen bir durum ki, bundan daha iyisini yapmak çok kolay" diye konuştu. Willett, sığır etinde bulunan ve bitkilerde eksik olan önemli besin maddelerinin et alternatiflerine eklenebileceğini belirtti.

Hayvansal ürünler sadece çok fazla doymuş yağ içermekle kalmaz, aynı zamanda çoklu doymamış yağ, lif ve bitkilerde bulunan mineral ve vitaminlerin çoğundan yoksundur.

Ancak olumsuz yanlar da var. Avustralya George Enstitüsü 2023'te, bitki bazlı et ürünlerinin genellikle gerçek etlerden daha sağlıklı olmasına rağmen, şeker oranlarının daha yüksek olabileceğini tespit etmişti.

Bir başka sorun da yüksek sodyum içeriği. Kırmızı etin tuzu daha az ancak 2020'de yapılan rastgele klinik araştırmaya göre, çoğu kişi yemeden önce bifteği terbiye ediyor ve bazen daha yüksek sodyumlu ürünler yiyen insanlarla aynı miktarda tuz tüketiyor.

Bitki bazlı etlerin yüksek maliyeti tüketicilerin hâlâ büyük ölçüde gerçek ete yönelmesine neden olsa da bu etin beraberinde getirdiği ağır bir maliyeti daha var.

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi'ne göre, et endüstrisi her yıl küresel olarak gezegeni ısıtan sera gazı emisyonlarının yüzde 16,5'ine sebep oluyor. Et ürünleri tüketmeyi kesmek, toplumlara her yıl ekstrem hava koşullarına bağlı felaketler nedeniyle trilyonlarca dolara mal olan bu küresel felaketin önlenmesinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Willett, "İklim değişikliği, çevresel bozulma ve halk sağlığıyla ilgili o kadar büyük bir aciliyet var ki, insanlara bitki bazlı et alternatifleri de dahil mümkün olduğunca çok seçenek sunmamız gerekiyor" dedi.

Amerikan Kalp Derneği, et yerine yüksek oranda işlenmiş ikame etler tüketilmemesini ve bunun yerine "yüksek kaliteli, besin değeri yüksek bitki bazlı gıdaların" terchil edilmesini öneriyor.

Independent Türkçe