Greta Gerwig kurguda atılan tartışmalı Barbie sahnesini anlattı

Senarist-yönetmen espri yapmayı amaçlasa da ilk izleyiciler "yellenme operası" sahnesini iyi karşılamadı

AP
AP
TT

Greta Gerwig kurguda atılan tartışmalı Barbie sahnesini anlattı

AP
AP

Greta Gerwig, nihayetinde Barbie'nin son kurgusundan çıkarılan bir sahneyi açıkladı.

Sinemacı, Mattel marka oyuncak bebekten uyarlanan popüler filmi yönettiği gibi senaryoyu da ortağı Noah Baumbach'la birlikte yazdı.

Margot Robbie'nin filme adını veren plastik figürü, Ryan Gosling'in de onun plaj aşığı arkadaşı Ken'i canlandırdığı film, geçen cuma (21 Temmuz) sinemalarda gösterime girmesinin ardından birkaç gişe rekoru kırdı.

Yakın tarihli bir podcast röportajında 39 yaşındaki Gerwig, filmin yapım süreci hakkında bazı bilgiler verdi.

Uzun süredir kurguda beraber çalıştığı Nick Houy'la birlikte programa katılan yönetmen, "gerçekten komik" bulduğu şişkinlik hakkında araya bir espri sıkıştırmayı umduklarını ama diğerlerinin bunu komik bulmadığını açıkladı.

Gerwig, IndieWire'ın Filmmaker Toolkit adlı podcast'inin son bölümünde "Her zaman filme doğru düzgün bir yellenme esprisi koymaya çalıştık ama hiç koymadık" dedi.

[Barbie'nin] ortasında yellenme operası gibi bir şey vardı. Bence gerçekten komikti. Ve ortak görüş bu değildi.

Houy da "Bir de yanlış yerdeydi" diye ekledi.

Gelecek sefer bunu hikayedeki daha önemli bir ana yedirmemiz gerekiyor.

Houy, Gerwig'in diğer iki filminde çalıştı: Uğur Böceği (Lady Bird /2017) ve Küçük Kadınlar (Little Women/2019).

Konuşmalarının başka bir yerinde ikili, Barbie diğer filmlerine kıyasla "daha çok komedi" olduğundan belirli sahnelere verilen tepkileri ölçmek adına filmi daha küçük bir izleyici kitlesi önünde test etmenin gerekliliğinden bahsetti.

Houy, "Bu yüzden biz de 'Hadi bunu birilerinin önüne koyalım ve nasıl tepki vereceklerine bakalım' dedik" diye açıkladı.

Herkes farklı ve her gösterim farklı ve yıllar içinde kesinlikle her şeye eşit şans vermemiz ve ardından buna göre hareket etmemiz gerektiğini öğrendik. İşinin bittiğini anlayınca onu oradan çıkarmalısın.

Barbie birçok olumlu değerlendirme alsa da Piers Morgan ve Ben Shapiro'nun da aralarında bulunduğu bazı sağcı yorumcular filmin feminist mesajlarına karşı itirazlarını dile getirmişti.

New York Times'la yaptığı bir söyleşide Gerwig, bu "coşkulu" karşıt seslere yanıt vermişti.

Gerwig "Bu filmin, herkesi partiye katılmaya ve hem kadınlar hem erkekler olarak pek de işimize yaramayan şeyleri bırakmaya çağıran bir davetiye olmasını umuyorum" diye belirtmişti.

The Independent'ın filme 5 yıldız verdiği incelemesini buradan okuyabilirsiniz.

Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe