Dünyaya meydan okuyan oyuncak bebek: Barbie

Pembe salgını her yeri sarmış durumda

Dünyaya meydan okuyan oyuncak bebek: Barbie
TT

Dünyaya meydan okuyan oyuncak bebek: Barbie

Dünyaya meydan okuyan oyuncak bebek: Barbie

Tüm dünyanın dikkatini çeken yaz filmi yüzünden insanlar pembe kıyafetler bulabilmek için gardıroplarının altını üstüne getiriyorlar. Öyle ki Gigi Hadid, Sofia Richie, Dua Lipa, Sabrina Carpenter, Zendaya ve Anne Hathaway gibi ünlü isimlerin yanı sıra Galler Prensesi Catherine ve Danimarka Veliaht Prensesi Mary gibi bazı kraliyet ailelerinin mensupları da pembeye büründü.Bu yaz pudralar, makyaj ürünleri ve aksesuarlar bile pembe. Marie Claire dergisi Barbie'nin taktığı ünlü saç tokalarının satışlarının yüzde 1099, sarı saç boyalarının satışlarının yüzde 47, pembe mayo satışlarının ise yüzde 12 oranında arttığını bildirdi. At kuyruğu saç modeli yeniden moda oldu. Restoranların içi pembe olduğu için yarı çiğ olarak servis ettiği Barbie Burger’e kadar her şey ‘barbicure’ adı verilen yeni akımla alt üst olmuş durumda.

Henüz pembelere bürünmemiş ve saçımı at kuyruğu yapmamış olsam da hafta sonu, genç nesiller arasında küresel bir devrime neden olan filmin vizyona girmesiyle başlayan kaosa ben de yenik düştüm. Belli bir yaştaki bazı gazeteciler gibi ben de Barbie adlı filmi izlemek için en yakın sinemaya gittim.

Sinema tıklım tıklımdı. Bundan dolayı karım ve ben, film gösterime girdiğinden beri medyadaki Barbie furyasının kurbanı olduğu anlaşılan genç kızlarla birlikte oturup filmi izledik. Barbie yerine Oppenheimer filmine bilet almamak için abartıya kapılmadığımızı söylemekten başka bir savunmam yok.

İki filmin dünyanın dört bir yanında aynı gün vizyona girmesiyle bu çılgınlık, ‘barbenheimer’ ifadesiyle anılmaya başlandı ve uzun süre hatırlanacak gibi görünüyor. Güzel bir plastik oyuncak bebeği ve atom bombasını icat ettikten sonra ölümün ta kendisine dönüştüğünü iddia eden bir adamı konu edinen iki filmin aynı anda izlendiği günü nasıl unutabiliriz ki? Aslında, bazıları verdikleri kötü kararlar üzerinde daha uzun yıllar düşünmeye devam edecek. Barbenheimer olgusunun, şahsen inanmakta zorlandığım; zıtlıkların birbirini çektiği ilkesine çerçevesinde uyumsuz çiftler arasında birçok flört vakasına neden oldu.

“Barbicure adlı yeni akım yüzünden restoranların içi pembe olduğu için yarı çiğ olarak servis ettikleri Barbie Burger’e kadar her şey alt üst olmuş durumda.

The Guardian gazetesinden bir film eleştirmeni, iki filmi doğru sıralamayla izlenmesi tavsiyesinde bulundu. Bu tavsiye mutlu düşüncelere kıyasla hüzünlü düşüncelerin kalıcılığını bir kez daha kanıtladı. Yani Oppenheimer’ı izledikten hemen sonra kimse Barbie'nin hafifliğini kabullenemeyeceği için önce hafif olan Barbie’nin ardından karanlık temalı Oppenheimer’ı izlemenin hem zihinsel hem de eğlenceli olarak daha iyi olduğunu savundu.

Diğerlerine göre karanlık temalı filmlere daha yatkınım, bu yüzden benim tercihim Oppenheimer'dan yanydı. Ancak seçimim yanlış olabilirdi. Barbie'nin fragmanını izledikten sonra oldukça kasvetli kaldığı ortaya çıktığı için merakımı uyandırdı.

Film sırasında, (Margot Robbie'nin şapşal bir güzel olarak canlandırdığı) Barbie karakteri evinde yüksek sesle müzik ve dans eşliğinde ‘sadece kızlara özel’ bir parti veriyor. Parti tüm hızıyla devam ederken, Barbie aniden arkadaşlarına “Hiç ölmek hakkında düşündünüz mü arkadaşlar?” diye soruyor ve bir anda müzik ve eğlence duruyor.

Depresyon belirtileri

Barbie'de depresyon belirtileri sahibi onunla oynayamayacak kadar yaşlanan, geçmişte onu sevdikten sonra artık ergenlik dönemine girdikten sonra ihmal ettiği bir oyuncak bebek şeklinde kendini gösterir. Filmin yönetmeni Greta Gerwig, The Observer gazetesine verdiği röportajda, Barbie'nin hikayesinin, kızların çocukluktan ergenliğe uzanan yolculuğunu izleyicilerine aktardığını belirterek, “Ben her zaman sekiz ile on yaş arasındaki dönemin çocukluğun zirvesi olduğunu düşünmüşümdür. O dönemde gürültü yaparız ve korku nedir bilmeyiz. Sonrasını herkes biliyor. Evet, hepimizin bildiği gibi oyuncak bebeklerle oynana oyunlar biter ve gerçek aşk başlar” ifadelerini kullandı.

Yönetmen Gerwig, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ergenlik, kendimizi küçültmek ve saklanmak istediğimiz bir dönemdir. Çok zor ve rahatsız edici bir dönem. Çünkü kelimenin tam anlamıyla bir geçiş sürecindeyizdir. Kendini karşındakine kanıtlama süreci başlar. Önce boy uzar, ardından adet döngüsü başlar ve bunu sivilceler takip eder.”

dff
Barbie filminden bir kare (DPA)

Gerwig, bundan dolayı çocukluğu dünyayla barışık yaşama dönemi olarak ergenliği ise işlerin bir anda tersine döndüğü dönem olarak tanımlıyor. Gerwig, 9 Temmuz 2023 tarihinde The Observer gazetesi tarafından yayınlanan röportajında, “Ergenlik dönemim saklanmayı istemekle geçti” dedi.

“Barbie'de depresyon belirtileri sahibi onunla oynayamayacak kadar yaşlanan, geçmişte onu sevdikten sonra artık ergenlik dönemine girdikten sonra ihmal ettiği bir oyuncak bebek şeklinde kendini gösterir.

Filmin ‘kaotik, vahşi ve çılgın’ olmasını istediğini itiraf eden Gerwig belki de çok mutludur. Neredeyse hiç kasvetli bir atmosfer olmamasına rağmen önlenemeyen ölüm düşünceleri (burada neden Barbie hakkında hayal kurduklarını söylemeyeceğim) kahramanımızın pembe cennetini bozmaya başlar ve onun ‘Barbie Diyarı’ndan kaçmasına ve yetişkinlerin yaşadığı dünyayla tanışmasına yol açar. Dolayısıyla ölümün soğuk nefesinin filmdeki olayların hızını artırdığı ve filmi şimdiki zamandan metafizik alemlere taşıdığı söylenebilir.

Burada yönetmenin filmin senaryosunu Kovid-19 salgını sırasında karantina döneminde yazdığını belirtmek gerekir. Eşiyle birlikte, küçücük evlerinin dışında dünyayı kasıp kavuran ve milyonlarca cana mal olan salgını düşünmek için bol bol boş zamanları vardı.

Ölüm düşüncesi filmin akışı sırasında kendini o kadar sık gösteriyor ki, filmdeki ‘Mattel’ adlı şirketin yönetim kurulunun Barbie Diyarı’ndan kaçıp gerçek dünyada yaşamaya başlayan Barbie'nin oluşturduğu tehdidi savuşturmak için onu tüm yeni bebeklerin satıldığı kutuya benzeyen, ancak gerçekte bir tabuttan başka bir şey olmayan bir kutuya dönmeye ikna etme çabaları bile nafile kalıyor.

dfrrt
Barbie filminden (soldan sağa doğru) Margot Robbie, Alexandra Shipp, Michael Cera, Ariana Greenblatt ve America Ferrera’nın bir arada oldukları bir sahne (AP)

Bundan tam 64 yıl önce, 1959 yılında adı unutulmaya yüz tutmuş dönemin ünlü çocuk doktorlarından biri, “Pink is for Girls” (Pembe Kızlar İçindir) adlı bir kitap kaleme aldı. Kitabın baskısı uzun süre önce sonlandırılsa da yazar o yıl yayınlanan unutulmaya yüz tutmuş, ancak o gizemli dönemle mükemmel bir şekilde uyumlu görünen bir romandan şu ifadeleri aktarıyor:

“Pembe bir odada, pembe perdelerin arkasında, pembe bir yatak örtüsüyle eyaletin en güzel kızı yatıyordu. Eyaletin çok büyük olduğuna şüphe yok.”

Kitabın yayınlandığı yıl Ruth Handler adlı ABD’li bir kadın girişimci, ilk oyuncak Barbie bebeği tasarladı. Barbie’nin ünü eyalet sınırlarının ötesine geçti ve hiç durmadan yayıldı. Bu hafta ise şimdiye kadar modası geçmiş ve açıkçası ölmüş olması gereken plastik bir oyuncak için oldukça büyük bir başarıyla sinemalara damgasını vurdu.

* Şarku’l Avsat okurları için Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir



Top Gun 2'nin yıldızı üçüncü film öncesi kafaları karıştırdı

Hollywood'daki büyük çıkışını 2014 yapımı Whiplash'le yapan Miles Teller, Top Gun: Maverick'te Bradley Bradshaw karakterini canlandırmıştı (Paramount Pictures)
Hollywood'daki büyük çıkışını 2014 yapımı Whiplash'le yapan Miles Teller, Top Gun: Maverick'te Bradley Bradshaw karakterini canlandırmıştı (Paramount Pictures)
TT

Top Gun 2'nin yıldızı üçüncü film öncesi kafaları karıştırdı

Hollywood'daki büyük çıkışını 2014 yapımı Whiplash'le yapan Miles Teller, Top Gun: Maverick'te Bradley Bradshaw karakterini canlandırmıştı (Paramount Pictures)
Hollywood'daki büyük çıkışını 2014 yapımı Whiplash'le yapan Miles Teller, Top Gun: Maverick'te Bradley Bradshaw karakterini canlandırmıştı (Paramount Pictures)

Top Gun 3 hakkındaki gelişmeler hâlâ titizlikle gizleniyor ve ikinci filmin yıldızlarından Miles Teller da bunu doğrulayabilir.

Teller, başrollerini Anya Taylor-Joy'la paylaştığı ve vizyon tarihi yaklaşmakta olan yeni filmi The Gorge'u tanıtmak için dün sohbet programı The Late Show With Stephen Colbert'a katıldı. 

"Her karın kası için bir ay gerekiyor"

Colbert, kendisine seriye üçüncü bir filmin eklenip eklenmeyeceğini sorduğunda, Top Gun: Maverick yıldızı şu yanıtı verdi:

Buna şaşırabilirsiniz ama o filme onay veren kişi ben değilim. Bu konuyla hiçbir alakam yok.

Teller, ayrıca filmin başrol oyuncusu Tom Cruise'un, kendisine forma girmesi için önceden haber vermesi gerektiğini söyleyerek, sahilde görüneceği üstsüz sahnelerin hakkını vermek için hazırlıklı olmak istediğini belirtti:

Tom'a sadece şunu dedim: 'Bana yeterince erken haber ver ki forma girebileyim. Her karın kası için bir ay gerekiyor. Yani 6 ay önceden haber vermen lazım.'

Colbert, Top Gun serisinin üçüncü filmi hakkında daha fazla bilgi vermesi için Teller'ı sıkıştırmaya devam etti.

"Büyük bir heyecan var"

"Yani evet, geliyor demek istiyorsun, öyle mi?" diye sordu. 37 yaşındaki Teller ise şu yanıtı verdi:

Bilmiyorum. Hayranlar tarafında büyük bir heyecan var. Yaratıcı ekip tarafında da büyük bir heyecan var.

Ocak 2023'te Top Gun 3'ün geliştirilmekte olduğu duyurulmuştu. Kaynaklara göre, Top Gun: Maverick'in ortak yazarlarından Ehren Kruger senaryoyu kaleme alıyor ve yönetmen koltuğuna Joe Kosinski geri dönüyor. 

Ayrıca Tom Cruise, Miles Teller ve Glen Powell'ın da projeye dahil edilmesi hedefleniyordu. Ancak filmle ilgili daha fazla bilgi henüz paylaşılmadı.

1980'lerin ikonik filminin devamı niteliğindeki Top Gun: Maverick, 2022'de büyük bir gişe başarısı yakalayarak 1 milyar dolardan fazla gelir elde etmişti. 

Sinema yazarları tarafından da son derece beğenilen ve övgü dolu yorumlar alan film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 96 gibi kusursuza yakın bir değerlendirme puanına sahip.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, The Late Show With Stephen Colbert, Just Jared