Seinfeld'in George Constanza'sı: "Kötü yaşlandığım için kimse beni rahatsız etmiyor"

Seinfeld 180 bölüm yayımlandı (NBC)
Seinfeld 180 bölüm yayımlandı (NBC)
TT

Seinfeld'in George Constanza'sı: "Kötü yaşlandığım için kimse beni rahatsız etmiyor"

Seinfeld 180 bölüm yayımlandı (NBC)
Seinfeld 180 bölüm yayımlandı (NBC)

Televizyon tarihinin en sevilen komedi yapımlarından Seinfeld'in yıldızlarından Jason Alexander, dizinin hayranlarının kendisini neden rahatsız etmediğini esprili bir dille açıkladı.

Dizinin George Constanza'sı, Page Six'e dün yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

Kötü yaşlandığım için kimse beni rahatsız etmiyor.

Sokakta tanındığını kabul eden Alexander sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

İnsanlar çok tatlı. Genellikle selam veriyorlar, el sallıyorlar ya da 'Hey, Jason' diyorlar.

63 yaşındaki ünlü oyuncu ve yönetmen, "İnsanlar işimi beğendiği ve bunu göstermek istediği için çok şanslıyım. Fakat ben yine de hayatımı yaşayabiliyorum. Bunu herkes yapamıyor ama ben yapabiliyorum" dedi.

Alexandre, Amerikan Senaristler Birliği'yle (WGA) oyuncuları temsil eden Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği (SAG) ve Amerikan Televizyon, Radyo Sanatçıları'nın (AFTRA) greve gitmesi hakkında şu değerlendirmede bulundu:

Biz son derece şanslıydık. Sanırım o prodüksiyon dönemi, televizyon ve dizi oyuncuları için bir tür altın çağdı. Biz işimizi bitirdikten 10 yıl sonra tüm model değişti. Bunu anlamıyorum.

İlk kez 1989'da yayımlanan ve 9 yıl boyunca pek çok kişiyi ekranları başına kilitleyen komedi dizisinde Jason Alexander'ın yanı sıra Jerry Seinfeld, Michael Richards ve Julia Louis-Dreyfus gibi isimler rol almıştı.

Dizide kullanılan bazı replikler izleyicilerin diline dolanarak günlük yaşamın bir parçası oldu.

Komedyen Seinfeld'in kurgusal versiyonunun ve arkadaşlarının başından geçenleri anlatan dizi sitcom türüne yeni bir soluk getirdi.

 

Independent Türkçe, Page Six, Koimoi



Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
TT

Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)

Beyindeki yıldız şeklindeki hücrelerin anıların işlenip depolanmasında önemli bir rol oynadığı öne sürüldü.

Bilim insanları uzun zamandır anıların sadece nöronlarda saklandığını düşünüyordu. Nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin destekleyici rollere sahip olduğu varsayılırken, son yıllarda bu düşünce değişiyor.

Hakemli dergi Nature'da dün (6 Kasım) yayımlanan makalede astrosit denen yıldız şeklindeki hücrelerin hafıza açısından nasıl bir görev üstlendiği araştırıldı.

Nöronlara destek sağlamaktan kan-beyin bariyerini oluşturmaya kadar çok sayıda kritik işi yerine getiren astrositler "beynin İsveç çakısı" diye de biliniyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip fareler üzerinde yaptıkları deneylerde öğrenmeyle ilişkili astrosit hücrelerini inceledi. 

LLA denen bu hücrelerin bir kısmının öğrenme deneyimi sırasında aktive olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar ayrıca farklı bir ortamda yeniden aktive edilen bu hücrelerin anıların hatırlanmasını teşvik ettiğini kaydetti.

Bunun yanı sıra öğrenme deneyimiyle aktive olan LAA'ların, NFIA adlı gen tarafından ifade edilen bir proteini yüksek seviyede tuttuğu bulundu. Bu proteinin üretiminin engellenmesi, sözkonusu öğrenme deneyimine ilişkin anıların da hatırlanmasını engelledi.

Bu durum, astrositlerin anıların hem depolanması hem de hatırlanmasında rol oynadığına işaret ediyor.

Ancak araştırmacılar anıların depolanmasındaki rolünün net olmadığını ifade ediyor. Makalenin başyazarı Benjamin Deneen, "Astrositlerin hafızanın geri çağrılmasında rol oynadığı artık açık" diyerek ekliyor: 

Anıları gerçekten depoluyorlar mı yoksa geri çağırmada bir kanal görevi mi görüyorlar, bu henüz bilinmiyor. Belki de hücresel düzeyde astrositler ve nöronlar arasında bir 'indeksleme' vardır; bir nöron hafıza 'bilgisini' yakınındaki bir dizi LAA'ya dağıtıyor olabilir.

Yine de yeni çalışma hem nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin önemini vurguluyor hem de hafızanın nasıl çalıştığını anlamaya katkı sağlıyor.

Bulguların insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak bunun doğrulanması durumunda Alzheimer gibi hafızayla ilgili hastalıklar da daha iyi anlaşılabilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, Science Blog, Nature