Barbie'nin başarısı estetik cerrahları endişelendirdi

"Barbie filmi olumlu mesajlar verse bile anatomik olarak gerçekçi olmayan güzellik ideallerini romantikleştiriyor"

Mattel CEO'su Ynon Kreiz, devam filmini doğrulamasa da Barbie 2'ye göz kırptı (Warner Bros)
Mattel CEO'su Ynon Kreiz, devam filmini doğrulamasa da Barbie 2'ye göz kırptı (Warner Bros)
TT

Barbie'nin başarısı estetik cerrahları endişelendirdi

Mattel CEO'su Ynon Kreiz, devam filmini doğrulamasa da Barbie 2'ye göz kırptı (Warner Bros)
Mattel CEO'su Ynon Kreiz, devam filmini doğrulamasa da Barbie 2'ye göz kırptı (Warner Bros)

Greta Gerwig'in Barbie'si yaza tam anlamıyla damgasını vurdu. Rotten Tomatoes'da eleştirmenlerden yüzde 89 gibi muazzam bir puan alan film, feminist önermeleriyle övgü topluyor.

39 yaşındaki Gerwig'in komedisi, açılış hafta sonuna göre yüzde 43'lük düşüşle cumadan pazara dünya çapında 93 milyon dolar kazanarak yine hafta sonunun lideri oldu.

Şimdiden yılın en iyi performans gösteren üçüncü filmi olan Barbie, dünya çapında yaklaşık 775 milyon dolarlık hasılata ulaşarak gişede hızla yükselmeye devam ederken, önde gelen doktorlar endişelerini dile getiriyor.

Beverly Hills Plastik Cerrahi Grubu'ndan Dr. Payman Danielpour, "Film gösterime girdikten sonra Barbie'nin belini ve göğüslerini isteyen hastalarım oldu" dedi.

Bir hasta Barbie gibi ince belli olmak için kaburgalarını aldırmak istedi. Kaburgalar hayati organları korumak için var ve insanların bunun yapılmaması gerektiğini anlamaları gerekiyor.

Danielpour, birçok hastanın belirli bir kişiye veya figüre benzemek için fotoğraf getirdiğini ekledi:

Ancak biz hastayı bir başkasına benzetmek için burada değiliz.

Barbie, 1950'lerdeki çıkışından bu yana kadın bedenine ilişkin gerçekçi olmayan bir bakış açısını teşvik etmekle suçlanıyor.

Yıllar içinde bazı Barbie hayranları bebeğe benzemek için estetik ameliyatlara yüz binlerce dolar harcadı. Bu nedenle Barbie'leşme arzusu yeni değil ancak film bu kez genç ve kolayca etkilenebilir izleyicilerden oluşan yeni bir kitleye hitap ediyor.

Plastik cerrah Dara Liotta, "Olumlu mesajlar verse bile, Barbie filmi anatomik olarak gerçekçi olmayan güzellik ideallerini romantikleştiriyor" diyerek ekledi:

Artık biliyoruz ki Barbie bu anatomisiyle ayağa bile kalkamazdı. Ve ne yazık ki filmdeki güçlü feminist temalar genç boşa gidebilir.

Dr. Liotta'nın film gösterime girmeden önce bile endişeleri vardı: 

Filmin etrafında çok fazla şamata oldu ve görsel olarak bu mükemmellik bombardımanına maruz kalmak, özellikle genç kızlar için zihninizin bir yerinde bir delik açabilir. Film Barbie'ye yeni bir anlam kazandırıyor, tüm bu cazibe ve tantanasından etkilenenler için endişeleniyorum.

Lisanslı psikolog Stephanie Wright'a göre, hem Barbie bebek hem de Margot Robbie'nin canlandırdığı büyüleyici karakter, yaştan bağımsız olarak baştan çıkarıcı olabilir. 

Wright, "Ergenler kendilerini Barbie'yle kıyaslama konusunda özellikle savunmasız" dedi ve ekledi: 

Filmi izlemek veya Barbie'yle oynamak kendi başına zararlı değil ancak insanların belirli bir şekilde görünmesi gerektiği inancını desteklemek için Barbie'nin görüntülerini kullanmak sorunlu olabilir.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Guardian



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe