Ridley Scott, Joaquin Phoenix'e Napolyon rolünü vermesini sağlayan filmi açıkladıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4464986-ridley-scott-joaquin-phoenixe-napolyon-rol%C3%BCn%C3%BC-vermesini-sa%C4%9Flayan-filmi-a%C3%A7%C4%B1klad%C4%B1
Ridley Scott, Joaquin Phoenix'e Napolyon rolünü vermesini sağlayan filmi açıkladı
22 Kasım'da gösterime girmesi planlanan filmde Vanessa Kirby ve Ben Miles da rol alıyor (Youtube)
Napolyon'un yönetmeni Ridley Scott'a göre Joker, Joaquin Phoenix'in yaklaşan dönem filmindeki performansıyla doğrudan ilişkili. Todd Phillips'in yazıp yönettiği film, eleştirmenlerden karışık yorumlar alsa da Phoenix'in performansı çok beğenilmişti.
Scott, Empire'a yaptığı açıklamada Phoenix'in Joker'deki performansının kendisini Napolyon'da oynatmaya yönelttiğini söyledi. Phoenix, 2019'da Joker'deki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanmıştı.
Scott filmi izlerken Phoenix'ten çok etkilendiğini anlattı. 85 yaşındaki yönetmen, "Joaquin'e bakıyorum ve 'Bu küçük şeytan Napolyon Bonapart'a benziyor diyorum" ifadesini kullandığını söyledi.
Scott gerçek hayattaki Bonapart'tan bahsederek devam etti:
Onu Büyük İskender'le karşılaştırıyorum. Adolf Hitler'le. Stalin'le. Dinleyin, bir sürü kötü olay yaşamış. Aynı zamanda cesareti, yapabilecekleri ve hakimiyetiyle de dikkat çekiciydi. Olağandışı biriydi.
Empire'ın ortak röportajında Phoenix, Napolyon'un tipik bir biyografik film gibi olmadığını ve Bonapart'ın Joséphine de Beauharnais'yle ilişkisine de odaklandığını belirtti.
Phoenix, "Napolyon'u gerçekten anlamak istiyorsanız, muhtemelen kendi çalışmanızı ve okumanızı yapmalısınız çünkü filmi izlerseniz, bu, Ridley'nin gözünden anlatılan bir deneyim" dedi.
Bu çok karmaşık bir dünya. Yani, o kadar karmaşık ki. Peşinde olduğumuz, bu adamın hissiyatını yakalayabilecek bir şeydi.
Scott, bu yıl Empire'a verdiği röportajda, "Joaquin muhtemelen şimdiye kadar çalıştığım en özel, en düşünceli aktör" demişti.
İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldühttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5161195-i%CC%87lk-kez-bir-antik-m%C4%B1s%C4%B1rl%C4%B1n%C4%B1n-tam-genomu-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCld%C3%BC
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.
Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.
Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı.
Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi.
Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.
Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)
İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.
Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.
Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti.
Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor:
Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.
Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı.
Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:
Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.
Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.
Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:
Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.