X, sosyal medyada nefret söylemi karşıtı bir kuruluşa dava açtı

Elon Musk'ın eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X hesabının ve profil fotoğrafı olarak kullandığı X logosunun görüntüsü, 27 Temmuz 2023 (EPA)
Elon Musk'ın eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X hesabının ve profil fotoğrafı olarak kullandığı X logosunun görüntüsü, 27 Temmuz 2023 (EPA)
TT

X, sosyal medyada nefret söylemi karşıtı bir kuruluşa dava açtı

Elon Musk'ın eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X hesabının ve profil fotoğrafı olarak kullandığı X logosunun görüntüsü, 27 Temmuz 2023 (EPA)
Elon Musk'ın eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X hesabının ve profil fotoğrafı olarak kullandığı X logosunun görüntüsü, 27 Temmuz 2023 (EPA)

Eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X, sosyal medyadaki nefret içerikleriyle mücadele eden bir kuruluşu, kendisine karşı asılsız bir karalama kampanyası yürütmekle suçlayarak dava açtı.

İngiltere merkezli kâr amacı gütmeyen Dijital Nefretle Mücadele Merkezi'nin (CCDH) ABD'deki şubesi X'i ‘yıldırma’ politikası benimsemekle suçlayarak hakkındaki iddiaları reddetti.

CCDH, Elon Musk'ın geçtiğimiz ekim ayında yeni ismi X olan Twitter'ı satın almasından bu yana platformun yönetimini eleştiren çok sayıda çalışma yayınladı.

CCDH, LGBT karşıtı paylaşımlar yapan çok sayıda hesabın platformda milyonlarca dolarlık reklam geliri oluşturduğunu ve platformun gelirine katkıda bulunduğunu iddia etti.

CCDH ayrıca platformun anti-Semitik, ırkçı ve LGBT topluluğuna yönelik nefret dolu olarak sınıflandırılan paylaşımlar yapan ünlü mavi tikli onlarca doğrulanmış hesaba karşı hiçbir cezai önlem almadığının altını çizdi.

X tarafından pazartesi günü Kaliforniya'daki bir federal mahkemeye sunulan belgeye göre CCDH, platformda yayınlanan içeriklerin içeriğini kasıtlı olarak çarpıtıyor ve küçük bir kullanıcı grubunun sosyal medya platformlarını zararlı içerikle doldurduğu izlenimi veriyor.

CCDH’yi kendisiyle ilgili verileri izinsiz olarak yasadışı yollardan ele geçirmekle de suçlayan X, CCDH’nin ‘bir araştırma kuruluşu şeklini aldığına’ dikkati çekerken CCDH’nin yabancı hükümetler ve çıkarlar tarafından finanse ediliyor olabileceğini ima ederek kendisine göre CCDH’nin böyle bir araştırma kuruluşu olmadığını belirtti.

Mahkemelerden CCDH’nin platformun verilerine yasa dışı bir şekilde yetkisiz erişmesini ve bu verileri kullanmasını engellemesini isteyen X, CCDH’nin yayınlarının, bazı reklam verenlerin platformda reklam vermekten vazgeçmesine neden olduğunu vurgulayarak CCDH’den henüz netleştirilmemiş bir miktarda tazminat talep etti.

CCDH’nin avukatları, platforma gönderdikleri ve kendi internet sitelerinde yayınladıkları bir bildiride, davayı X'in ‘dürüst eleştiriyi susturmaya yönelik açık bir girişimi’ olarak değerlendirdiler.

Avukatlar, bildiride, kendisini ifade özgürlüğünün savunucusu olarak gören Elon Musk'ın verdiği sözlere atıfla “Bu yaklaşım, X’in mevcut yöneticilerinin ifade özgürlüğüne saygı gösterme taahhüdüyle tamamen zıttır” denildi.



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe