The Walking Dead'de Rick'in sesi neden bu kadar değişti?

Bir zamanlar tatlı dilli, arzulu ve idealist bir lider olan Rick'in konuşmaları zamanla daha düşmanca bir hal aldı

Dizide Rick Grimes'ı canlandıran 49 yaşındaki Andrew Lincoln, 2003 yapımı romantik komedi Aşk Her Yerde'de de rol almıştı (AMC)
Dizide Rick Grimes'ı canlandıran 49 yaşındaki Andrew Lincoln, 2003 yapımı romantik komedi Aşk Her Yerde'de de rol almıştı (AMC)
TT

The Walking Dead'de Rick'in sesi neden bu kadar değişti?

Dizide Rick Grimes'ı canlandıran 49 yaşındaki Andrew Lincoln, 2003 yapımı romantik komedi Aşk Her Yerde'de de rol almıştı (AMC)
Dizide Rick Grimes'ı canlandıran 49 yaşındaki Andrew Lincoln, 2003 yapımı romantik komedi Aşk Her Yerde'de de rol almıştı (AMC)

The Walking Dead'de Andrew Lincoln'ın canlandırdığı Rick Grimes karakteri, zombi istilasına uğramış bir dünyada 9 sezon geçirdi.

Rick'te, dizinin ilk bölümünden son bölüme kadar büyük değişiklikler oldu. Karakterin sesindeki değişiklik özellikle dikkat çekiciydi.

125 bölüm boyunca hayatta kalmaya çalışan gruba liderlik ederken yaşadığı travmalar ve mücadele ettiği düşmanlar, Rick Grimes'ın sesini ve kişiliğini değiştirdi.

"Bu artık bir demokrasi değil"

Daha önce "dostane polis" olarak nitelendirilen Rick, daha kindar ve sert bir hale geldi. Grimes'ın sesi de sık sık bu değişikliği yansıttı. 

Öfkeli kekelemelerden buz gibi tehditlere kadar, Rick'in kelime dağarcığı değişti ve dizi ilerledikçe genel tonundaki saldırganlık arttı.

Bir zamanlar tatlı dilli, arzulu ve idealist bir lider olan Rick'in konuşmaları zamanla daha düşmanca ve hınçlı bir hal aldı. 

İlk sezonda, iyimser tavrıyla hayatta kalan arkadaşlarına ilham veren Rick, 2. sezonun başlarında dizide yaşanan olaylarla değişmeye başladı.

"Bu artık bir demokrasi değil" sözleri Rick'in sesinin ve kişiliğinin değişmeye başladığının erken bir işaretiydi. 

9. sezona gelindiğinde Rick, yumuşamaya ve ilk sezondaki tonuyla benzerlikler göstermeye başladı. Bununla birlikte, geliştirdiği sert ve otoriter tını, onunla kaldı.

İkinci sezon finalinde, en iyi arkadaşı Shane'i öldürmek Rick'in tartışmasız en önemli kararıydı ve ateşin başında yaptığı konuşma grubun alışık olduğu umutlu tondan daha karanlık ve agresif bir tona dönüştü.

En yakın arkadaşının ölümünün ötesinde Rick, eşi Lori'yi ve oğlu Carl'ı da kaybetti. Carl'ın ölümü Rick'in bir zamanlar olduğu adama dönmesi için bir fırsat gibi görünürken, Lori'nin ölümü onun en karanlık döneminin başlangıcı olmuştu.

Diğer karakterler de evrildi

Elbette değişen tek ses Rick'in sesi olmadı. Norman Reedus'ın canlandırdığı Daryl ve Lauren Cohan'ın hayat verdiği Maggie gibi uzun soluklu karakterlerin sesleri de dizi süresince değişti. Dizinin büyük bölümünde üçü aynı grubun parçasıydı ve aynı koşullara maruz kaldı.

The Walking Dead, 11 sezonun sonunda sona erse de dizinin öne çıkan karakterleri spinoff'larla yaşamaya devam ediyor. 

The Walking Dead: Dead City'de Maggie ve Negan, Manhattan'da hayatta kalmaya çalışırken Hershel'ı bulmaya çalışıyor.

İlk bölümü eylülde yayımlanacak olan The Walking Dead: Daryl Dixon'daysa, Norman Reedus'ın canlandırdığı karakter, Fransa'dan eve dönüş yolunu bulmaya çalışıyor.

İki dizi de şimdiden ikinci sezon onayını aldı.

Öte yandan The Walking Dead'in merakla beklenen Rick'le Michonne spinoff'unun çekimleri de tamamlandı. The Walking Dead: The Ones Who Live adlı dizide hikaye, Michonne'un Rick'i aramak üzere yola çıkmasıyla ana dizinin kaldığı yerden devam edecek. Dizinin 2024'te izleyiciyle buluşması bekleniyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Insider



Mikropların anne karnından itibaren beyin gelişimini etkilediği keşfedildi

Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
TT

Mikropların anne karnından itibaren beyin gelişimini etkilediği keşfedildi

Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)

Bilim insanları mikropların, anne karnında bile beyin gelişimi üzerinde kritik bir rol oynadığını keşfetti.

Bebekler dünyaya geldikleri andan itibaren pek çok mikroba maruz kalıyor. Bu dönemde aynı zamanda beyin de önemli gelişim aşamalarından geçiyor.

Michigan Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılar daha önce herhangi bir mikrop olmadan yetiştirilen yeni doğan farelerin, hipotalamik paraventriküler çekirdek (PVN) adlı bölgesinde daha fazla beyin hücresinin öldüğünü bulmuştu. Bu beyin bölgesi, stres, kan basıncı ve hatta sosyal davranışların düzenlenmesinde merkezi bir rol oynuyor.

Araştırma ekibi yeni çalışmalarında mikropların, bu bölgedeki nöron sayısını uzun vadede nasıl etkilediğini ve beyin gelişimdeki etkisinin hangi aşamada başladığını anlamaya çalıştı. 

Ekip mikroplara maruz kalmış veya kalmamış annelerin yeni doğan yavrularını farklı ortamlara yerleştirerek beyin gelişimlerini takip etti. Bazı yavrular, mikrop taşıyan annelerin yanına, bazıları da mikropsuz olanların yanına kondu. 

Bilim insanları farelerin beynini doğumdan üç gün sonra incelediğinde çarpıcı sonuçlarla karşılaştı. Mikrop içermeyen annelerin doğurduğu tüm farelerin PVN'sinde daha az nöron vardı. Bu durum, doğumdan sonra mikroplara maruz kalsalar bile değişmedi.

Ayrıca mikroplara maruz kalmayan yetişkin farelerin de bu bölgedeki nöronları daha azdı.

Bulgular, mikropların beyin gelişimindeki rolünün doğumdan önce başladığına ve uzun vadeli etkileri olduğuna işaret ediyor.

Hakemli dergi Hormones and Behavior'da yayımlanan makalenin başyazarı Alexandra Castillo-Ruiz "Çalışmamız mikropların, vücut fonksiyonları ve sosyal davranışlar için hayati öneme sahip bir beyin bölgesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor" diyerek ekliyor: 

Ayrıca mikropların etkilerinin, anne mikroplarından gelen sinyallerle rahimde başladığını da ortaya koyuyor.

Bulguların insanlar için de geçerli olduğunu kesin bir şekilde söylemek henüz mümkün değil. Fakat araştırmacılar insanlarla önemli biyolojik ve davranışsal benzerlikler taşıdıkları için çalışmada farelere odaklandıklarını belirtiyor.

Bilim insanları mikropların, yaşamın ilk dönemindeki rolüne daha fazla önem verilmesi gerektiğini de söylüyor. 

Castillo-Ruiz, "Mikroplar, beynimizin şekillenmesinde en başından itibaren rol oynuyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Michigan Eyalet Üniversitesi, Tech Explorist, Hormones and Behavior


Zengin ülkelerde eğitim düzeyinin mutluluk üzerindeki etkisi azalıyor

Refah seviyesi yüksek ülkelerde eğitim düzeyi yüksek kişilerin hayat memnuniyetinin, kültürel ve sosyal yollarla artırılabileceği düşünülüyor (Unsplash)
Refah seviyesi yüksek ülkelerde eğitim düzeyi yüksek kişilerin hayat memnuniyetinin, kültürel ve sosyal yollarla artırılabileceği düşünülüyor (Unsplash)
TT

Zengin ülkelerde eğitim düzeyinin mutluluk üzerindeki etkisi azalıyor

Refah seviyesi yüksek ülkelerde eğitim düzeyi yüksek kişilerin hayat memnuniyetinin, kültürel ve sosyal yollarla artırılabileceği düşünülüyor (Unsplash)
Refah seviyesi yüksek ülkelerde eğitim düzeyi yüksek kişilerin hayat memnuniyetinin, kültürel ve sosyal yollarla artırılabileceği düşünülüyor (Unsplash)

Araştırmaya göre, refah seviyesi yüksek ülkelerde eğitim düzeyindeki artışın mutluluk üzerindeki etkisi, diğer ülkelere kıyasla son derece sınırlı.

Mutluluk veya hayat memnuniyetiyle kişinin eğitim düzeyi arasındaki ilişki, sosyal bilimcilerin uzun zamandır araştırdığı bir konu.

Çeşitli araştırmalar yüksek öğrenim gören kişilerin mutluluk düzeyinin, daha düşük eğitim alanlara kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Uzmanlar bu durumun eğitim düzeyi yüksek kişilerin sosyal ve ekonomik açıdan daha avantajlı bir konumda olmasından kaynaklanabileceğini düşünüyor.

Öte yandan ülkenin sosyoekonomik gelişiminin, bu ilişki üzerindeki etkisine dair yeterince veri bulunmuyor.

Almanya'daki Bremen Üniversitesi'nden Samitha Udayanga bu soru işaretini gidermek adına 36 Avrupa ülkesini kapsayan bir çalışma yürüttü. 

Avrupa Sosyal Araştırması adlı kapsamlı bir veritabanının kullanıldığı çalışmada, 21 ila 65 yaşındaki yaklaşık 172 bin kişiye dair gözlemler değerlendirildi.

Katılımcıların mutluluk düzeyi de kişilerin yaşam memnuniyetini 0'dan 10'a kadar puanladığı, yaygın bir yöntemle ölçüldü.

Udayanga ülkelerin refah düzeyini hesaplarken de kişi başına düşen milli gelirin yanı sıra eşitlik ve özgürlük gibi sosyal ve politik etkenleri de hesaba kattı. 

Hakemli dergi Humanities and Social Sciences Communications'ta 18 Ağustos'ta yayımlanan makaleye göre bir ülkenin refahı iyileştikçe eğitim düzeyi hem düşük hem de yüksek olan kişilerin mutluluğu da istikrarlı bir artış gösteriyor.

Ancak ülkenin sosyoekonomik refahı bilhassa güçlendiğinde, eğitimin mutluluk üzerindeki etkisinin azaldığı bulundu.

Sonuçlar, bu kişilerin mutsuz olduğu anlamına gelmiyor. Daha ziyade eğitim düzeyi yüksek ve düşük kişiler arasındaki mutluluk farkının azalması sözkonusu. 

Udayanga makalede şu ifadeleri kullanıyor:

Genel olarak bulgular, zengin ülkelerde yüksek öğrenimin getirdiği mutluluğun azalma eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Bu kişiler, geleneksel mutluluk faktörlerinden uzaklaşıp alternatif yollar aramaya daha yatkın görünüyor.

Araştırmacı bu durumun yüksek refaha sahip ülkelerde kişinin düşük eğitim almasının, hayat kalitesi üzerinde zayıf bir etki yaratmasıyla açıklanabileceğini öne sürüyor.

Udayanga makalenin sonuç bölümünde, bu ülkelerdeki yüksek öğrenim almış kişilerin mutluluğunun artırılması için iş-özel hayat dengesi, esnek çalışma düzenlemeleri ve aktif sivil katılım fırsatlarının teşvik edilmesini öneriyor:

Geleneksel ekonomik kazanımların, mutluluğun temel faktörleri olamayacağı göz önüne alındığında, bireysel özerkliği, sosyal katılımı ve amaç bilincini güçlendiren kültürel, sosyal ve siyasi altyapıya yönelik çalışmalar, mutluluğu artırmada daha etkili olabilir.

Independent Türkçe, Nature, Times Higher Education


Sydney Sweeney'den banyo suyu sabunu eleştirilerine sert yanıt

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Sydney Sweeney'den banyo suyu sabunu eleştirilerine sert yanıt

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Sydney Sweeney, banyo suyuyla sabun yaptığı için aldığı eleştirilere yanıt verdi. Sabun viral olmuş ve hemen tükenmişti.

Senden Başka (Anyone But You) oyuncusu çarşamba günü The Wall Street Journal'da yayımlanan röportajda Hollywood dışındaki ek işlerinden bahsetti. Bunlar Miu Miu çantaları satmaktan sınırlı sayıda sabun çıkarmaya kadar uzanıyor.

Sweeney gazeteye, sabun ilk duyurulduğunda aldığı olumsuz tepkileri beklemediğini söyledi. "İnsanların ne söylediğini takip etmek önemli çünkü her şey alıcı kitlesiyle sohbet niteliğinde" dedi.

Sabun hakkında yorum yapanlar çoğunlukla kadındı ve bunu gerçekten ilginç buldum. Hepsi Jacob Elordi'nin banyo suyu fikrini çok sevmişti.

Sweeney, Dr. Squatch sabununun piyasaya sürüldüğü sırada hayranların talebi üzerine üretildiğini söylemişti.

Sweeney, "Bathwater Bliss" sabunu hakkında, "Hayranlarınız banyo suyunuzu istemeye başladığında, ya görmezden gelirsiniz ya da onu bir kalıp Dr. Squatch sabununa dönüştürürsünüz" demişti.

Haziranda 8 dolarlık sabundan sadece 5 bin adet üretilip satılmış, eBay'de hızla 100 ila 2 bin dolardan satışa sunulmuştu.

Journal'a göre sabun artık ikinci el piyasasında yaklaşık 1500 dolara satılıyor.

Bu ay Sweeney, bu sefer American Eagle'ın reklamlarında oynaması nedeniyle başka bir tartışmaya karıştı.

Oyuncu, sınırlı sayıda üretilen bol paçalı "The Sydney Jean" modelinin lansmanını da içeren kampanya için, birçok fotoğraf ve videoda yer aldı. Bunlar arasında kot ceketle kot pantolon giydiği ve kot hakkında esprili bir slogan taşıyan posterini temizlediği fotoğraf ve video da var. Başlangıçta "Sydney Sweeney'nin Harika Genleri Var" ifadesi kullanılsa da son kelime daha sonra üzeri çizilerek "Kot Pantolon" (Jeans) olarak değiştiriliyor. Aynı slogan, kampanyanın neredeyse her reklamında yer alıyor.

İnternette eleştirisini dile getirenler, "iyi genler" ve "harika genler" gibi ifadelerin geçmişte öjenistler tarafından benimsendiğini belirtti. Öjenistler, insan ırkının seçici üreme yoluyla genetik olarak iyileştirilebileceğine inanıyor.

Reklamın çıkmasının ardından American Eagle, sert tepkilere yanıt olarak Instagram'da bir açıklama yayımladı. Perakendeci, "'Sydney Sweeney'nin Harika Kot Pantolonları Var' sloganı kot pantolonlarla ilgiliydi ve her zaman öyleydi" diye yazdı.

Onun kot pantolonları. Onun hikayesi.

Ancak Journal'ın tartışmayla ilgili sorusu üzerine Sweeney yorum yapmaktan kaçındı.

Independent Türkçe