Loch Ness Canavarı için son 50 yılın en büyük arama çalışması başlatılıyor

Nessie meraklılarının öne çıkıp aramaya katılması teşvik ediliyor

İskoçya'nın Drumnadrochit köyündeki Loch Ness gölü (AFP)
İskoçya'nın Drumnadrochit köyündeki Loch Ness gölü (AFP)
TT

Loch Ness Canavarı için son 50 yılın en büyük arama çalışması başlatılıyor

İskoçya'nın Drumnadrochit köyündeki Loch Ness gölü (AFP)
İskoçya'nın Drumnadrochit köyündeki Loch Ness gölü (AFP)

İskoçya'daki Loch Ness Merkezi meşhur ve efsanevi Loch Ness Canavarı'nı yeniden arama çalışmasında gönüllü olacak, "umut vaat eden canavar avcılarını" arıyor.

26 ve 27 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek "The Quest Weekend" (Hafta Sonu Arayışı), sevgi dolu bir şekilde "Nessie" diye anılan canavar için 50 yılı aşkın süredir yapılan en büyük arama olacak.

Etkinliğe katılacak gönüllüler, internetteki bir form aracılığıyla kaydolabilir.

"Bu hafta sonu, daha önce hiç yapılmamış şekilde suları arama fırsatı sunuyor" diyen Loch Ness Merkezi Genel Müdürü Paul Nixon şöyle ekliyor:

Ne bulacağımızı görmek için sabırsızlanıyoruz.

Loch Ness Exploration araştırma ekibiyle ortaklaşa yürütülen arama çalışmalarında, bölgede daha önce hiç kullanılmamış yüksek teknoloji ekipmanlar kullanılacak. Bunlar arasında ısı sinyallerini gözlemleyecek termal drone'lar ve "Nessie tarzı çağrıları" tespit edecek bir hidrofon da yer alıyor.

Loch Ness Exploration'dan Alan McKenna şöyle diyor:

Yeni nesil Loch Ness meraklılarına ilham vermeyi umuyoruz ve bu geniş çaplı yüzey gözlemine katılarak bu büyüleyici gizeme kişisel olarak katkıda bulunmak için gerçek bir fırsat yakalayacaksınız.

Bundan önceki en büyük aramayı, artık dağılmış olan Loch Ness Araştırma Bürosu gerçekleştirmişti. 1962'de kurulan bu topluluk, amaçlarına katkı sağlayacak 20 bin dolarlık (enflasyondan sonra bugün 202 bin doların üzerinde bir miktara denk geliyor) bir hibe almıştı. Arama çalışmaları, olumlu bir sonuç alınamadan 1972'de sona ermişti.

Loch Ness Canavarı efsanesi 565'e kadar dayanıyor. Keşiş Adomnán MS 6. yüzyılda yazdığı Life of St. Columba (Aziz Columba'nın Hayatı) adlı eserinde bir yaratığı detaylıca anlatıyor.

Modern ilgiyse 1933'te George Spicer ve eşinin arabalarının önündeki yoldan geçen "son derece sıradışı bir hayvan türünü" tarif etmesiyle alevlendi. Inverness Courier'a konuşan çift büyük gövdeli, kolu ve bacağı olmayan ve uzun, ince boyunlu bir yaratık tarif etti.

Bir yıl sonra Londralı jinekolog Robert Kenneth Wilson'ın çektiği "Surgeon’s photograph" (Cerrahın fotoğrafı) adlı, yaratığa ait resmin Daily Mail'da yayımlanmasıyla Nessie'nin en meşhur "görüntüsü" ortaya çıktı.

Fotoğraf 60 yıl boyunca Nessie'nin varlığının kanıtı olarak kabul edildi. Ancak daha sonra bütün bunların incelikli bir aldatmaca olduğu ortaya çıktı. Wilson'ın Mail'a kin besleyen bir arkadaşı suda oyuncak bir denizaltı yüzdürerek Wilson'dan görüntüleri gazeteye satmasını istemişti.

Loch Ness Merkezi'nin arama çalışması hakkında daha fazla bilgi için kuruluşun internet sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz.



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe