Guardian'dan Kaş yazısı: "Su katılmamış Türklüğünü harika şekilde koruyor"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Guardian'dan Kaş yazısı: "Su katılmamış Türklüğünü harika şekilde koruyor"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Britanyalı seyahat yazarı Annabelle Thorpe, ülkenin önde gelen gazetelerinden Guardian'da kaleme aldığı yazıda Antalya'nın Kaş ilçesini tanıttı.

Thorpe, "Neden sürekli Türkiye'nin el değmemiş deniz kıyısındaki Kaş'a dönüyorum?" başlıklı yazısında Kaş ve ona yarım saat uzaklıktaki Kalkan'a ilk kez 1994'te gittiğini belirtti.

Aradan geçen yaklaşık 30 yılda Kalkan'da bir çok şeyin değiştiğini fakat Kaş'ın çoğunlukla eski halini koruduğunu ifade eden Thorpe, "Bu süreçte Kalkan, Türkiye'nin Monte Carlo'suna dönüştü. Kaş ise dikkat çekici şekilde aynı kaldı" diye yazdı.

Kaş'ta tatil yapmanın kendisine "gerçek bir kaçış ve huzur hissi sağladığını" belirten yazar, sahillerin çoğunlukla oteller ve restoranlar tarafından parsellendiğine de dikkat çekti.

Haberde, ilçede dalış, safari ve rafting gibi birçok farklı turistik faaliyet yapıldığı belirtildi. 

Yazıda, 2. yüzyıldaki depremde yok olan antik Dolkisthe kentinin kalıntılarına ev sahipliği yapan Kekova Adası'nın da kesinlikle görülmesi gerektiği ifade edildi. 

Ayrıca Kekova'nın Tersane Koyu'nda sular altında kalan Bizans dönemine ait kiliseye de dikkat çekilerek, "Altınızda tüm gizemiyle parıldayan yıkık bir Bizans kilisesi varken kristal berraklığındaki suda yüzmek harika" ifadeleri kullanıldı.

Thorpe, "Türk Rivierası'nın mücevheri" diye nitelediği Kaş'la ilgili yazısını şu ifadelerle noktaladı: 

1990'lardaki ilk ziyaretimden bu yana turizm Türkiye'ye çok şey kattı. Servetler kazanıldı, tatil köyleri kuruldu ve Avrupalıların zevklerine hitap edildi. Ancak Kaş'ı bu kadar değerli kılan şey, değişimin olmaması ve su katılmamış Türklüğünü harika şekilde muhafaza etmesi.

 



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports