Iron Man'in yıldızı, Hitchcock klasiğini yeniden çekecek

İki dalda Oscar adaylığı bulunan filmde Stewart ve Novak'ın yanı sıra Barbara Bel Geddes ve Tom Helmore da rol almıştı (Paramount)
İki dalda Oscar adaylığı bulunan filmde Stewart ve Novak'ın yanı sıra Barbara Bel Geddes ve Tom Helmore da rol almıştı (Paramount)
TT

Iron Man'in yıldızı, Hitchcock klasiğini yeniden çekecek

İki dalda Oscar adaylığı bulunan filmde Stewart ve Novak'ın yanı sıra Barbara Bel Geddes ve Tom Helmore da rol almıştı (Paramount)
İki dalda Oscar adaylığı bulunan filmde Stewart ve Novak'ın yanı sıra Barbara Bel Geddes ve Tom Helmore da rol almıştı (Paramount)

Robert Downey Jr. gerilimin babası Alfred Hitchcock'un Ölüm Korkusu (Vertigo) filmini yeniden çekmeyi planlıyor. Ünlü aktör, ilham kaynağı olarak korku ve kaya tırmanışıyla ilgili kendi deneyimlerini gösteriyor.

Iron Man'in yıldızı, tüm zamanların en iyi filmlerinden biri kabul edilen Hitchcock klasiğini yeniden çekme kararını "daha iyisini yapabileceğini hissetmesine" bağlıyor. 

Boileau-Narcejac'ın 1954'te kaleme aldığı Fransızca romandan uyarlanan 1958 yapımı psikolojik gerilim, aşırı yükseklik korkusu nedeniyle polisliği bırakarak özel dedektifliğe yönelen bir adamı merkezine alıyor.

Eşinin tuhaf davranışlarının ardındaki gerçeği öğrenmek için bir tanıdığı tarafından işe alınan özel dedektif rolündeki James Stewart ve Kim Novak'ın başrollerini paylaştığı Vertigo, aldığı karışık eleştirilere rağmen Hitchcock'un en iyi filmlerinden biri olarak görülüyor.

Christopher Nolan'ın Oppenheimer'ı şerefine New York Times'a konuşan Downey Jr'a, Hitchcock'un klasiğini yeniden çekme planları soruldu. 

Amerikalı oyuncu, ekibiyle birlikte klasiğe yeni bir yorum getirmek üzerine düşündüklerini doğrulamanın yanı sıra "filmi daha iyi yapabileceklerini" düşündüğünü ancak henüz gelişimin ilk aşamalarında olduğunu belirtti. 

"Kesinlikle araştırıyoruz" diyen 58 yaşındaki aktör, sözlerini şöyle sürdürdü:

Daha önce kaya tırmanışı yapmıştım. Panik halinde donup kalmıştım ve eğer utanç verici olmasaydı, o kayadan kurtarılmayı isterdim. Konumuma olan güvenimi kaybettim, düşüş çok uzaktı, vücudum tepki verdi. Savaş ya da kaç değildi; donup kalmak ve bayılmak üzereydim.

Bunu asla unutmayacağını söyleyen Downey, "Bu, bana henüz tam olarak kullanılmamış sinematik araçlar olduğunu düşündürdü" diye ekledi.

Birçoğu roman uyarlaması olan projelerine vizyonunu katan Hitchcock'un eserleri, pek çok defa yeniden çevrildi ya da günümüz sinemasına ilham kaynağı oldu. 

Bunların en önemlileri arasında kendi yeniden çevrimi olan Çok Şey Bilen Adam (The Man Who Knew Too Much), Gus Van Sant'ın yönettiği ve Vince Vaughn'un ikonik seri katil Norman Bates'i canlandırdığı Sapık'ı (Psycho) ve bir başka Cinayet Var (Dial M for Murder) denemesi olan Michael Douglas'lı Kusursuz Cinayet (A Perfect Murder) sayılabilir.  

Independent Türkçe, New York Times, ScreenRant



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe