Ünlü rock müzisyeni Erkin Koray, 82 yaşında hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Ünlü rock müzisyeni Erkin Koray, 82 yaşında hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Şarkılarıyla Türk rock müziğine iz bırakan ünlü müzisyen Erkin Koray, Kanada'nın Toronto kentinde kaldırıldığı hastanede 82 yaşında vefat etti.

Kızı Damla Koray, ünlü sanatçının Instagram hesabı üzerinden vefat haberini duyurdu.

Sanatçı için şu an bir tören yapılmayacağını belirten Damla Koray, hayranlar adına daha sonra bir anma etkinliği yapılacağını aktardı.

Damla Koray, babasını şu ifadelerle ebediyete uğurladı:

"Ben kızın ve seni baba deyip bağrına basan canlar, güzel enerjimizi, sevgimizi, saygımızı ve alkışlarımızı senden bir gün bile eksik etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Eserlerin dilimizde, aşkın kalbimizde yaşayacak, daima ve ilelebet. Dilerim bu dünyada bulamadığın barış ve huzuru başka bir dünyada bulursun. Doğrusu hiç şaşmayan, tanıdığım en sağlam adam; Anadolu rockın mucidi, sevgili babam... Benim için yaptıklarına minnettarım. Ne desem hakkını vermiş olmam. Eminim 'senin çocuklar' da ülkelerini, kültürlerini ve onlara layık gördüğün cumhuriyeti ileri götürmek adına yaptıklarına her zaman minnettar kalacaktır. Hakkını helal et."

- Müzik eğitimine çocuk yaşlarda başladı

İstanbul'da 1941'de doğan Erkin Koray, müzik eğitmenliği yapan annesi Vecihe Koray'dan piyano öğrendikten sonra gitar dersleri aldı.

Koray, arkadaşlarıyla 1950'li yıllarda kurduğu "Erkin Koray ve Ritimcileri" grubunda dönemin güncel parçalarını çalmaya başladı.

Lise eğitiminin ardından 1960'lı yıllarda amatör olarak müzik çalışmalarını sürdüren Koray, askerden sonra gittiği Almanya'da "The Hiccups" isimli grupta 2,5 yıl gitarist olarak yer aldı.

Profesyonel çalışmalarına solo devam eden Koray, 1966'da İngilizce şarkılardan oluşan 45'lik plak çıkardı, fakat plağın çok satmamasından ötürü bundan sonraki şarkılarını Türkçe yapmaya karar verdi.

- "Kızları da Alın Askere" ile meşhur oldu

Koray'ın 1967'de piyasaya sürülen ve "Kızları da Alın Askere" ile "Aşk Oyunu" parçalarının yer aldığı 45'lik, ünlü müzisyenin Türkiye çapında tanınmasını sağladı.

Koray, 1969'da kurduğu "Yeraltı Dörtlüsü" grubuyla yeraltı müzik akımının öncülüğünü yaptı. Bu grubunda Jethro Tull, Pink Floyd ve Cream gibi gruplardan şarkılar uyarladı.

Daha sonra Almanya'da tanıştığı bas gitarist Jerzy Ziembrowski ile 1971'de "Super Group" adlı psikadelik rock grubunu kuran Koray, 1973'te müzik çalışmalarına solo devam etme kararı aldı.

Solo çalışmaları kapsamında 1973'ten 1999'a kadar 15 albüm piyasaya süren Erkin Koray, "İlla Ki", "Deli Kadın", "Tek Başına", "Öyle Bir Geçer Zaman Ki", "Arapsaçı", "Fesupanallah", "Şaşkın", "Sevince" ve "Yalnızlar Rıhtımı" gibi kendi bestelediği şarkıların yanında "Cemalim" ve "Köprüden Geçti Gelin" gibi uyarlamalarıyla dikkati çekti.

- Vefatından bir ay önce yeni albüm müjdesi verdi

Ünlü sanatçı 7 Temmuz'da sosyal medya hesabında, yeni bir albüm piyasaya süreceğini duyurmuştu.

Türk rock müziğinde çok sayıda yeni kuşak gruba ilham kaynağı olan Erkin Koray, İsrailli heavy metal grubu Orphaned Land tarafından "Türk rockının babası" olarak nitelendiriliyordu.

Koray ayrıca, Orhan Gencebay ile elektro bağlama üreterek Türk müziği tarihine geçti.



Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Bilim insanları el çırpma sırasında ses üretilmesini sağlayan karmaşık süreci nihayet çözdü. Bu keşif, basit eylemlerin bile fizik açısından ne kadar zengin olabileceğini gösteriyor.

Hakemli dergi Physical Review Research'te yayımlanan araştırma, el çırpmaya özgü "şak" sesinin sadece iki elin birbirine çarpmasından değil, çok daha karmaşık bir olgudan kaynaklandığını gösteriyor.

Alkışlama sırasındaki sesinin oluşmasının anahtarı, küçük bir boşlukta sıkıştırılıp dışarı itilen hava boşluğu.

Bilim insanları el çırpmayı anlamak için canlı deneyler, teorik modelleme ve insan elinin silikon replikalarını kullanarak disiplinlerarası bir yaklaşım izledi.

Hızı, ellerin şeklini ve hatta cildin yumuşaklığını değiştirerek el çırpma sesinin şiddetini ve süresini ayarladılar.

Cornell Üniversitesi'nden Yicong Fu, ortak yazarı olduğu araştırma hakkında "Her zaman el çırpıyoruz ama bunun üzerine derinlemesine düşünmüyoruz. Araştırmanın amacı da bu" diyor. 

Dünyayı daha derin bir bilgi ve anlayışla açıklamak.

Mississippi Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Likun Zhang de "Amaç sadece akustiğe, akış uyarımına veya çarpışma dinamiğine bakmak değil, hepsini aynı anda incelemekti" ifadelerini kullanıyor. 

Bu, sesin el çırpmayla gerçekten nasıl ilişkili olduğunu anlamamızı sağlayan disiplinlerarası bir çaba.

Çalışma, eller alkış sırasında bir araya geldiğinde avuç içleri arasında bir hava boşluğu oluştuğunu  gösteriyor. Bu hava boşluğu, işaret parmağı ve başparmak arasındaki dar açıklıktan hızla dışarı atılarak hava moleküllerinin titreşmesine neden oluyor.

Bilim insanları bu titreşimi, boş bir şişenin ağzına üfleyince duyulan sesin arkasındaki Helmholtz rezonansı prensibine benzetiyor.

Dr. Zhang, "Geleneksel Helmholtz rezonatörleri, şişenin cam duvarları gibi sert duvarlara sahip. Bu, enerjinin çoğu akustik sinyale katkıda bulunduğu için uzun süren ve çok yavaş bir şekilde zayıflayan bir ses üretiyor" diye açıklıyor.

Ama mesela ellerimiz gibi elastik duvarlar olduğunda, katı malzeme daha fazla titreşiyor ve tüm bu hareket sesin enerjisini emiyor.

ukılo
Çalışmada kullanılan başlıca deney malzemeleri ve yöntemlerin tasviri (Physical Review Research)

Araştırmacılar alkışlamanın bu yüzden daha uzun bir ses yerine tek bir kısa "şak" sesi çıkardığını söylüyor.

Bilim insanları araştırmalarının, ritim zamanlamasında el çırpmanın sık sık kullanıldığı müzik eğitimine katkı sağlamasını umuyor.

Çalışmanın ayrıca herkesin alkışının farklı bir ses ve frekansta olduğunu göstermesi, el çırpmanın gelecekte parmak izi gibi bir kimlik belirleme yöntemi olarak kullanılabileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın bir başka yazarı Guoqin Liu "İnsanların kimliğini belirleme, bu araştırmanın en umut verici uygulamalarından biri. Sadece sesinden kimin el çırptığını anlayabiliriz" diyor.

Independent Türkçe