Araştırma: Fakir bölgelerde yaşayanların uyku problemleriyle karşılaşma olasılığı daha fazla

Fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşamanın uyku kalitesi üzerinde olumsuz etkisi var (AFP)
Fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşamanın uyku kalitesi üzerinde olumsuz etkisi var (AFP)
TT

Araştırma: Fakir bölgelerde yaşayanların uyku problemleriyle karşılaşma olasılığı daha fazla

Fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşamanın uyku kalitesi üzerinde olumsuz etkisi var (AFP)
Fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşamanın uyku kalitesi üzerinde olumsuz etkisi var (AFP)

Yapılan bir araştırma, fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanların, gelir düzeyleri ne olursa olsun zengin bölgelerde yaşayanlara göre uyku problemleriyle daha fazla karşılaştıklarını ortaya koydu.

The Independent gazetesinin haberine göre araştırmayı yapan ekip, İngiltere’de 500 binden fazla insandan elde edilen, medikal görüntüleme ve genetik verileri gibi sağlık kayıtlarından oluşan büyük ölçekli biyomedikal veri tabanı olan UK Biobank'tan 40 ile 69 yaşları arasındaki kişilerin verilerini analiz etti.

Bu kişilerin yaşadığı yaşa göre daha uzun ya da daha kısa süre uyumak, gece uyanmak, erken uyanmak, horlamak, gündüz uykulu halde olmak ve sabah kalkmakta güçlük çekmek gibi uyku problemlerine ilişkin raporları inceleyen ekipteki araştırmacılar, bu kişilerin yüzde 24,7'sinin yaşlarına göre daha kısa süre, yüzde 7,7'sinin ise daha uzun süre uyuduklarını ortaya çıkardılar.

Fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlar arasında uyku problemlerinin daha yaygın olduğunu ortaya koyan araştırmaya göre bu kişiler sabahları kalkmakta güçlük çektiklerini ve gün içinde şekerleme yapma ve gece yarısı uyanma gibi sorunlarla karşılaştıklarını bildirdiler.

Araştırmacılar, fakir ve dezavantajlı bölgelerde yaşamanın yaş, cinsiyet, gelir düzeyi, meslek ve alınan eğitimden bağımsız olarak uyku kalitesini etkilediği sonucuna vardılar.

Çalışmanın baş araştırmacısı olan Nottingham Trent Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Uyku Bilimleri Başkanı Prof. John Groeger, insanların ne kadar kazandığının değil, yaşadıkları bölgenin önemli olduğunu söyledi.

Prof. Groeger, bu çalışmanın sonuçlarının uykusuzluğun kötüleştirdiği sağlık, eğitim ve üretkenlik alanlarında iyileştirmeler yapılmasına yardımcı olabileceğini söyledi.

Araştırmacılara göre fakir ve dezavantajlı bölgelerde gürültü, hava kirliliği ve ışık kirliliği gibi bazı çevresel sorunlar yaşanıyor ve tüm bunlar, uyku kalitesini olumsuz etkiliyor.

Yetersiz uyku ise obezite, kalp hastalığı ve diyabet gibi ciddi sağlık sorunları riskinin artmasına ve yaşam süresinin kısalmasına yol açabilir.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience