Stranger Things'in yıldızı sonunun "George Clooney gibi" olmasından korkuyor

48 yaşındaki oyuncu, 2019'da Neil Marshall'ın yönettiği filmde Hellboy'u canlandırmıştı (Netflix)
48 yaşındaki oyuncu, 2019'da Neil Marshall'ın yönettiği filmde Hellboy'u canlandırmıştı (Netflix)
TT

Stranger Things'in yıldızı sonunun "George Clooney gibi" olmasından korkuyor

48 yaşındaki oyuncu, 2019'da Neil Marshall'ın yönettiği filmde Hellboy'u canlandırmıştı (Netflix)
48 yaşındaki oyuncu, 2019'da Neil Marshall'ın yönettiği filmde Hellboy'u canlandırmıştı (Netflix)

Stranger Things'in yıldızı David Harbour, Netflix dizisinin eşi benzeri görülmemiş başarısı nedeniyle polis şefi Jim Hopper karakterinin üzerine yapışması konusunda uyarıldığını söyledi.

Insider'a konuşan aktör, Stranger Things'in ilk yılında basın danışmanıyla sohbetini Insider'a anlattı.

'Belki de diziyle bu kadar çok ilişkilendirilmek istemiyorsun' dediğini hatırlıyorum ve ben de 'Neden? Bu diziyi seviyorum. Karakteri seviyorum' dedim.

Harbour, sözlerini şöyle sürdürdü:

Diziyi seviyorum. Karakteri de seviyorum. Ama sadece o karakter olmak istemiyorum. Sadece o adam olmak istemiyorum.

48 yaşındaki oyuncu, George Clooney'den örnek verdi:

Clooney'nin ER'dan ayrılışını düşünüyorum da, şimdi onu sadece George Clooney olarak görüyoruz. Ama bir zamanlar 'ER'daki adam Nicole Kidman'la film yapıyor' deniyordu. Bunu çok düşünüyorum. İçinde bulunduğum durum hiç düşünmediğim kadar komik.

Bu konuda yol almaya çalıştığını söyleyen Amerikalı oyuncu, "Bu zor bir durum çünkü yaptığınız ve sizin de sevdiğiniz bu şey için sizi seven insanların canını sıkmak istemiyorsunuz. Ama aynı zamanda yuvadan da ayrılmak istiyorsunuz" diye konuştu.

Harbour, sözlerine şöyle devam etti:

İçimde daha fazlası var. Ve sizlerin de bunu görmenizi istiyorum. Hayatımın geri kalanında insanların sokakta her 5 dakikada bir 'Hopper' diye bağırmasını istemiyorum.

Harbour, son olarak kara komedi Vahşi Gece'de (Violent Night) sıra dışı bir Noel Baba rolünde izleyicilerin karşısına çıkmıştı. 

Independent Türkçe, Insider, Indiewire



Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir araştırmaya göre sözlü sınava girmek, iş görüşmesi yapmak ve hatta mahkemeye çıkmak için en iyi zaman öğlen olabilir.

İtalya'nın Messina Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, öğrencilerin sınavları geçme oranlarında, öğlene doğru saatlerle, sabahın erken saatleri veya akşama doğru saatlere kıyasla önemli bir fark buldu.

Öğrencilerin geçme oranı 08.00'de yüzde 54, 16.00'daysa yüzde 51 olarak kaydedilirken bu oran 12.00'de yüzde 72 oldu. Geçme oranları 11.00 ve 13.00'te biraz daha düşük seyrederek yüzde 67'yi gördü.

Profesör Carmelo Mario Vicario, "Akademik değerlendirme sonuçlarının gün boyunca sistematik olarak değiştiğini ve öğle saatlerinde geçiş oranlarında net bir zirve olduğunu gösteriyoruz" dedi:

Öğrencilerin geçme olasılığı, sabahın erken saatleri veya veya akşama doğru olan saatlere kıyasla, sabah öğlene doğru daha yüksek. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz.

Çalışma, sınav yapan 680 kişi tarafından 1243 derste gerçekleştirilen 104 bin 552 değerlendirmenin sonucuna dayanıyor. Araştırmacılar, yalnızca doğru cevaplara dayanmayıp daha öznel olan ve ifade tarzının da değerlendirildiği, üniversitelerdeki sözlü sınavlara bakmayı tercih etti.

Yargıçların bir sanık lehine karar verme olasılığının ilk duruşmalarda veya yemek molalarından sonra daha yüksek olduğunu gösteren araştırmanın ardından bu çalışma yayımlandı.

Diğer yandan bunun, günün farklı saatlerinde farklı türde davaların görülmesiyle de ilgisi olabileceği düşünülüyor.

Çalışma kesin nedeni belirleyemese de öğle saatlerinde zirvenin görülmesinin, bilişsel performansın sabah saatlerinden ileriye doğru gittikçe yükseldiğini ve öğleden sonra azaldığını gösteren kanıtlarla tutarlı olduğunu belirtti.

Raporda bunun, öğrencilerin enerji seviyelerinin düşmesinin yanı sıra karar yorgunluğu yaşadıklarında daha kötü notlar verebilecek öğretim üyelerinden kaynaklanabileceği belirtildi.

Ayrıca araştırmacılar bunun, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin (vücudun uyku zamanlarına yönelik doğal tercihi olan) kronotiplerinin yarışmasının sonucu olabileceğini söyledi:

20'li yaşların başındaki kişiler genellikle gece kuşu olurken, 40'lı yaşlarındakiler ya da daha yaşlılar erkenci olma eğiliminde. Öğretim üyelerinin en uyanık olduğu zamanlarda öğrenciler bilişsel keskinlikten en uzakta olabilir.

Prof. Vicario öğrencilerin daha iyi uykuyla, zihinsel molalarla ve sınavlarını kişisel düşük dönemlerinin dışında planlayarak bu etkilere karşı koyabileceğini öne sürdü:

Kurumlar için, sabah oturumlarını ertelemek veya kilit önemdeki değerlendirmeleri öğleye doğru toplamak sonuçları iyileştirebilir. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz. İşe alım kararlarının da günün saatine bağlı olarak adalet veya sonuç açısından dalgalanma gösterip göstermediğini araştırmak da çok ilgimizi çekiyor.

Independent Türkçe