Düşük bütçeli gerilim, nasıl 450 milyon dolarlık seriye dönüştü?

Arınma Gecesi serisinin ilk filminde Ethan Hawke, Lena Headey ve Max Burkholder rol almıştı (Blumhouse Productions)
Arınma Gecesi serisinin ilk filminde Ethan Hawke, Lena Headey ve Max Burkholder rol almıştı (Blumhouse Productions)
TT

Düşük bütçeli gerilim, nasıl 450 milyon dolarlık seriye dönüştü?

Arınma Gecesi serisinin ilk filminde Ethan Hawke, Lena Headey ve Max Burkholder rol almıştı (Blumhouse Productions)
Arınma Gecesi serisinin ilk filminde Ethan Hawke, Lena Headey ve Max Burkholder rol almıştı (Blumhouse Productions)

Arınma Gecesi'nin (The Purge) yönetmeni ve senaristi James DeMonaco, filmin bu kadar popüler olmasını beklemediğini açıkladı.

Filmin yaratıcısı DeMonaco, 2 milyon dolarlık silah karşıtı filminin, 450 milyon dolarlık devasa bir seriye dönüştüğüne inanamadığını itiraf etti.

Filmin senaryosu üzerinde 10 yıl çalıştığını söyleyen DeMonaco, Collider'dan Perri Nemiroff'a röportaj verdi. 53 yaşındaki sinemacı, Arınma Gecesi'nin ülke genelindeki sinema salonlarında gösterileceğini düşünmediğini söyledi.

2013 yapımı film, dünya çapında gişede bütçesinin 30 katını aşan bir hasılat elde etmekle kalmadı, aynı zamanda 10 yıl sonra 6. bölümü çekilecek, sevilen bir korku serisini de başlatmış oldu.

Ancak DeMonaco bunu asla tahmin etmediğini itiraf etti:

"Filmi yazdığımda ülke çapında herhangi bir sinema salonunda oynayacağını hiç düşünmemiştim" diyen yönetmen, sözlerine şöyle devam etti: 

Bu seri 10 yaşında ama film fikri 20 yaşında. Ve tasarlandığında sadece film merkezi Angelika'da oynayacağını düşünmüştüm. Hepsi bu kadardı. Bunun küçük, bağımsız bir gerilim filmi olacağını düşünmüştüm ve ana akım bir çekiciliği olduğunu düşünmüyordum.

"Senaryo çok anti-Amerikan olduğu için sanırım üstünden 80 kez geçtik" diyen DeMonaco, filmin bu nedenle gösterim şansı yakalayamayacağını düşündüğünü ifade etti.

Bu yüzden eğer çekilirse, New York Üniversitesi'nde okurken en sevdiğim salon olan Angelika gibi çok küçük bir mekanda oynayacağını düşündüm. 

DeMonaco, Arınma Gecesi'nin Amerikan karşıtı olduğunu vurgularken, hayranların bir kısmının serinin mesajını anlamadığını belirtti.

Film, ulusun silahlar ve şiddetle tutkulu ilişkisini ve bunun sadece daha fazla şiddet ve ölümle sonuçlanabileceğini vurguluyordu.

Yönetmen, kısa süre önce Variety'ye verdiği röportajda, silahlardan nefret ettiğini açıklamıştı. 

Bana göre dünyadaki en korkutucu şey, herkesin silahlı olduğu ve bu ateşli silahları kullanmanın yasal olduğu bir gece olurdu. Benim için bu düşünceden daha korkutucu bir şey olamazdı.

DeMonaco ayrıca Arınma Gecesi serisinin 6. filminin senaryosunun çoktan tamamlandığını da anlattı. Amerikalı yönetmen, bir sonraki filmin serinin konseptini daha da rahatsız edici seviyelere taşıyacağını sözlerine ekledi.

Independent Türkçe, Collider, Variety



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe