Spinoff'lar The Walking Dead'in bir türlü üstesinden gelemediği problemi çözecek

Frank Darabont'un yaratıcısı olduğu The Walking Dead, 2010'da ekranlara gelmeye başlamış ve 2022'de sona ermişti (AMC)
Frank Darabont'un yaratıcısı olduğu The Walking Dead, 2010'da ekranlara gelmeye başlamış ve 2022'de sona ermişti (AMC)
TT

Spinoff'lar The Walking Dead'in bir türlü üstesinden gelemediği problemi çözecek

Frank Darabont'un yaratıcısı olduğu The Walking Dead, 2010'da ekranlara gelmeye başlamış ve 2022'de sona ermişti (AMC)
Frank Darabont'un yaratıcısı olduğu The Walking Dead, 2010'da ekranlara gelmeye başlamış ve 2022'de sona ermişti (AMC)

The Walking Dead, 11 sezonun sonunda, ardında hâlâ çözülmemiş sorular ve karakter hikayeleri bıraktı. Ancak dizi, spinoff'lar sayesinde akıllarda kalan soruları yanıtlama ve tatmin edici sonuçlar sağlama fırsatına sahip. 

Dead City'nin ilk sezonunun sona ermesi ve The Walking Dead: Daryl Dixon'ın önümüzdeki ay yayınlanacak olmasıyla birlikte seri, ana dizideki en önemli karakterlerin hikayelerini devam ettiriyor. 

Yarım kalan karakter hikayeleri

Bunun yanı sıra Rick Grimes ve Michonne da 2024'te kendi spinoff'larıyla geri dönecek. Böylece The Walking Dead, bir yıl içinde izleyiciyle buluşacak üç yeni yapımla, ana dizinin çözemediği karakter sorunlarını ele almak için açık bir fırsat yakalayacak.

The Walking Dead, ekranlara geldiği süre boyunca, özellikle de ilerleyen sezonlarda geniş oyuncu kadrosunu dengelemekte zorlanmıştı. 

Rick ve Maggie gibi önemli karakterlerin dönem dönem diziden ayrılması ve Ezekiel'ın ikincil bir karaktere dönüşmesiyle dizi, her karakterin hikayesine yer vermekte başarısız olmuştu.

Andrew Lincoln'ün diziden ayrılmasıyla, Maggie ve Negan'ın da aralarında bulunduğu diğer birçok karakter gibi Rick'in hikayesi de yarım kalmış oldu. 

Ayrılan oyunculara ve şişirilmiş kadrosuna rağmen The Walking Dead, tatmin edici bir sonuca ulaşsa da birçok karakterin hikayesini cevapsız bıraktı.

Özlenen karakterler geri dönüyor

Spinoff'ların en dikkat çekici özelliklerinden biri, dizinin en popüler karakterlerine odaklanmaları.  

Daryl Dixon, Walking Dead çizgi romanlarında yer almamış olsa da en sevilen karakterler arasında başı çekiyor.  

Michonne da The Walking Dead'in en popüler karakterlerinden biri haline gelirken, Rick'in geri dönüşü hayranlar arasında memnuniyetle karşılandı.

Başarının reçetesi

İzleyicilerin favori karakterleri ekranda daha fazla görmesinin dizinin başarısını artırdığı Dead City'de kanıtlanmış oldu. Bu yöntemin diğer spinoff'ların başarısı için de bir reçete görevi göreceği konuşuluyor.

The Walking Dead, Maggie'nin dizinin doruk noktasında Negan'ı affetmeyi reddetmesiyle, 7. sezondan beri süregelen bu çatışmayı devam ettirme fırsatı sunmuştu.

Negan ve Maggie arasındaki bu çözülmemiş gerilim, Dead City için işe yaradı ve başarı, dizinin izlenme oranlarına yansıdı. 

Dizinin en büyük gizemleri çözülecek

Benzer şekilde, The Walking Dead: The Ones Who Live de Rick'e ne olduğu konusuna nihayet açıklık getirecek ve Michonne'la yeniden bir araya gelme ihtimalini güçlendirecek.

Bu spinoff, aynı zamanda dizinin en büyük gizemlerinden biri olan CRM'in hikayesi hakkında da daha fazla bilgi verecek. Böylece izleyicilerin The Walking Dead'in en güçlü kötü adamları hakkında daha fazla bilgi alması bekleniyor.

Daryl Dixon spinoff'uysa Fransa'da geçecek ve belki de The Walking Dead: World Beyond'da ima edildiği gibi salgının kökenlerini öğrenmesine olanak tanıyacak.

The Walking Dead'in devamı niteliğindeki yan diziler, pek çok sorunun nihayet çözülmesine olanak tanıyacak ve karakterlerin yeniden bir araya gelmesi için açık kapı bırakarak Rick ve Negan'ın bir kez daha yüz yüze gelmesine olanak sağlayacak.

Independent Türkçe, ScreenRant



Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
TT

Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)

Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.

İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.

Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.

Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.

Portman şöyle devam etti:

Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.

İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.

Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.

Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.

cvfghyju
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)

"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.

Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.

Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.

Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.

"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:

Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.

2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.

Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.

Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.

Independent Türkçe