Diğer suikastçılar ve Yüksek Şura, John Wick'ten neden bu kadar korkuyor?

Dünya çapında 430 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde eden John Wick 4'ten sonra serinin 5. filmle devam edeceği açıklanmıştı (Lionsgate)
Dünya çapında 430 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde eden John Wick 4'ten sonra serinin 5. filmle devam edeceği açıklanmıştı (Lionsgate)
TT

Diğer suikastçılar ve Yüksek Şura, John Wick'ten neden bu kadar korkuyor?

Dünya çapında 430 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde eden John Wick 4'ten sonra serinin 5. filmle devam edeceği açıklanmıştı (Lionsgate)
Dünya çapında 430 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde eden John Wick 4'ten sonra serinin 5. filmle devam edeceği açıklanmıştı (Lionsgate)

John Wick serisinde, hem suikastçıların hem de Yüksek Şura'nın korktuğu tek bir isim var, o da John Wick'in kendisinden başkası değil. 

Serinin ana karakteri, tüm John Wick evrenindeki en korkunç suikastçı ve 4 filmin neredeyse tamamı, onu çevreleyen korkuyu ve suikastçıların ondan kurtulmak için ne kadar ileri gidebileceklerini inşa etmeye adanmış.

Eğitimli katillerle dolu bir dünyada özellikle John Wick'in bu kadar korkutucu olması zaman zaman garip gelse de seri bunun nedenini aslında açıklamıştı.

Keanu Reeves'in canlandırdığı John Wick, serinin en yetenekli katili ve 4 filmde de dövüş becerilerini, suikast hünerlerini ve problem çözme yeteneklerini sergiliyor. 

Köpeğinin ölümü, katliam yolunun tetikleyicisi olan Wick, her bir filmde öldürme konusundaki yetkinliğini gösteriyor. Peki ama John Wick'ten neden bu kadar korkuluyor?

Wick'in lakabının sırrı

Seri boyunca John Wick'e "Baba Yaga" lakabı verilerek ne kadar kötü şöhretli olduğu gösteriliyor. Wick'in lakabı, onun "öcü" olduğu anlamına geliyor ve John Wick'in tüm suikastçılarının onun adı anıldığında hissettikleri korkuyu somutlaştırıyor.

Wick'in Baba Yaga takma adı, aslında ne kadar tehlikeli olduğunu işaret etmekten çok daha fazlasını yapıyor. Bu lakap, aynı zamanda Wick'in en tehlikeli cinayetlerinden bazılarını işlediği dönemin, yani Rus mafyasıyla geçirdiği zamanın bir yansıması.

İlk John Wick'in kötü adamı Viggo Tarasov, Wick'in aslında "öcü" olmadığını açıklamıştı: 

John öcü değildi. O, lanet olası öcüyü öldürmesi için gönderdiğiniz kişiydi.

Seride Wick'ten korkan sadece suikastçılar değil. Filmler, Yüksek Şura'nın da Wick'ten korktuğunu açıkça gösteriyor. 

Wick, Yaşlı'yı öldürerek suikastçılar dünyasına hükmeden suç lordları konseyi Yüksek Şura'ya karşı olan kan davasını da ortaya koymuştu. 

Independent Türkçe, ScreenRant, Collider 



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe