"İşe yaramaz" görülüp alınan organın kanserle savaşabileceği ortaya çıktı

Yaşamın erken dönemlerinde büyük ve koyu kırmızı olan timüs bezi, gençlik çağlarından sonra yaşla birlikte küçülerek önce griye, sonra da sarıya dönüşüyor (Unsplash)
Yaşamın erken dönemlerinde büyük ve koyu kırmızı olan timüs bezi, gençlik çağlarından sonra yaşla birlikte küçülerek önce griye, sonra da sarıya dönüşüyor (Unsplash)
TT

"İşe yaramaz" görülüp alınan organın kanserle savaşabileceği ortaya çıktı

Yaşamın erken dönemlerinde büyük ve koyu kırmızı olan timüs bezi, gençlik çağlarından sonra yaşla birlikte küçülerek önce griye, sonra da sarıya dönüşüyor (Unsplash)
Yaşamın erken dönemlerinde büyük ve koyu kırmızı olan timüs bezi, gençlik çağlarından sonra yaşla birlikte küçülerek önce griye, sonra da sarıya dönüşüyor (Unsplash)

Göğüs kemiğinin hemen arkasında duran ve yetişkinlikte genellikle "işe yaramaz" olduğu söylenen timüs bezi, kanserle mücadelede önemli rol oynayabilir.

Çocuklukta bağışıklık sisteminin gelişmesine katkı sağlayan bu yağ bezinin yetişkinlikte genellikle işlevsiz olduğu düşünülüyor.

Hatta bazen ameliyatlar sırasında kalbe ve büyük kan damarlarına erişim sağlamak için doktorlar bu organı çıkarmaya karar veriyor.

Öte yandan, The New England Journal of Medicine adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan bir araştırma, bu organın beklenmedik bir öneme sahip olabileceğini ortaya koydu.

Bulgulara göre timüs bezi alınmış yetişkinlerin ölüm riskinin 5 yıl önce neredeyse üç kat arttığı ve kansere yakalanma riskinin de arttığı ortaya çıktı.

Araştırmanın yazarlarından Dr. David T. Scadden, "Timüsü alınmış insanları inceleyerek, bezin sağlık açısından kesinlikle gerekli olduğunu keşfettik" dedi:

Organ yerinde değilse ölüm ve kanser riski en az iki katına çıkıyor.

Scadden ve meslektaşları bu bulgulara timüs bezi alınan 1146 kişiyi inceleyerek ulaştı. Ayrıca timüz bezi yerinde duran kişilerin de sağlık kayıtları incelendi.

Ekip, ameliyattan sonraki 5 yıl içinde timüz bezi alınan hastaların yüzde 8,1'inin öldüğünü belirledi. Diğerlerinde bu oran, yüzde 2,8'de kaldı.

Aynı süre zarfında ameliyat geçirenlerin yüzde 7,4'ünde kanser görüldü. Diğerlerininse yüzde 3,7'si kansere yakalandı.

İncelenen kişilerin bazılarının kanında, bağışıklık hücreleri olarak bilinen T hücresi üretiminin giderek düştüğü görüldü.

Timüs bezinin bebeklerde ve çocuklarda T hücreleri üreterek bağışıklık sisteminin gelişmesinde hayati bir rol oynadığı biliniyor.

Yine de araştırmacılar, timüs bezinin kanser ve ölüm riski arasındaki ilişkinin nedenini belirleyemedi.

Diğer bir deyişle timüs bezinin kanser ve ölüm riskini nasıl artırabileceği halen tam olarak bilinmiyor.

Independent Türkçe, Science Alert, IFL Science



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports