Sound of Freedom'ın yönetmeni, filmin QAnon teorilerini savunduğunu söyleyenlere yanıt verdi

Beklenmedik biçimde popüler olan film, Donald Trump dahil önde gelen sağcı figürler arasında favori haline geldi

Jim Caviezel beklenmedik biçimde popüler olan tartışmalı film Sound of Freedom'da (Angel Studios)
Jim Caviezel beklenmedik biçimde popüler olan tartışmalı film Sound of Freedom'da (Angel Studios)
TT

Sound of Freedom'ın yönetmeni, filmin QAnon teorilerini savunduğunu söyleyenlere yanıt verdi

Jim Caviezel beklenmedik biçimde popüler olan tartışmalı film Sound of Freedom'da (Angel Studios)
Jim Caviezel beklenmedik biçimde popüler olan tartışmalı film Sound of Freedom'da (Angel Studios)

Sound of Freedom'ın yönetmeni Alejandro Monteverde, beklenmedik biçimde popüler olan film hakkındaki yaygın tartışmalara dair sessizliğini bozdu.

Gerçek olaylara dayandığı iddia edilen filmin başrolünde, Tutku: Hz. İsa'nın Çilesi'nde (The Passion of the Christ) oynayan Jim Caviezel, Kolombiya'da çocukları seks tacirlerinin elinden kurtarmak için göreve çıkan eski bir federal ajanı canlandırıyor. Başrol, araştırmacıların 2020'den beri hikayesini sorguladığı insan kaçakçılığı karşıtı aktivist Tim Ballard'dan esinleniyor.

Filmin tanıtımı sırasında Caviezel, Ballard'ın çocukları "adrenokromlamadan" (insan tacirlerinin adrenokrom denen ömür uzatıcı maddeyi elde etmek için çocukların kanını boşaltması) "kurtardığını" öne süren QAnon destekli komplo teorilerini paylaştı.

Film kısa sürede Donald Trump ve Steve Bannon gibi sağcı figürlerin desteğini kazandı.

Filme eleştiriler yöneltilmesinden bu yana ilk kez Variety ve Los Angeles Times'a konuşan Monteverde, filmin QAnon teorileri ortaya attığı yönündeki iddiaların "yürek parçalayıcı" olduğunu söyledi.

Yönetmen, olumsuz yayınlar hakkında Variety'ye "Gerçekten çok rahatsız oldum. 'Bu tamamen yanlış. Bu doğru değil' dedim" diye konuştu.

Monteverde, Caviezel'in yorumları için "Bakın, insanları işe aldığımda boş zamanlarında ne yaptıklarını kontrol edemem" dedi.

Herkesin [fikirlerini söyleme] hakkı var. Şimdi, bu film özelinde, evet, işime zarar verdi. İşte bu yüzden kendimi soyutlamak yerine şimdi burada konuşuyorum.

Yönetmen, L.A. Times'a verdiği röportajda, "Filmi komplo teorileriyle damgalamaya başladıkları dakikada işin saflığı bozuluyor" diye ekledi.

Film, dağıtımcı Angel Studios'un filmi pazarlamak için yeterli parayı elde etme amacıyla bir kitlesel bağış kampanyası başlatması sonrası hayat buldu.

Caviezel'in Tutku: Hz. İsa'nın Çilesi'nin yönetmeni Mel Gibson'ın da desteklediği kitlesel bağış kampanyası, sadece iki hafta içinde 7 bin kişinin katılımıyla stüdyonun 5 milyon dolarlık hedefini tutturmasını sağladı.

Gişede 172 milyon dolar kazanan film beklenmedik bir başarı elde etti.

Filmin sonunda Caviezel kameranın karşısına geçip izleyicilerden ekrandaki kodu taramalarını ve filme daha fazla bilet alarak bağışta bulunmalarını istiyor.

Film, seyircilerin kendilerini büyük ölçüde boş salonlarda kayda almaları ve ideolojik düşmanlarının insanların filmi izlemesini engellemeye çalıştığı teorisini ortaya atmaları üzerine sağcı komplo teorilerine konu oldu. Gerçekte, boş koltukların çoğu Pay It Forward uygulaması aracılığıyla satın alınmış ancak sinemaseverler izlemeye gelmemişti.

Montverde filmin temmuzda Trump'ın evindeki gösterimine katılan Caviezel ve Ballard hakkında, "Siyasette, filme çok yakın olan kişiler var" dedi.

Yani bu seni seviyorum ama mesafemi korumalıyım gibi bir şey.

Polis, önceki haftalarda filmin yatırımcılarından birine çocuk kaçırma suçuna iştirak etmekten dava açıldığını açıkladı.



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe