Bilimsel deneyler neden sadece erkek fareler ile yapıldı?

Bilimsel deneyler neden sadece erkek fareler ile yapıldı?
TT

Bilimsel deneyler neden sadece erkek fareler ile yapıldı?

Bilimsel deneyler neden sadece erkek fareler ile yapıldı?

Daha önce bir ilaç kullandıysanız, kullandığınız ilaç için hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara katkı vermişsiniz demektir. Ancak 10 yıl önce, fareleri veya sıçanları inceleyen bilimsel bir rapora bakarsanız, muhtemelen sadece erkek hayvanların kullanıldığını görürsünüz. Bu da, test edilen ilacın kadınları nasıl etkileyeceğini bilmediğimiz anlamına geliyor!

Bilim insanları uzun zamandır dişi farelerin ilaç deneylerinde erkeklerle aynı şekilde tepki vereceğini varsaydılar. Ama bu durum bugün değişiyor. Giderek daha fazla araştırma hem dişi hem de erkek hayvanları kullanıyor. Sonuç olarak, cinsiyetler arasındaki önemli farklılıklara yönelik yeni bir durum ortaya çıkıyor. Örneğin, prestijli özel bilimsel web sitesi ‘theconversations’a göre, hayvan çalışmalarından elde edilen artan sayıda kanıt, kemirgen beyinlerindeki büyüklük, şekil ve nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğuna ilişkin karmaşık cinsiyet farklılıklarına ışık tutuyor.

Bu nedenle, araştırmaların insan tıbbi sorunlarında cinsiyet farklılıklarını da giderek daha fazla göstermesi şaşırtıcı değil. Örneğin, kadınların depresyondan mustarip olma olasılığı erkeklerden iki kat daha fazla oluyor. Cinsiyet farklılıkları, insanların antidepresanlara tepkilerinde de öne çıkıyor. Kadınlar, seçici serotonin geri alım inhibitörlerine (SSRI’ler) erkeklerden daha güçlü yanıt verirken, erkekler trisiklik antidepresanlara daha iyi yanıt veriyor.

Kadınları bu kadar uzun süre araştırmanın dışında bırakmak, kadınların sağlığı için endişe verici sonuçlar doğurdu. Buna bir örnek, advers ilaç reaksiyonları oldu. Bu, mide bulantısı, baş ağrıları, nöbetler veya kalp problemleri gibi şeyleri içerebilen bir ilacı almanın istenmeyen sonuçları içeriyor. Kadınlarda tipik olarak advers ilaç reaksiyonları riski iki katına çıkıyor (ancak erkeklerin bazı yan etki riskleri daha fazla oluyor).

Bu, kadınların ortalama olarak erkeklerden daha küçük olmalarına dayanıyor ayrıca birçok ilaç için önerilen doz erkeklere göre ayarlanıyor. Örneğin, kalp problemlerini tedavi etmek için kullanılan beta blokerleri alan kadınların kanlarında ilaç daha yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Bunun tek nedeni, aynı miktarda ilacın daha küçük bir kan hacminde size daha yüksek bir konsantrasyon vermesi değildir. Diğer yandan kadınlar aynı zamanda seks hormonu seviyeleri ve enzim aktivitesi nedeniyle birçok ilacı erkeklerden farklı şekilde metabolize eder.

Dişi hayvanlar neden dışlandı?

Bilimde, bir hayvan veya insandaki herhangi bir değişikliğin yaptığımız deneysel müdahaleden kaynaklandığına daha fazla güvenmek için değişkenliği mümkün olduğunca azaltmayı tercih ederiz. Dişiler, menstrüasyon (regl) nedeniyle hayvan ve insan klinik deneylerinden büyük ölçüde dışlandı. Zira dalgalanan hormon seviyeleri, verilerin yorumlanmasını zorlaştırır, sonuçlardaki değişkenliği artırır ve araştırma maliyetlerini artırır.

Erkekler aynı cinsiyet steroid hormonlarına sahipken, dişi hormon seviyeleri yükselir ve düşer. Bu, kadınların ilaca verdiği tepkinin yanı sıra beyin işlevini ve davranışını da etkileyebilir.

Bununla birlikte kemirgenlerde östrus döngüsü kadınlara göre çok daha kısadır ve sadece dört veya beş gün sürer. Son on yılda yapılan araştırmalar, bunun sonucu olarak dişi farelerin davranışlarının çok değişmediğini gösterdi.

Erkek odaklı yaklaşımın insan klinik deneylerinde yer almasının bir başka nedeni de, doğurganlık çağındaki kadınların hamile olabileceği ve bunu henüz farkında olmaması ihtimaline dayanıyor.

Bu bağlamda, politikalar aynı zamanda hem biyolojik cinsiyeti (genetik olarak tanımlanmış) hem de cinsiyeti (kişinin öz kimliği) göz önüne alınarak klinik araştırmaların tasarımı, analizi ve raporlamasına entegre edecek şekilde gelişmektedir. Pek çok bilimsel dergi de tasarım, analiz ve raporlamada yalnızca cinsiyeti dikkate alan çalışmaları yayınlama yönelimine katılıyor. Bu sırada dişi farelerin araştırma resminin bir parçası olması uzun zaman aldı.

2014 yılında, dünyanın en büyük tıbbi araştırma fon sağlayıcılarından biri olan ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), tüm hibe başvurularının erkek ve dişi hücreler ile hayvanların dengesini içermesi gerektiğini duyurdu. Bu politika o zamandan beri Kanada Sağlık Araştırma Enstitüleri ve Avrupa Komisyonu gibi diğer ülkelerdeki büyük araştırma fon sağlayıcıları tarafından benimsendi.

Değişim zaman alır. Zaman ölçekleri önemli ölçüde değişir, ancak yeni bir ilaç geliştirmek genellikle 10-15 yıl sürer. Daha sonra, katılımcıları deneye almanın zorluğuna bağlı olarak uzun sürebilen klinik deneyler yapılır.

Kişiselleştirilmiş tıp çağına geçiyoruz, bu çağda ilaçlar, bireysel bir hastanın genomunun (DNA talimat seti) tedavi yanıtını nasıl etkilediğinin anlaşılmasına dayanan hedefli müdahalelerle, bireysel bir teşhis temelinde reçete edilebilir. Ancak, reçete edilen ilaçların onları nasıl etkilediğini tam olarak anlamazsak, kadınlar ilaçların birçok faydasını elde edemez.



Wes Anderson, yıllardır birlikte çalışmak istediği oyuncuyu açıkladı

Wes Anderson'ın senaryosunu Roman Coppola'yla birlikte kaleme aldığı Fenike Planı'nda Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
Wes Anderson'ın senaryosunu Roman Coppola'yla birlikte kaleme aldığı Fenike Planı'nda Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
TT

Wes Anderson, yıllardır birlikte çalışmak istediği oyuncuyu açıkladı

Wes Anderson'ın senaryosunu Roman Coppola'yla birlikte kaleme aldığı Fenike Planı'nda Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)
Wes Anderson'ın senaryosunu Roman Coppola'yla birlikte kaleme aldığı Fenike Planı'nda Oscar ödüllü Benicio del Toro'ya, oyunculuk yeteneğini annesi Kate Winslet'tan miras alan Mia Threapleton eşlik ediyor (Universal Pictures)

Wes Anderson filmleri bugüne dek Scarlett Johansson, Tom Hanks, Owen Wilson, Ben Stiller, Benedict Cumberbatch, Margot Robbie, Bill Murray, Bruce Willis ve Bryan Cranston gibi pek çok ünlü ismi bir araya getirdi. Ancak iki Oscar ödüllü oyuncu Jodie Foster, Anderson'ın kadrosuna katmayı bir türlü başaramadığı isimlerden biri.

Oscar ödüllü yönetmen, yeni filmi Fenike Planı (The Phoenician Scheme) filmi için çıktığı tanıtım turu kapsamında Collider'a verdiği röportajda, Foster'a bugüne kadar birçok filminde rol teklif ettiğini ancak bu tekliflerin hiçbirinin gerçekleşmediğini açıkladı.

"Yıllar boyunca o kadar çok filmde Jodie Foster'ın olmasını istedim ki" diyen Anderson, sözlerine şöyle devam etti: 

Eskiden neredeyse her filmde ona bir rol teklif ederdik. Sanırım üç ya da dört film üst üste denedim. Onunla tanıştım, çok sevdim. 'Tamam, bu kez olacak' diye düşünmüştüm. Jodie Foster'ı gerçekten harika buluyorum. Onu hep sevmişimdir.

Anderson, hâlâ Foster'la çalışmayı çok istediğini ancak artık birkaç kez denedikten sonra vazgeçtiğini de sözlerine ekledi: 

Sanırım bazen insanların, hayatlarının o döneminde yapmak istedikleri işler hakkında kafalarında bir fikir oluyor ve bizimkiler o an onunla örtüşmedi.

Anderson'ın 13. uzun metraj filmi olan Fenike Planı, şu sıralar sinemalarda gösteriliyor. Filmde Benicio del Toro, servetini rahibe kızı Sister Liesl'e bırakma kararı aldıktan sonra ölümcül bir kovalamacanın hedefi olan zengin iş insanı Zsa-zsa Korda karakterini canlandırıyor. Filmde del Toro'ya Mia Threapleton eşlik ediyor. 

Jodie Foster yönetmenlik planları yapıyor

Jodie Foster ise geçen ay Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Fransız yapımı Vie Privée filmiyle Fransız sinemasındaki ilk başrolünü üstlendi. Aynı festivalde Fenike Planı da Altın Palmiye için yarıştı.

Foster, geçen ay Variety'ye verdiği röportajda, yakında yeniden yönetmen koltuğuna oturmak istediğini söylemişti. Ancak işin finansman boyutunun zorlayıcı olduğunun da altını çizmişti. "Yönetmenliği oyunculuğa kıyasla daha çok seviyorum" diyen Foster şöyle konuşmuştu: 

Ama bir projeyi hayata geçirmek gerçekten zor. Öncelikle senaryoyu uzun süre çalışmam, ona tamamen sahip olmam gerekiyor. Çektiğim filmleri çok seviyorum çünkü hepsi hayatıma dokunuyor ve benim için auteur sineması gibi hissediliyor. Eğer bunu böyle yapamayacaksam, açıkçası yapmak istemem.

Independent Türkçe, Collider, Variety, IndieWire, Deadline