Musk, Twitter'ı aldıktan sonra iklim uzmanları platformu terk etmiş

Elon Musk, Twitter'ı Ekim 2022'de devraldı (Reuters/Arşiv)
Elon Musk, Twitter'ı Ekim 2022'de devraldı (Reuters/Arşiv)
TT

Musk, Twitter'ı aldıktan sonra iklim uzmanları platformu terk etmiş

Elon Musk, Twitter'ı Ekim 2022'de devraldı (Reuters/Arşiv)
Elon Musk, Twitter'ı Ekim 2022'de devraldı (Reuters/Arşiv)

Yeni bir araştırmaya göre iklim ve çevre konularında aktif paylaşım yapan Twitter kullanıcılarının yaklaşık yarısı, Elon Musk'ın başa geçmesinden bu yana sosyal medya platformunu terk etti ve bu da kitlesel göçün " tedirgin edici sonuçlarına" ilişkin endişelerin dile getirilmesine yol açıyor.

Salı günü Trends in Ecology & Evolution akademik dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kendilerini çevre odaklı diye tanımlayan Twitter kullanıcılarının neredeyse yarısı platformda aktif olmayı bıraktı.

Araştırmanın yazarları, iklim ve çevre hakkında en az 15 günde bir tweet atan 380 bin kullanıcıdan oluşan örneklem grubunu inceledi. Çalışma, Musk'ın Twitter'ı devralmasından sonraki 6 ayda bu kullanıcıların yaklaşık yüzde 47,5'inin aktif olmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar karşılaştırabilmek için ABD siyaseti hakkında tweet atan 458 bin kullanıcıdan oluşan bir kontrol grubunu da inceledi ve bu kullanıcıların sadece yüzde 21'inin aynı dönemde aktif olmayı bıraktığını tespit etti.

Aralık 2022 ve Mayıs 2023 arasında gerçekleştirilen araştırma, Pomona College'da biyoloji ve çevre analizi alanında yardımcı doçent olan Charlotte Chang tarafından yürütüldü.

Araştırmacılar bu kitlesel göçün, Twitter'ın sahipliğindeki ve platformun nasıl yönetildiğindeki değişikliklerin gerçek dünyadaki etkisini gösterdiğini söylüyor.

Yazarlar, "Twitter, bu zamana kadar çevreye dair farklı ilgi alanlarının savunuculuk hedefleri etrafında iletişim kurup örgütlenmek, fikir ve araştırma alışverişinde bulunmak ve yeni işbirliği fırsatları yaratmak için en çok tercih edilen sosyal medya platformu oldu" diye yazdı.

Halihazırda bunun yerini alacak bir şey ufukta görünmüyor ve bu da ekstrem hava olaylarının yol açtığı afetlere müdahale, biyoçeşitliliğin korunması ve iklim değişikliği gibi konularda etkili fikir paylaşımını riske atıyor.

Artık "X" adını kullanan sosyal medya devinde, Tesla'nın kurucusunun platformu Ekim 2022'de satın almasından bu yana bir dizi yeniden düzenleme ve değişiklik görülüyor. Bununla birlikte platform, uzun zamandır gerçek zamanlı bilgi ve kamuoyu seferberliği için hayati bir kaynak.

Çalışma, son bulguların Twitter satışından sonra nefret söyleminin önemli ölçüde arttığını ve katılımın tartışmacı sağcı gruplar için çok daha belirgin bir şekilde yükseldiğini gösterdiğini belirtiyor.

Araştırmacılar, Twitter'ın satın alınmasından bu yana meydana gelen değişikliklerin, iklim politikası alanı veya gelecekteki ekstrem hava olaylarından sonra afet müdahalesi gibi diğer kullanıcı grupları için de dalgalanma etkileri yaratabileceğini söylüyor.



Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları mesajlara "görüldü atılmasını" yaygın bir alışkanlığa bağladı

Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)
Çoğu kişi kısaltma kullansa da görünüşe göre bu şekilde yazılmış mesajlar almak istemiyor (Unsplash)

Araştırmacılar, mesajlaşırken ifadeleri kısaltan kişilerin "samimiyetsiz" göründüğünü tespit etti. Yeni çalışmaya göre bu kişilerin mesajlarına cevap almama ihtimali de artıyor.  

Pek çok kişi mesajlaşırken kelimeleri veya uzun ifadeleri birkaç harfle yazarak kısaltıyor. İnternetin ilk yıllarından miras kalan bu alışkanlık yazışmayı kolaylaştırırken kendine has bir çevrimiçi dil de ortaya çıkarıyor. 

Fakat ABD'deki Stanford Üniversitesi'nin yeni çalışmasına göre mesajlarda kısaltma kullanmak özellikle yeni bir ilişkinin başlangıcında olumsuz bir etki yaratabilir. 

Araştırmacılar, 37 ülkeden 5 bin 300'den fazla katılımcının mesajlarını inceledi ve onlarla anketler yaptı. Flört uygulamaları ve sohbet odalarını kullanan kişilerin kısaltma içeren ve içermeyen konuşmalardaki davranışları da incelendi.

Katılımcılar kendilerine gösterilen mesajları, samimiyet, çaba ve cevap verme isteği üzerinden değerlendirdi. 

Bilim insanları daha güvenilir bir sonuç almak adına farklı bağlamlardaki sohbetleri çalışmaya dahil etti.

Bulgularını Journal of Experimental Psychology: General adlı hakemli dergide yayımlayan araştırmacılar, kısaltma kullanmanın genellikle karşı tarafa samimiyetsiz geldiğini kaydetti. Ekip, kişilerin yakınlığı veya mesaj uzunluğu değiştiğinde bile kısaltmaların olumsuz etkisinin sürdüğünü gözlemledi.

Ayrıca bu davranışı sergileyen kişilerin yanıt alma olasılığının daha düşük olduğu saptandı. 

Diğer yandan çalışmanın başında yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 99'u kısaltma kullandığını ve yüzde 84'ü bu davranışın rahatsızlık vermeyeceğini düşündüğünü bildirdi.

Yüzde 4'lük bir kısım da kısaltmaların karşı tarafın hoşuna gitmesini bekliyodu. 

Makalenin başyazarı David Fang "Mesajlaşan kişilerin kısaltmalardan hoşlanabileceğini düşündük çünkü gayriresmi bir yakınlık hissi uyandırıyordu" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle kısaltmaların bunları kullanan kişiler hakkında olumsuz algılara yol açması bizi şaşırttı.

Araştırmacılar, kısaltmaların çaba göstermemek gibi algılandığı için böyle bir etki yarattığını düşünüyor. 

Fang, "Bulgularımız, örneğin bir ilişkinin başlangıcı ya da iyi bir izlenim bırakmamız gerektiği durumlar gibi, özellikle daha samimi görünmek ve sosyal bağları güçlendirmek istediğimizde önem kazanıyor" diye açıklıyor. 

Diğer yandan kısaltmalar her durumda kötü olmak zorunda değil. Fang, "Örneğin kuryeyle hızlıca mesajlaşırken, daha samimiyetsiz görünmeyi kabul etmek mantıklı olabilir" diyor.

Daha önceki bir araştırmada emoji kullanımının yanlış anlaşılmaya yol açabileceği bulunmuştu. Farklı ülkelerden katılımcılarla yürütülen çalışmada, emojilerin anlamının cinsiyet, kültür ve yaşa göre değiştiği görülmüştü.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Study Finds, Journal of Experimental Psychology: General