Bilim insanları popüler gözlük camı türünün önemli bir fark yaratmadığını açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları popüler gözlük camı türünün önemli bir fark yaratmadığını açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Önceki bilimsel çalışmalar üzerinde gerçekleştirilen yeni bir incelemeye göre, mavi ışığı filtrelediği gerekçesiyle pazarlanan özel gözlükler muhtemelen uyku kalitesinde veya bilgisayar kullanımı kaynaklı göz yorgunluğunda herhangi bir farka neden olacak etkide değil.

Mavi ışığı engelleyen gözlükler, genelde optometri uzmanlarınca, 2000'li yılların başından bu yana giderek daha fazla tavsiye ediliyor.

Dünyanın pek çok yerinde göz hastalarına sıklıkla reçete edilen bu gözlük camları pazarlanırken muhtemel faydaları hakkında bir dizi iddia ortaya atılıyor.

Bu özel gözlüklerin dijital cihaz kullanımıyla ilişkili göz yorgunluğunu azaltabileceği, uyku kalitesini artırabileceği ve ayrıca retinayı ışık kaynaklı hasardan koruyabileceği, ortaya atılan iddialar arasında.

Ancak aralarında Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'nden bilim insanlarının da yer aldığı araştırmacılar, mavi ışık filtreli gözlük camlarının göz sağlığıyla ilgili kullanımlardaki faydası konusunda "kayda değer tartışmalar" olduğunu belirtiyor.

Cochrane Database of Systematic Reviews adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada, bu gözlüklerin görsel performansı geliştirme, retinayı koruma ve uyku kalitesini iyileştirme gibi faydalarına dair 17 klinik çalışmadan elde edilen veriler değerlendirildi.

İncelemede 6 ülkeden, her biri 5 ila 156 katılımcıyı içeren ve bu camların değerlendirildiği sürenin bir günden az bir zamanla 5 hafta arasında değiştiği münferit çalışmalardan elde edilen veriler değerlendirildi.

Araştırmacılar, bilgisayar kullanımı kaynaklı görsel yorgunluğu azaltmak için mavi ışık filtreli gözlük camları kullanmanın, bu filtreyi barındırmayan camlara kıyasla "kısa vadede bir avantaj sağlamıyor" olabileceğini tespit etti.

Bilim insanları ayrıca bu camların görme kalitesini veya uykuyla ilgili sonuçları etkileyip etkilemediğinin de halihazırda net olmadığını ifade ediyor.

Araştırmaların incelenmesinde, uzun vadede retina sağlığı üzerindeki potansiyel etkilere dair de herhangi bir sonuca varılamadı.

Çalışmanın ortak yazarı Laura Downie, "İnsanlar bu gözlükleri satın alıp almamaya karar verirken bu bulguların farkında olmalı" dedi:

Bulgularımız, mavi ışık filtreli gözlük camlarının toplumun geneline reçete edilmesini desteklemiyor.

Dr. Downie, "Bu sonuçlar, göz sağlığı uzmanları, hastalar, araştırmacılar ve daha geniş bir topluluk dahil geniş bir paydaş yelpazesini ilgilendiriyor" diye ekledi.

Ancak bilim insanları, inceleme kapsamındaki münferit çalışmaların kalitesi ve süresinin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Çalışmanın yazarlarından Sumeer Singh, "Mavi ışık filtreli gözlük camlarının görsel performans, uyku ve göz sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini daha net bir şekilde ortaya koymak için daha çeşitli popülasyonlarda daha uzun takip süreli, yüksek kaliteli, büyük klinik araştırma çalışmalarına ihtiyaç var" dedi.

Dr. Singh, "Gözlerimizin bilgisayar ekranları gibi yapay kaynaklardan aldığı mavi ışık miktarı, doğal gün ışığından aldığımızın yaklaşık 1.000'de 1'i kadar" ifadesini kullandı.

"Daha yüksek mavi ışık seviyelerini filtrelemek için camların belirgin bir kehribar rengi tonuna sahip olması gerekir ki bu da renk algısı üzerinde kayda değer bir etki doğuracaktır" diye ekledi.

Ancak yeni araştırmada, mavi ışık filtreleyen camların kullanımından kaynaklı olumsuz yan etkilere dair tutarlı herhangi bir rapora da rastlanmadı.



Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
TT

Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)

Yeni bir çalışma, Avrupa'da yaygın bir şekilde satılan bir öksürük şurubunun Parkinson hastalarında demansın ilerlemesini yavaşlatabileceğini öne sürüyor.

Parkinson teşhisi alanların yaklaşık yarısında 10 yıl içinde demans görülürken, giderek kötüleşen hafıza kaybı, kafa karışıklığı, halüsinasyonlar ve ruh hali değişiklikleri hastaları, aileleri ve sağlık sistemini etkiliyor. 

Kanada'daki Western Üniversitesi'nden nörolog Stephen Pasternak, "Parkinson hastalığı ve demansın mevcut tedavileri, semptomları hedef alsa da altta yatan hastalığı durdurmuyor" diyor.

Bir yıl süren yeni bir klinik çalışma, Avrupa'da onlarca yıldır güvenle kullanılan öksürük ilacı Ambroksol'ün bu semptomların gelişimini yavaşlatma potansiyeli taşıdığını öne sürüyor.

Hakemli dergi JAMA Neurology'de yayımlanan küçük ölçekli çalışmada, Parkinson'la ilişkili demansı olan 55 katılımcı izlenerek hafızaları, psikiyatrik semptomları ve beyin hasarıyla bağlantılı kan belirteci GFAP değerlendirildi.

Bir grup katılımcı her gün Ambroksol alırken diğer gruba plasebo verildi.

Araştırmacılar ilacın güvenli olduğunu, iyi tolere edildiğini ve beyinde tedavi edici seviyelere ulaştığını saptadı.

Bilim insanları yaptıkları açıklamada, plasebo grubunun psikiyatrik semptomları kötüleşirken, Ambroksol alanlarda sabit kaldığını söylüyor.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Plasebo alan bireyler nöropsikiyatrik semptomlarda klinik açıdan anlamlı bir kötüleşme gösterirken, ambroksol alanlar stabil kaldı.

Bilim insanları demansla bağlantılı kritik bir genin yüksek riskli varyantlarını taşıyanların, Ambroksol kullanınca bilişsel performanslarında iyileşme gösterdiğini söylüyor.

Plasebo grubunda GFAP seviyeleri artarken Ambroksol'le sabit kalması, öksürük ilacının beyni Parkinson'da daha hızlı bozulmaya karşı koruma potansiyeli taşıyabileceğine işaret ediyor.

"Ambroksol güvenli bulundu, iyi tolere edildi ve hedefe ulaştığını gösterdi" diye yazan bilim insanları, ilacın biliş üzerindeki klinik etkisinin çalışmada "doğrulanmadığını" da ekliyor.

Önceki çalışmalar Ambroksol'ün, Parkinson hastalarında düşük seviyede olan glukoserebrosidaz (GCase) adlı kritik bir enzimi desteklediğini göstermişti.

Araştırmacılar daha önce Ambroksol'ün, çocuklarda GCase eksikliğinden kaynaklanan nadir genetik bozukluk Gaucher hastalığının tedavisine katkı sağlayabileceğini bulmuştu.

Bu enzimin düzgün çalışmaması durumunda, beyin hücrelerinde atık birikir ve bu da hasara yol açabilir.

Dr. Pasternak "Bu bulgular Ambroksol'ün özellikle genetik risk altındaki kişilerde beyin fonksiyonlarını koruyabileceğini gösteriyor. Bu durum umut verici yeni bir tedavi yolu sunuyor ve halihazırda çok az tedavi var" diyor.

Ambroksol gibi bir ilacın fayda sağlaması, gerçek bir umut yaratabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

Avrupa'da solunum rahatsızlıklarının tedavisi için onaylanan öksürük ilacı, yüksek dozlarda ve hamilelik sırasında kullanım da dahil olmak üzere uzun süredir güven sağlıyor ancak ABD veya Kanada'da herhangi bir kullanım için onaylanmadı.

Bilim insanları bu çalışmadan elde edilen farmakolojik verilerin, Ambroksol'ün demans semptomlarını yavaşlatmadaki etkisini değerlendirmek üzere daha geniş ölçekli klinik deneylerin yapılmasını sağlayabileceğini umuyor.

Independent Türkçe