Boşanan çiftlerin yarısı "1 numaralı çatışma" için aynı gerekçeyi gösterdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Boşanan çiftlerin yarısı "1 numaralı çatışma" için aynı gerekçeyi gösterdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'de yapılan yeni bir anket, boşanan çiftler arasındaki en yaygın çatışma sebeplerini ortaya koydu.

Forbes Advisor'ın yürüttüğü ankete boşanmış veya boşanma sürecinde olan bin kişi katıldı.

Üstelik katılımcıların neredeyse yarısının bir numaralı boşanma sebebinin kariyer olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılara göre evliliklerin neden başarısız olduğunu anlamak, çiftlerin ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı olabilir.

Aynı zamanda evliliğe karar veren çiftlere de rehberlik edebilir.

Çiftlerin evliliklerinin yıkılmasına sebebiyet veren bazı temel çatışmaları gün yüzüne çıkan anket sonuçları şu şekilde:

- Çiftlerin yüzde 46'sı kariyer seçimlerinin evliliklerindeki en büyük çatışma kaynağı olduğu söylüyor.

- Ebeveynlik anlayışları arasındaki farklılıklar yüzde 43'le ikinci sırada yer alıyor.

- Boşanmaların çoğu tek bir taraf tarafından başlatılıyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 27'si evliliği bitirme kararının karşılıklı olduğunu söylüyor.

- Boşanmaların çoğu evliliğin 3. yılı ve 7. yılı arasında gerçekleşiyor.

- Çiftlerin sadece yüzde 4'ü evliliğin 10. yılından sonra boşanıyor.

- Uyum eksikliği, yeni çiftlerin boşanmasının en önemli nedeni. İlk yıllarında boşanan çiftlerin yüzde 59'u bu nedeni öne sürüyor.

ABD'li araştırmacılara göre 2021'de ülkede toplam 689 bin boşanma kayda geçti.

Veriler, ilk evliliklerin yaklaşık yarısının boşanmayla sonuçlandığını gösteriyor. Ancak ikinci ve sonraki evliliklerde boşanma oranları daha da yüksek.

Independent Türkçe, CNBC, Forbes



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature