Mutantlar dünyaya Kovid-19 kabusunu yeniden hatırlatıyor

Uzmanlar, Kovid-19’a bağışıklığın azalması ve kötü hava koşullarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor

Hayatın normale döndüğünü düşündükten sonra maske kullanmaya geri mi dönüyoruz? (Çevre Koruma Ajansı)
Hayatın normale döndüğünü düşündükten sonra maske kullanmaya geri mi dönüyoruz? (Çevre Koruma Ajansı)
TT

Mutantlar dünyaya Kovid-19 kabusunu yeniden hatırlatıyor

Hayatın normale döndüğünü düşündükten sonra maske kullanmaya geri mi dönüyoruz? (Çevre Koruma Ajansı)
Hayatın normale döndüğünü düşündükten sonra maske kullanmaya geri mi dönüyoruz? (Çevre Koruma Ajansı)

Kovid-19 virüsünün yeni bir varyantı ortaya çıkarak kaygı düzeyini yükseltmeye başladı. Bu, yaklaşık iki yıllık durma süresiyle dünyanın zar zor nefes aldığı bir zamanda geldi.

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS), mutasyona uğrama kabiliyeti yüksek yeni bir koronavirüs türünün keşfini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İngiliz haber ajansı BA Media’dan aktardığı habere göre mutasyon tespit edildi. İngiltere’de geçtiğimiz Cuma günü yakın zamanda seyahat geçmişi olmayan bir kişide BA 2.86 mutasyonu tespit edildi. Ajans, “Bu, toplum temelli enfeksiyon vakalarının zaten önemli bir şekilde bulaşabileceği anlamına geliyor” açıklamalarında bulundu. Acil durumlar konusunda bağımsız danışmanlık bilim adamları grubunun bir üyesi olan Christina Bagel, İngiltere’nin azalan bağışıklık ve kötü hava koşulları nedeniyle Eris ve Erecturus gibi Omikron mutantından kaynaklı yeni bir Kovid-19 enfeksiyonu dalgasıyla karşı karşıya kalacağını doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre varyant ilk olarak 24 Temmuz’da Danimarka’da tespit edildi. Aynı gün İsrail’de varyant virüs görüldü. ABD’de ise bu ayın başlarında yeni bir vaka tespit edildi.

Mutantın ‘Hayalet Omikron’ olarak bilinen olası atası BE2’den farklı olduğu söylentileri mevcut.



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters