Tesadüf mü uydurma mı? 'Simpsonlar' kehanetleri

"X" logosundan Titan denizaltı felaketine ve Ukrayna savaşına kadar… Bazı taraflar, bölüm yapımcılarını kötü planlar yapmakla suçluyor

Reuters
Reuters
TT

Tesadüf mü uydurma mı? 'Simpsonlar' kehanetleri

Reuters
Reuters

Hamide Ebu Humeyle

Amerikan dizisi Simpsonlar ile ilgili tahminler, dünyanın dört bir yanındaki komplo teorisi meraklıları için ideal bir gerekçe gibi görünüyor.

Komplo teorisyenleri, zayıf halkların iradesini çeşitli şekillerde kontrol etmek için komplo kuran büyük güçlerin iradesi dışında hiçbir şeyin gerçek olmadığına ve her kararın, krizin, savaşın, trajik ya da garip olayın her şeyden önce dikkatlice planlandığına her zaman inanmışlardır. 

Bu nedenle basit bir Amerikan ailesinin etrafında dönen ünlü 'çizgi film komedisi', bu kesimin düşüncelerinin geçerliliğinin sadece kısa bir kanıtı.

Öyle ki çizgi film, zaman zaman bu planlardan bazılarını sızdırıyor. Ayrıca bu planlar sahada gerçekleşene kadar kendini belli etmiyor.

Bu nedende birçok kişi, tartışmalı, ürkütücü veya şaşırtıcı küresel nitelikteki herhangi bir olayı bekliyor.

Ardından Amerika'daki popüler dramanın en önemli ayaklarından biri olan ünlü dizinin her bölümünü ve her sahnesini araştırıyorlar ve bunlarla çeşitli eylemler arasında bağlantı kuruyorlar.

Gerçek şu ki onlara bu güveni veren bazı detaylar var. Dizinin hikayeleri siyasi, sosyal ve sanatsal gerçeklikle her zaman benzerlikler taşımış ve şüphe götürmez birer öngörü olarak nitelendirildi.

Bu da zamanla büyüyen tartışma ve şüpheciliğe kapanmayacak bir kapı açtı. 

X'in sırrı

Belki de komplocu düşünceyi benimseme eğiliminde olanlar, eserin yaratıcısı Matt Groening'in tarihini 'özgür masonlar' veya her zaman birçok kötülük ve garip planlara atfedilen bir hareket olan Masonlar ile ilişkilendiriyor.

Karakterlere aile üyelerinin isimlerini veren Groening, aynı zamanda bilimkurgudan uyarlanan bir Amerikan çizgi filmi olan ve olayları 3000 yılında geçen Futurama'nın da yaratıcısı.

Çizgi film, birkaç duraksamadan sonra hala bu güne kadar yayın yapıyor.

Ayrıca Simpsonlar'ın lanetinden etkilenmiş ya da daha yumuşak bir ifadeyle onun perdesinin altında yaşayan bir diziye benziyor.

Groening, 1989 yılından bu yana 'Fox' ekranının en iyi zamanlarında yayımlanan ve 34 yılı aşkın bir süredir izleyiciler tarafından 750'den fazla bölüm izlenen 'sarı aile' dizisini de etkileyen bazı dramatik gevşekliklerden de mustarip.

2007'de bu aileyi anlatan bir film de yarım milyar dolardan fazla hasılat yaptı.

Hikâyeye göre baba Homer, sorumsuz bir karakter ama nükleer reaktörde çalışıyor. Anne Marge, ev hanımı.

Kız Lisa, çevre sorunlarıyla ilgilenen bir vejetaryen. Yaramaz çocuk Bart ve Maggie bebek, ayrıca bir kedi ve bir köpek.

Hepsi, Springfield adlı kurgusal bir kasabada yaşıyor. Genel olarak kahramanlar, ideal olmaktan uzak, çoğu zaman kötü rol modeller. 

Animasyon çalışmalarının çocuklara sunulması alışılagelmiş olsa da dizi, ele aldığı konuların hassasiyeti nedeniyle yetişkin kategorisine giriyor.

Diziyle ilgili tartışmalara yol açan son durumlardan biri, ilk kahraman Homer'in, telefonunda milyarder Elon Musk tarafından 'X' olarak değiştirildikten sonra telefonunda 'Twitter' logosuna benzer bir logo taşıyan bir uygulamayı kullandığı kısımlar.

2012'de yayımlanan bir bölüme ait olan bu sahneler, sadece eğlence türünde sınıflandırılan bir eser hakkında yeniden tartışmaların kapısını aralarken, bazılarına göre belki de bundan çok daha karmaşık olarak değerlendiriliyor.

Bölümde atıfta bulunulan logo, Twitter'in kısa bir süre önce değiştirildiği yeni 'X' harfine benzemekle birlikte, ortada bir daire ve çevresinde dört kenar şeklinde olduğu için daha birçok şeye benzetilebilir.

Bu nedenle, bazıları onu uçurtmalara ve hatta helikopterlere benzetebilir. Ancak Simpsonlar ailesiyle ilgili olduğu için ve tabii ki izleyici, bu tür hikayelerle dolu geçmişi göz önüne alındığında onu, kehanet mitiyle ve gizemli metafizik dünyayla ilişkilendirmeyi seviyor.

Belki de doğru hedefi vurabildi

Onlarca yıldır ünlü dizi, dinden siyasete, sanata, savaşlara, bilimsel keşiflere ve diğerlerine kadar hayatın hemen hemen her alanına değindi.

Bu durum, 16'ncı yüzyılın ortalarına kadar uzanan ünlü kehanetlerle bağlantılı olarak kendisine 'Nostradamus' lakabını kazandıran ve bazıları meydana gelen gerçeklere yakın olduğu söylemiş savaş ve ekonomik kriz vaatlerini içeren 'gayb astrolojisi' oyununu anlamanın anahtarlarından biri olabilir.

Dramatik çalışmaya dönersek, bir hikâye onlarca hatta binlerce ayrıntıyı ve alanı içeriyor. Bölümlerde hemen hemen her konu işlendiği için bazı zamanlarda 'hedefi vurmak' uzak bir ihtimal değil ve içlerinden birinin hedefi tamamen şans eseri vurma şansını artırmak için rastgele çok sayıda ok fırlatması da olası.

Bu, yazı ekibinin en önde gelen katılımcılarından biri olan Alfred Jean tarafından benimsenen bir yorum.

Ana yaratıcı Matt Groening ise her zaman tahmin ilkesiyle alay eder ve onu çılgınca bulur.

Groening, kendisinin ve meslektaşlarının komik, absürd ve abartılı olaylar ve detaylar icat edemeyecek kadar hayal güçlerini çok ileri götürdüklerine, ancak görünüşe göre gerçeğin bu konuda kendilerini aşarak onları şaşırttığına dikkat çekiyor. 

Yazarlardan biri olan Bill Oakley de tahmin fikrini tamamen reddederken, çalışmanın, ABD'nin karşı karşıya kalabileceği en kötü koşullar için alaycı ve karanlık senaryolar çizmeye yönelik belirli bir yaklaşımı benimsediğine dikkat çekti.

Bu konuda öne çıkanlar arasında üreticilerin bakış açısına göre Donald Trump'ın ABD başkanlığını üstlenmesi yer alıyor.

Bu nedenle bir bölümde, Trump'ın başkan olarak ortaya çıkışı ve bunu destekçileriyle kutlaması doğaldı. Oakley, bu konuma gelişlerini 'motivasyon' olarak nitelendirdi.

Trump, çizgi film dünyasında ilk kez başkan oldu

Bu konuda belirtilebilecek en önemli noktalardan biri de Trump bölümünün 2000 yılında, yani başkanlık koltuğunu kazanmasından 16 yıl önce gösterildiği için konunun tamamen kurgu olmadığıdır.

Ancak bölüm, bir gün başkanlığa aday olma niyetiyle ilgili haberlerin yayılmasından kısa bir süre sonra yayınlandı.

O sıralarda önemli bir iş adamı olarak da ünlü bir isimdi, oldukça zengin ve açıklamaları ve eylemleriyle tartışmalıydı. 

Aynı şekilde 2001 yılında, yani Arap ülkesinin tanık olduğu bölünmeler ve savaşlardan yaklaşık 10 yıl önce yayınlanan bir bölümde Ortadoğu'da yaşadıkları belirtilen bir grup erkeğin arabasında Suriye muhalefetinin bayrağına benzer bir bayrak görünüyordu.

Ancak bu, basitçe Arap bayraklarında yıldızların yanı sıra yeşil, siyah ve beyaz gibi renklerin yaygın olmasıyla açıklanabilir.

Bunlar Ortadoğu'da birçok ülkenin bayraklarında tekrarlanıyor ve böyle bir sahnede kullanılması doğal.

Aynı şekilde 1990'larda gösterilen bölümlerde Ebola virüsü ve koronaya benzer bir salgına dönüşen grip virüsünden bahsetmek de dahil olmak üzere başka şeyler de açıklanabilir.

Özellikle benzer hastalıklar hakkında bu tarihten onlarca yıl önce dolaşan bilgiler vardı ve bazılarının isimleri çoktan verilmişti.

Ayrıca İsveçli çevre ve iklim aktivisti Greta Thunberg'e benzer bir kişiliğin ortaya çıkması da mantıklı.

Sanayileşmiş ülkelerin faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili böylesine büyük bir çalışmanın olması da doğal.

Tahmin mi öngörü mü?

Ayrıca fiilen gerçekleşmeden yıllar önce video teknolojisi ile görüntülü iletişimin ortaya çıkışının belirtileri, bu teknoloji üzerindeki çalışmaların onlarca yıldır dile getirilmesiyle açıklamak kolay.

Simpsonlar'ı yazanlar gibi bilgili yazarların, özellikle bilim, bilgisayar, teknoloji ve diğer alanlarda kendilerine modern araştırmalar hakkında geniş bilgi veren entelektüeller, sanatçılar ve uzmanlar oldukları için ve elbette yeni bilim, politika ve sanat haberlerini takip ettikleri için böyle bir eleştiri yapması normal. 

Teknolojilerle ilgili olarak, akıllı saat, otomatik düzelticinin ortaya çıkması, dokunmatik ekranlı telefonlar ve diğerlerinde de konu tekrarlanmış durumda. Durum, beklentilere daha yakın.

Elbette olayların en geniş yönü siyasete aitti. Dramadaki krizleri, alaycı bir şekilde sunulsa bile en yaygın konu.

Bu nedenle yapımcıları genellikle sağcı muhafazakâr tarafı bariz bir şekilde eleştirirken liberal eğilime meyillidir.

Cumhuriyetçiler, genellikle bu dizinin kaba ve açık olduğunu ve Amerikan ailesinin imajını çarpıttığını söylüyor. Eski ABD Başkanı George W. Bush bile bu noktayı gündeme getirmişti.

Belirsiz durumlar

Ancak bazen konu kafa karıştırıcı ve tamamen anlaşılmaz bir hale geliyor, sanki karar vericiler diziyi izliyor ve sonra onun hükümlerini uygulamaya çalışıyor ve olaylarının izinden gidiyor gibi.

Film yıldızı Tom Hanks'in Joe Biden'ın ABD Başkanı olarak göreve başlama töreninde yaptığı konuşma da bunlardan biri.

Öyle ki bundan 14 yıl önce de onun benzeri bir sanatçı karikatür atölyelerinde boy göstermişti.

Sahneler ayrıca, Hillary Clinton'ın başkanlık adaylığına yapılan atfın yanı sıra Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e benzer bir karakterin ortaya çıkması da dahil olmak üzere ipuçları ve açıklanamayan ifadeler içeriyor.

Finlandiyalı araştırmacı Bengt Holmström, 2010'daki bölümlerin birinde Nobel Ekonomi Ödülü'nü alırken, gerçekte de bu tarihten altı yıl sonra Nobel'i kazandı.

Bunlar, yaratıcılarının büyücülük ve şarlatanlık yapmakla suçlanmasına ve onların modern çağın falcıları olarak görülmesine yol açan bazı olaylar.

11 Eylül olaylarına, FIFA'da yolsuzluğa bulaşmış yetkililerin tutuklanmasına, ABD seçimlerindeki oy krizine ve Barack Obama'nın zaferine bir şekilde atıfta bulunan sayıların yer aldığı bir gazetenin ortaya çıkmasına ek olarak en şaşırtıcı sahnelerden biri de 2012'de yayınlanan bir bölümdeki bir haberdi.

Haberde, Avrupa'nın ünlü bir sitede Yunanistan'ı satışa çıkardığı görülüyordu. Birkaç ay sonra Uluslararası Para Fonu'na olan borçlarını ödemede temerrüde düşen Yunanistan'daki büyük ekonomik kriz ilan edildi. 

Aynı şekilde aksiyon kahramanı Homer'ın oksijen eksikliğinden mustarip olduğu sahne de dikkat çekici. Atlantik Okyanusu'nda dünyanın takip ettiği Titan denizaltı felaketinin bir tahmini olarak, 2006 yılında yayınlanan bir bölümde eski hazineleri keşfetme gezisine katılmıştı ve bir denizaltındaydı.

Gerçekte de Titanik'in enkazını keşfetmeyi hedefleyen gemidekiler, irtibatı kaybettikten sonra can verdi. 

Bu durumların tekrarlanması nedeniyle referansı kesinlikle Simpsonlar olan olağandışı bir olayın olduğuna inanmak kolaylaştı.

Bu durum ise Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, Fas'ın son Dünya Kupası maçlarında benzeri görülmemiş düzeyde ilerlemesi, Beyrut patlaması da dahil olmak üzere onlarca yanlış tahmine, uydurma fotoğraf ve videoya kapı açtı.

Bu tahminler arasında George Floyd'un beyaz bir polis tarafından öldürülmesi ve gösterilerin patlak vermesi de yer alıyor.

O zamanlar bir polisin bir kişinin başında durduğunu ve dizinin atmosferinin mükemmel bir şekilde taklit edildiğini gösteren görüntüler ortalıkta dolaşıyordu.

Ancak anlık görüntünün, ünlü çizgi filmlerden karakterler çizerek ve kullanarak dünyadaki siyasi olayları yorumlayan sanatçı Yuri Pomo'ya ait olduğu ortaya çıktı.

Koşullar, geleceği önceden tahmin etmede bir kez doğruysa, karşılığında defalarca başarısız oldu.

Dizinin tahminlerine olan takıntıları, inananlarını, hiç bahsedilmemesine rağmen uzun bir olaylar listesine maruz kalmış gibi bir beklentiye sokuyor.

Gerçek şu ki bu tesadüfler, birçok eserde sürekli olarak ortaya çıkıyor. Ama daha az şekilde. Bunun nedeni ise doğası ve ayrıca bölüm sayısının azlığı ve kapsadığı konuların sınırlı olması olabilir.

Bunların arasında 2017'deki bir bölümünde Amerikalı basketbolcu Kobe Bryant'ın üzücü bir sahnesini gösteren animasyon dizisi 'Legends of the Chamberlain' de var.

Dizide Kobe Bryant, bir uçak patlamasının kurbanı olmuştu ve yaklaşık dört yıl sonra kızıyla birlikte bir uçak kazasında öldü.

Dizinin yapımcılarının daha sonra sporcunun ailesine saygı gereği sahneyi silmiş olması dikkat çekici.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant