George R.R. Martin, "tarihin en iyisi" dediği dizi bölümünü paylaştı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

George R.R. Martin, "tarihin en iyisi" dediği dizi bölümünü paylaştı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

George R.R. Martin, tüm zamanların en iyi TV bölümünün hangisi olduğuna dair fikrini açıkladı.

Fantezi yazarı, kendisinin kaleme aldığı Game of Thrones bölümü "Blackwater"ın da yer aldığı, kısa süre önce yayımlanan "Son 25 Yılın 25 Mükemmel TV Bölümü" listesi hakkındaki görüşlerini paylaştı.

Martin, Buz ve Ateşin Şarkısı (A Song of Ice and Fire) roman serisinden uyarlanan sevilen HBO dizisinin 4 bölümünün senaryosunu yazmıştı.

Martin kişisel blogunda Vanity Fair'de yayımlanan listeyle ilgili, "Eğer listedeki diğer tüm bölümlerden daha da mükemmel bir bölüm seçmem gerekseydi... Six Feet Under'ın finali derdim" yazdı.

Bu diziyi bayağı beğensem de Rome, Deadwood, Fargo ya da listede yer almayan diğer birkaç dizi kadar çok sevdiğimi söyleyemem ama o son bölüm televizyon tarihinin açık ara en iyi finaliydi ve birileri daha iyisini nasıl yapabilir hayal bile edemiyorum.

HBO'da yayımlandığı 5 sezon boyunca 9 Emmy ve 3 Altın Küre ödülü kazanan Six Feet Under, Kaliforniya'daki cenaze evi Fisher&Sons'ı işleten Fisher ailesine odaklanıyor. Aile reisi Nathaniel (Richard Jenkins) pilot bölüm başladıktan sadece birkaç dakika sonra şoke edici bir araba kazasında ölüyor.

2005'te sona eren, ansambl oyuncu kadrosuna sahip dramada Peter Krause, Michael C. Hall, Frances Conroy, Lauren Ambrose, Freddy Rodriguez, Mathew St. Patrick ve Rachel Griffiths rol alıyordu.

Martin ayrıca Mad Men'in "The Suitcase" ve Breaking Bad'in "yürek burkan" "Ozymandias" bölümlerini de övdü.

Martin, "Sopranos'un pek çok harika bölümü vardı ama "The Pine Barrens" özeldi ve dizinin geri kalanı boyunca o Rus'un hiç ummadığımız bir anda tekrar ortaya çıkmasını bekledim" yazdı.

74 yaşındaki yazar kısa süre önce, "hayatım boyunca gördüğüm en önemlisi" diye nitelediği, süregelen Hollywood oyuncu ve yazar grevleri hakkındaki düşüncelerini paylaşmıştı.

Martin, "Kimse mevcut noktadan nereye varacağımız hakkında emin olamaz ama içimde bu grevin uzun ve acı olacağına dair kötü bir his var. Umarım 1985'teki kötü şöhretli grev kadar beter bir hal almaz" demişti.

Martin, Game of Thrones'un öncesini anlatan popüler dizi House of the Dragon'ın ikinci sezonunun tüm senaryolarının "WGA grevi başlamadan aylar önce tamamlandığına" dair hayranlarına yeniden güvence vermişti.

Uzun zamandır beklenen romanı Kış Rüzgarları (The Winds of Winter) hakkında da bilgi veren Martin, "neredeyse her gün" bunun üzerinde çalıştığını söylemişti. Martin, "Yazmak, yeniden yazmak, düzenlemek [ve] biraz daha yazmak" diye belirtmişti.

İstikrarla ilerleme kaydediyorum. İstediğim kadar hızlı değil... kesinlikle SİZİN istediğiniz kadar hızlı değil... ama yine de ilerliyor. Beni beladan uzak tutuyor.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe