Netflix'in "zorlama" gerilimi aslında çok gerçekçiymiş

"Bunu izlemek çok zor. Bana Leonardo DiCaprio'lu Diriliş'i hatırlattı"

Idris Elba, Leonardo DiCaprio'nın Diriliş'teki performansından ilham aldığını söylemişti (Netflix/20th Century Studios)
Idris Elba, Leonardo DiCaprio'nın Diriliş'teki performansından ilham aldığını söylemişti (Netflix/20th Century Studios)
TT

Netflix'in "zorlama" gerilimi aslında çok gerçekçiymiş

Idris Elba, Leonardo DiCaprio'nın Diriliş'teki performansından ilham aldığını söylemişti (Netflix/20th Century Studios)
Idris Elba, Leonardo DiCaprio'nın Diriliş'teki performansından ilham aldığını söylemişti (Netflix/20th Century Studios)

Netflix'in 2022 yapımı gerilim filmi Canavar (Beast), yakın zamanda dul kalmış bir baba olan Dr. Nate Samuel'ın iki kızını da yanına alarak Güney Afrika'ya yaptığı geziyi anlatıyordu. 

Ancak baba ve kızlarının birbirine yakınlaşması için planlanmış bu gezi, vahşi bir aslan tarafından takip edildiklerini anlamalarıyla bir hayatta kalma mücadelesine dönüşüyordu.

Filmi öven de var beğenmeyen de 

Britanyalı oyuncu Idris Elba'nın başrolde olduğu Canavar, karışık eleştiriler almıştı. Bazıları filmin yarattığı gerilimli atmosferi ve Elba'nın performansını överken, diğerleri hikayeyi "zorlama" bularak eleştirmişti.

Ancak aslan uzmanı Mark Elbroch, Canavar'ın aslında son derece gerçekçi bir saldırı sahnesi içerdiğini söyledi.

Insider'a konuşan Elbroch, filmi Alejandro González Iñárritu'nun yönettiği ve Leonardo DiCaprio'nun Oscar kazandığı Diriliş'le (The Revenant) kıyasladı.

Saldırı sahnesini izlemenin zor olduğunu itiraf eden Elbroch, Netflix filminin Afrika aslanlarının devasa boyutları ve saldırı şekilleri de dahil olmak üzere pek çok şeyi doğru yansıttığını ifade etti.

Afrika aslanlarının zaman zaman 600 kiloya kadar çıkabildiğini söyleyen Elbroch'a göre, tasvirin gerçekçi olmayan tek yönü, kurbanın ölümcül saldırıdan kurtulmuş olmasıydı.

"Bunu izlemek çok zor"

"Arazideyken bir aslanla karşılaştığınızda, gözleri neredeyse göğsünüzle aynı hizada oluyor ve bu inanılmaz derecede korkutucu" diyen Elbroch, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunu izlemek çok zor. Bana Leonardo DiCaprio'lu Diriliş'i hatırlattı. O ayı sahnesi vahşiliğiyle çok acımasızdı. Bu gördüğümüz en gerçekçi saldırı. Sırtına saldırıyor, büyük kediler herhangi bir ava saldırırken genellikle omurgasına saldırır.

"Bu, öldürmeye giden bir aslan" ifadesini kullanan Mark Elbroch, saldırının olabildiğinde gerçek olduğunu vurguladı ve şöyle dedi:

Buna tam 8 vereceğim. İki puan kaybediyor çünkü bu saldırının yarattığı yıkım ölümcül olurdu.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature