Pirola varyantının hızla yayılmasına yönelik küresel bir öngörü

Uzmanlar, Şarku’l Avsat’a varyantın bağımsızlıktan kaçtığını söyledi

Pirola varyantı dünya çapında farklı ülkelerde görüldü (Şarku’l Avsat)
Pirola varyantı dünya çapında farklı ülkelerde görüldü (Şarku’l Avsat)
TT

Pirola varyantının hızla yayılmasına yönelik küresel bir öngörü

Pirola varyantı dünya çapında farklı ülkelerde görüldü (Şarku’l Avsat)
Pirola varyantı dünya çapında farklı ülkelerde görüldü (Şarku’l Avsat)

Kovid-19 virüsünün Pirola olarak adlandırılan BA.2.86 varyantının 4 kıtada, ABD başta olmak üzere birçok ülkede yayılması  küresel kaygıları yeniden arttırdı.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), yeni varyantı takip ettiğini ve halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkisini daha iyi anlamak için çalıştığını açıkladı.

CDC Pirola ile ilgili bir ön raporda, şu anda bu varyantın daha ciddi hastalıklara, ölüme veya hastaneye kaldırılmaya neden olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığını ekledi.  Açıklamada aşıların güçlendirici dozlarının yeni varyanta karşı etkinliğinin araştırıldığı belirtildi.

Pirola, ilk olarak 2022’de ortaya çıkan ve hızla yayılan ‘Omikron’ varyantının bir kolu olarak karşımıza çıktı.

İlk görünüm

Kovid-19’un Pirola varyantının ilk vakaları Ağustos ayı başlarında Danimarka’da ortaya çıktı. Aynı ay, Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA) ülkede bu varyantın bir vakasını tespit etti.

23 Ağustos’ta Güney Afrika’da da iki vaka daha ortaya çıktı. İsviçre, Tayland, İsveç ve ABD’deki atık su örnekleri analiz edildikten sonra başka vakaların da tespit edilmesi, türün 4 ayrı kıtada keşfedildiği anlamına geliyor.

Yayılma

Mısır’daki Ayn Şems Üniversitesi’nde Eczacılık Fakültesi’nde Farmasötik Ekonomi ve Epidemiyoloji Uzmanı Profi Dr. İslam Annan, yeni varyantın Omikron varyantı kadar şiddetli olduğunu ancak daha yaygın olduğunu söylüyor. Şu ana kadar 2021’de ortaya çıkan Delta türünden başka bir zararlı varyantın evrimleşmediğini de sözlerine ekledi.

Aşıların etkinliğine gelince, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Annan, Pirola varyantının tehlikesinin bağışıklıktan kaçışla ilgili olduğunu, aşıların iyi etkinliğine rağmen, artık semptomlara karşı korumada eskisi kadar etkili olmadıklarını belirtti. Ancak virüsten kaynaklanan ölümleri önlemede hâlâ oldukça etkili olmalarının güven verici olduğunu da vurguladı.

Akademik tıp dergisi Yale Medicine, yeni varyantın, Kovid-19 virüsünün dış yüzeyinde yer alan ve insan hücrelerine girip enfekte etmesine yardımcı olan spike proteininde 30’dan fazla mutasyon içerdiğini bildirdi.

Bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Scott Roberts, dergiye bu kadar çok sayıda mutasyonun dikkate değer ve endişe verici olduğunu söyledi.

Annan ise, Delta ve Omikron gibi önceki varyantların bu sayının neredeyse dörtte birine sahip olduğunu belirtti.

Her ne kadar bu varyant hala izleniyor olsa da şu ana kadar birbirine tamamen uzak 7 ülkede tespit edilmiş olmasının endişe verici olduğunu, bu durumun varyantın yayılma hızının çok geniş olduğunu gösterdiğini ayrıca birçok ülke, 2020’de salgının zirvesinde olan gözetim çalışmalarını artık yürütmediği için başka ülkelerde de yaygın olabileceğini belirtti.

Annan varyantın tehlikesi hakkında, “Yeni değişken, 65 yaş üstü yaşlılar ile tansiyon, diyabet, obezite gibi kontrol edilemeyen kronik hastalıkları bulunanlar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar için tehdit oluşturuyor. Bu gruplar virüs enfeksiyonuna karşı en savunmasız olanları temsil ediyor” ifadelerini kullandı.

Ayrıca “Tıbbi personel de yüksek viral yüke daha fazla maruz kalıyor ve bu, özellikle bir yıldan daha uzun bir süre önce Korona aşısının güçlendirici dozunun alınması durumunda, hastalık semptomlarının hızla alevlenmesine yol açıyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.

30 Ağustos itibarıyla, Pirola varyantı ABD’nin en az 4 eyaletinde (New York, Virginia, Ohio ve Michigan) tespit edildi.

Houston Methodist Hastanesi’ndeki genom dizilimi ekibi yakın tarihli bir basın açıklamasında ‘Teksas’taki ilk vakayı tespit ettiklerini’ duyurdu.

UKHSA Aşı ve Testlerden Sorumlu Ulusal Direktörü Dr. Steve Russell “Çok sayıda mutasyonun hastalık şiddeti, aşı kaçışı ve bulaşma üzerindeki birleşik etkisini tahmin etmek zor” ifadelerini kullandı.

İngiliz medyasına yaptığı açıklamada Russell “UKHSA, halk sağlığı üzerinde potansiyel en büyük etkiye sahip en uygun müdahalenin, uygun olan herkesin hızlı bir şekilde aşılanması olduğuna karar verdi” ifadelerini sözlerine ekledi.



Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
TT

Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)

Gençlik dizisi Dawson's Creek ve korku serisi Çığlık'ın (Scream) yaratıcısı Kevin Williamson imzalı yeni suç draması The Waterfront, haziranda Netflix'te yayımlanmasının ardından kısa sürede geniş bir izleyici kitlesine ulaştı.

8 bölümlük dizi, dünya çapında 11,6 milyon kez izlendi ve 70 ülkede Netflix'in en popüler 10 yapımı arasına girmeyi başardı. 

Kuzey Carolina sahilinde geçen hikaye, Buckley ailesinin zayıflamaya başlayan balıkçılık imparatorluğunu odağına alıyor. Görünüşte geleneksel bir aile olsalar da perde arkasında ihanet, karanlık sırlar ve organize suçlarla kuşatılmış karanlık bir dünya gizleniyor.

The Waterfront, sıradan bir ailenin suç dünyasına karışmasını anlatan drama dizisi Ozark'a benzetiliyor.

Dizinin kadrosunda 1990'ların yıldız isimlerinden Holt McCallany, Çıtır Kızlar'la (Coyote Ugly) tanınan Maria Bello ve popüler dizi Supergirl'den Melissa Benoist gibi dikkat çekici oyuncular yer alıyor. 

The Waterfront, aile bağlarının karanlık yüzünü ve bir mirası korumak için nelerin göze alınabileceğini çarpıcı biçimde işliyor.

Sosyal medyadaki izleyici yorumları da dizinin ne kadar etkileyici olduğunu gözler önüne seriyor. X'te bir kullanıcı, "The Waterfront tam olarak Ozark havası veriyor. Dalmaya hazırım!" paylaşımında bulunurken, bir diğeri, "Melissa Benoist için geldim, hikaye için kaldım. Gerçekten çok iyi bir dizi" yorumunu yaptı.

Bir Reddit kullanıcısı, The Waterfront için "İzlemeye değer" derken, bir başkası ise "Ozark'ı hatırlattı... İnsanı o kadar germiyor ama yine de sağlamdı" ifadesini kullandı.

Bir diğer izleyiciyse, diziyi şöyle özetledi: 

Gergin, kaotik, tempolu ve izlemesi çok eğlenceli!

İnternette heyecan dalga dalga yayılırken, pek çok kişi ikinci sezonun çekilmesi için Netflix'e çağrıda bulunuyor. "Lütfen ikinci sezonu istiyoruz" diyen bir hayrana başka biri şöyle katılıyor: 

Eğer benim gibi Ozark'ı sevdiyseniz, sıradaki Netflix maratonunuz The Waterfront olmalı. Çılgın sürprizlerle dolu. Gerçekten muhteşem.

Dizinin yaratıcılarından Kevin Williamson, New York Post'a verdiği röportajda The Waterfront'u yazarken kendi geçmişinden ilham aldığını söylemişti. Bir kıyı kasabasında büyüyen Williamson, balıkçı babası Wade ve bir otelde çalışan annesi Faye'le denizcilikle iç içe bir yaşam sürmüş.

"Ben balıkçı bir aileden geliyorum. Sadece babam değil, tanıdığım herkes balıkçıydı" diyen yönetmen, aynı zamanda kariyeri boyunca sıklıkla işlediği ihanet ve ahlaki gri alanlar gibi temaları bu yapımda da merkezine alıyor.

Independent Türkçe, Express, LadBible, New York Post