Succession'ın yaratıcısı son sezondaki büyük gizeme açıklık getirdi

Kendall'ın adının altının ya da üstünün çizildiği sahne karşısında hayranların kafası karışmıştı

(HBO)
(HBO)
TT

Succession'ın yaratıcısı son sezondaki büyük gizeme açıklık getirdi

(HBO)
(HBO)

Jesse Armstrong, Succession'ın olay örgüsündeki büyük bir gizemle ilgili baklayı ağzından çıkardı.

Ödüllü hiciv dizisinin final sezonunun 4. bölümünde Roy ailesinin en büyük oğlu Kendall'ı (Jeremy Strong), ailenin medya imparatorluğunun başındaki Logan'ın (Brian Cox) halefi ilan ediyormuş gibi görünen yazılı bir belge bulunuyordu.

Ama bu belgede Kendall'ın adının altından başlayıp üzerinden geçtiği anlaşılan, kalemle çizilmiş bir çizgi de vardı. Logan'ın vurgu için Kendall'ın adının altını mı çizmek yoksa üstünü mü karalamak istediğine dair hayranların ve hatta dizinin karakterlerinin kafası karışmıştı.

Dizinin sona ermesinden birkaç ay sonra FTWeekend Festivali'nde konuşan 52 yaşındaki Armstrong artık gerçeği açıkladı:

Halen diziyi yapıyor olsaydık yapmaktan nefret edeceğim türden bir şey bu. Ama eğer üstünü çizecek olsanız alttan başlamazdınız, değil mi?

Yıllarca konunun etrafında dolandıktan sonra Armstrong, kısa süre önce HBO dizisinin ilham kaynağı hakkında da yorum yapmıştı.

Bir medya patronu ve onun imparatorluğunu miras almak için savaşan çocuklarını konu alan dizinin, News Corp ve Fox Corporation'ın sahibi Rupert Murdoch'a dayandığı uzun süredir tahmin ediliyordu.

Armstrong daha önce Succession'daki Roy ailesinin kurgusal olduğunu ve ilham için "yararlanılacak bir sürü veraset hikayesi olduğunu" ısrarla söylemişti.

Ancak ağustostaki Edinburgh TV Festivali'nde seyircilerin karşısında konuşan senarist "Rupert Murdoch ve ailesiyle ilgili bir senaryo yazdım; bu öncül metin gerçek kişiler hakkındaydı" demişti.

Channel 4'da yarı belgesel dizi gibi başlayıp bir tür senaryoya dönüşen belirli bir yapı, bir çeşit senaryo halini aldı.

Başlangıçta senaryo üzerinde çalışmayı bıraktığını belirten Armstrong, "yıllar sonra" bunun "gerçekten harika bir fikir" olduğunu düşündüğünü ve nihayetinde Succession'a dönüşecek senaryo üzerinde çalışmaya başladığını sözlerine eklemişti.

Altı mı çizili yoksa üstü mü? (HBO)
Altı mı çizili yoksa üstü mü? (HBO)

Succession'ın final sezonu, 14 oyunculuk adaylığı ve En İyi Drama Dizisi de dahil 27 Emmy adaylığı aldı.

Bu yılki Emmy Ödülleri, Hollywood'daki oyuncu ve yazar grevleri nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar ertelendi.

Succession daha mayısta sona erse de Armstrong halihazırda bir sonraki fikrini tasarlamaya başladı. The Observer'a verdiği yeni bir röportajda Armstrong, Peep Show'daki ortak senaristi Sam Bain'le birlikte bir komedi dizisi yapmak istediğini söyledi. Armstrong "Sam'le tekrar çalışmayı çok isterim" dedi.

Bence ikimiz de isteriz. Ayrılığımız mutsuz bir Beatles ayrılığı değildi ve bazı şeyler hazırlıyoruz.

Independent Türkçe



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism