‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Pasif işitsellik bebeklerde erken dil gelişiminin desteklenmesinde rol oynuyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor
TT

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Müziğin ve konuşmanın çocukların öğrenme yetenekleri üzerindeki olumlu etkisi bilim tarafından geniş çapta kabul edilmektedir ancak yakın zamanda, bir çocuğun çevresinden gelen belirli işitsel sinyallerin, gelişmekte olan genç beynindeki dil işleme ağlarının oluşumunda karmaşık bir rol oynadığını doğrulayan kanıtlar ortaya çıktı.

İşitsel sinyallere maruz kalma

Erken dönem beyin plastisitesi ve çocukların bilişsel ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşan ünlü araştırmacı April Benasich, çığır açan yeni bir keşfe ışık tuttu. 6 haftalık bir deneyde, bir grup bebek kısa, sözel olmayan sesler ile bir dizi pasif işitsel içeriğe maruz bırakıldı.

Katılımcı bebekler işitsel parçaları tanımlama ve ayırt etmede yüksek oranda doğruluk gösterdi. 12 ve 18 aylıkken pasif işitsel maruziyete maruz kalmayanlara kıyasla daha yüksek dil puanlarına sahip oldukları görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Cerebral Cortex dergisinde yayınlanan çalışmadan aktardığına göre çalışmanın sonuçları önemli bir bilimsel gelişme zira sözel olmayan seslere pasif maruz kalmanın değiştirici gücünü ortaya koydu. Birkaç milisaniye içinde meydana gelen küçük ses değişiklikleriyle karakterize edilen bu işitsel uyaranlar, bebekleri dilin varlığı konusunda uyaran sinyallere benziyor ve dilin etkili bir şekilde işlenmesi için gerekli sinir bağlantılarının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Benassich’in laboratuvarındaki araştırmacılar tarafından yürütülen önceki çalışmalar, etkileşimli işitsel ipuçlarının temel beyin ağları üzerindeki değiştirici etkisini olduğunu ve bunun da zamanla bebeklerde odaklanma ve dil sonuçlarının iyileşmesine yol açtığı ortaya çıkardı.

Dilsel uyaran

Ancak asıl soru hala varlığını sürdürüyor. Benzer işitsel uyaranlara pasif olarak maruz kalmak dil ağlarında benzer etkiler yaratabilir mi? Yeni çalışma, dil işleme yetenekleri ve gelecekteki dil gelişimi üzerindeki önemli etkisini doğrulayan önemli sonuçlara ulaştı.

Sonuçlar, pasif işitsel maruz kalma yoluyla bile erken gelişim yıllarında hızlı işitsel işlem yeteneklerinin geliştirilmesinin, daha sonraki dil yeterliliği üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi.

Rutgers-Newark Moleküler ve Davranışsal Sinirbilim Merkezi’nde seçkin Sinirbilim Profesörü April Benasich “Gelişen dil ağlarını pasif olarak etkileme yeteneği ileriye doğru atılmış çok önemli bir adımdır. Pasif yol, optimal ağları teşvik etmek için daha basit ve daha ucuz bir alternatif sunarak ebeveynlere, evde tipik gelişimi destekleme fırsatı sunmanın yanı sıra, dil gelişiminde sıkıntılarla yüzleşen bebeklere klinikte veya pediatri merkezlerinde erişilebilir bir müdahale yapılmasına olanak sağlar” dedi.

Benasich’in önceki araştırmalarında, hızlı işitsel işlemleme yeteneği ölçümlerinin, en yüksek dil gecikmesi ve bozukluğu riski altındaki bebekleri tespit etmek için kullanılabileceğini ve bu duruma karşı müdahale etme ve sonuçlarını hafifletme fırsatı sağladığı sonucuna ulaşıldı.

Uzman araştırmacı “Bebeğin beyninin analiz etmesi gereken karmaşık ses farklılıkları, dil gelişimi için çok önemlidir. Beyinleri, gelen ilgili çevresel sesleri analiz edecek şekilde programlanmıştır. Eğer bu seslerin hepsi aynı frekansta ve aynı yoğunluktaysa beyin gerekli farklılıklara karşı duyarsızlaşabilir ve böylece güçlü dil ağlarının oluşumunu engelleyebilir” ifadelerini sözlerine ekledi.



Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzun yaşam açısından umut verici stratejilere yol açabilecek yeni bir çalışmaya göre günlük D3 vitamini takviyesi almak, biyolojik yaşlanmayı yıllarca önleyebilir.

American Journal of Clinical Nutrition'da perşembe günü yayımlanan çalışmada, ABD'den 55 yaş ve üzeri kadınlarla 50 yaş ve üzeri erkeklerin D3 vitamini ve omega 3 yağ asidi takviyesinden sonra 5 yıl boyunca izlendiği Vital adlı klinik çalışmadan elde edilen veriler değerlendirildi.

Takviyenin özellikle hücrelerdeki telomerler üzerindeki etkisi incelendi; tekrarlayan DNA dizileri olan telomerler, kromozomların uçlarında bulunur ve onların bozulmasını önler.

Kromozomların bu koruyucu başlıkları doğal yaşlanma sürecinde kısalıyor ve yaşa bağlı çeşitli hastalıkların gelişimiyle de bağlantılılar.

Brigham ve Kadın Hastanesi'nden çalışmanın ortak yazarı JoAnn Manson, "Vital, D vitamini takviyelerinin telomerleri koruduğunu ve telomer uzunluğunu muhafaza ettiğini gösteren ilk büyük ölçekli ve uzun vadeli randomize çalışma" diyor.

Bu bulgu özellikle dikkate değer çünkü Vital, D vitamininin iltihaplanmayı azaltma ve ileri seviye kanser ve otoimmün hastalıklar gibi yaşa bağlı belirli kronik hastalıkların riskini düşürmedeki faydalarını da gösterdi.

Daha önceki kısa süreli, küçük ölçekli çalışmalar, D vitamini veya omega 3 yağ asidi takviyesinin telomerleri desteklediğini öne sürse de sonuçlar tutarsızdı.

Araştırmacılar Vital çalışmasında 5 yıl boyunca katılımcılarda D3 vitamini (günde yaklaşık 50 mikrogram) ve omega 3 yağ asidi (günde 1 g) takviyesini takip etti.

Yaklaşık 1054 katılımcının beyaz kan hücrelerindeki telomer uzunluğu, çalışmanın başında, ikinci ve 4. yıllarında incelendi.

Araştırmacılar D3 vitamini takviyesinin telomer kısalmasını 4 yıl boyunca kayda değer derecede azalttığını saptadı.

Bilim insanları "Plaseboyla karşılaştırıldığında, D3 vitamini takviyesi lökosit telomer uzunluğundaki azalmayı önemli ölçüde azalttı" diye yazıyor.

Bu, "plaseboya kıyasla yaklaşık üç yıllık yaşlanmayı" önlemeye eşdeğer.

Ancak omega 3 yağ asidi takviyesinin takip süresince telomer uzunluğu üzerinde önemli bir etkisi olmadığını belirtiyorlar.

Çalışmanın bir diğer yazarı Haidong Zhu "Bulgularımız, hedefe yönelik D vitamini takviyesinin biyolojik yaşlanma sürecine karşı koymada umut verici bir strateji olabileceğini gösteriyor ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç var" diyor.

Omega 3 yağ asitleriyle birlikte veya bunlar olmadan günlük D3 vitamini takviyesi, telomer aşınması veya hücre yaşlanmasına karşı koymada rol oynayabilir.

Independent Türkçe